Ayşegül Koç’un sunumuyla Son Mühür TV ekranlarında yayınlanan Gün Başlıyor programının konuğu CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır oldu. Programda CHP’nin hafta sonu Maltepe’de düzenlenen Milletin Sesi mitinginde verilen mesajları aktaran Vekil Sındır ekonomiyi değerlendirdi. Sındır “3 milyon 330 bin dönümden bahsediyorum tarım alanı işlenmiyor.” dedi.
“KORKU İKLİMİ YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Milletin Sesi Mitinginde önemli mesajlar verdiğini aktaran CHP’li Milletvekili Sındır; “Aslında siyasallaşmış hukuk düzeninin karşısında bir miting olmasına rağmen ülkenin genel durumu ve kitleyi bilgilendiren herkesi birlikte yol yürümeye çağıran önemli bir mesaj silsilesi vardı. Vurgulardan biri korku ikliminin yaratılmaya çalışıldığı, milletin bu korku ikliminde sindirilmeye çalışıldığı, siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu kaçakçıları, baronları, paramiliter yapılar, 5’li çeteler hepsi birlikte çalışıyor ve hepsinin bir amacı var korku iklimi. Bir çağrı daha yaptı “bu düzeni bozacağız, gelin bu düzeni bozalım” dedi. Neolibarizme karşıt olduğunun açılımını yapan çok önemli bir vurgu var. Vatandaştan toplanan verginin hesabını vatandaşa verilmesi gerektiğinin ama bunun olmadığının altını çizdi. Afgan ve Suriyeli sığınmacıların geri ülkelerine gönderilmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı ancak zorla değil kendilerinin çalacakları davul zurnalarla ülkelerine dönmeleri gerektiğini vurguladı. Bir vurgusu da kürdü, alevisi çerkezi, dindarı-dinsizi, sofusu, türkü, sağcısı, solcusu herkesin ülke elden gidiyor algısı ile sahip çıkması gerektiğini geçmişte kimi destekledikleri değil gelecekte demokrasi adına, adalet adına, özgürlükler adına neyi arzuladığımız noktasında bir arada olmak bu da altılı ittifak için önemli bir mesajdı bence.” İfadelerini kullandı.
“EKONOMİK BUHRANIN TEK SEBEBİ PLANSIZLIK”
Vekil Sındır; “Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı sistemi adını verseler de tek adam rejiminin olduğu, yargının üst kurullarının üyelerini belirlediği dolayısıyla yargı üzerinde bir vesayet kurduğu aynı şekilde yasama organında kendi çıkardığı KHK veya kararlarla hem idari hem de yasama yetkisinin önemli bir kısmını üzerine alarak, kuvvetler ayrılığı da ortadan kalkınca o tek adam atadığı bakanlar milletin derdi neymiş ona çözüm üretelim değil de yürütmenin derdi neymiş diye tek adama saraya yönelttiği bir saray rejimidir. Ekonomik buhrandan bahsediyorsak tek nedeni plansızlıktır. O tek adamın duyguları-düşünceleri, hırsı ihtirası ile yönetilen bir devlet hükumet. Tüm dünyanın hayret kaldığı şekilde faizi düşürerek enflasyonu baskılayacağınızı düşünürseniz kurları da fırlatırsınız enflasyonda bu duruma gelir. Merkez bankası net rezervi -50 milyar dolarlara kadar yani kendi kasamızda ekside olan borçlu bir kasa görüyoruz. Gıda meselesi de plansızlığın bir sonucudur. Böylesi tek adam yönetimlerinde planlama kimi zaman o tek adamın düşüncelerine ters gelebilir. 5 yıllık plan diye ortaya koyduğu planlara bakıyorsunuz onuncu beş yıllık kalkınma planıyla on birinci kalkınma planına bakıyorsunuz hedefler yarı yarıya küçülmüş. Planlama adı var ama kendisi yok dolayısıyla bunun getirdiği sıkıntıyı yaşıyoruz.” Dedi.
“3 MİLYON 330 BİN DÖNÜM TARIM ALANI İŞLENMİYOR”
Sındır; “AK Parti iktidarı geldiğinden beri 3 milyon 330 bin dönümden bahsediyorum tarım alanı işlenmiyor. Doğru planlama yapılırsa gıda krizi diye bir şey yok. 2005 yılında tarım kanunu çıkarıldı CHP olarak bizde destek verdik. Kanunun 21. Maddesi der ki tarım da verilecek destekleme der ki ‘gayri safi hasılanın yüzden birinden az olamaz’. 2022 yılının gayri safi hasılası yani milli geliri 7.88-7.9 trilyon. 2005 yılından beri yaklaşık 280 milyar eksik verilen kısmı kanunun emrettiğinin de altında olan bu rakam aslında çiftçinin hakkı değil mi sizce? Bundan az olamaz diyor kanun ama bundan az vermişsin. Çiftçiyi rahatlatmak bu borç yükünden kurtarmak gerekiyor tamam borç alınmış bir kere ana parasına sadık kalınsın, ana parasını ödesin faizini biz devlet olarak sıfırlayalım faiz yükünden kurtaralım ana parasını da en az iki yıl sonra başlamak üzere her yıl hasat döneminde geri ödeyebileceği 10-20 yıllık borç yükünden kurtarılması gerekiyor.” Açıklamalarını yaptı.
“TÜRKİYE BUĞDAY KRİZİYLE KARŞI KARŞIYA KALACAK”
Son olarak “Üretici bir liraya satıyor ürünü markete gidiyorsunuz 10 lira aradaki fark nereye? Üretici aslında bu enflasyonda tüketiciden daha çok eziliyor. Önceki tarım bakanı çıktı dedi ki dalga geçer gibi gülüp diyor ki ‘Paramız var ki ithal ediyoruz’ hadi şimdi paramız var bakalım buğday bulabilecek miyiz dünya piyasalarında buğday krizi var buğday da bulamayacaksın. Çiftçiye ‘kardeşim beni ilgilendirmiyorsun’ demektir bu. Fiyatlar düşmeyecek. Türkiye buğday kriziyle karşı karşıya kalacak bu net. Un sanayisi bu yıl çok büyük darbe yiyecek görünüyor.” İfadelerine yer vererek önümüzdeki günlerde buğday krizinin kapıda olduğunu söyledi.