102 yaşına öldü dedem, vadesiyle de değil; talihsiz bir trafik kazası sonrasında toparlayamadı kendini. Günde iki paket sigara içer, kuyrukyağını kavurup yer ve uzun yaşamaya öğüt olarak da;  'Nefsini köreltmeyeceksin, canın ne çekerse yiyecen' derdi. 98 yaşında kadar hiç doktor yüzü görmemiş, ilaç içmemişti. Bir gün geldi;'Beni doktora götür' dedi.

Dedemi doktora ilk kez götürdüğümde doktora şikayet olarak sadece şunu söyledi: 'İŞTAHIM YOK'. 

Doktor bey ve ben güldük. Dedem kızıp: NE DİYE GÜLÜYORSUNUZ! İŞTAHIM YOKSA BEN HASTAYIMDIR. Ömrü hayatım boyunca hiç iştahsızlık yaşamadım!' demişti. 

Aşağıdaki yazı Antep'teki bir kebapcının reklam brosüründen:

"Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan

 sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve Türkleri Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir.

İcabi halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabi reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?

İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın Vita yağının kolestrol yaptığı palavradır.

Kolestrol, kebapları yedikten sonra

iki şise soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.

Sakın bu oyuna düşmeyin.

Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir.

Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte vb. Lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.

Ayrıca son yıllarda moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye birşey yoktur. Bu sözde mutfak, acaip zerzevat ile acaip mahlukatın, wog adı verilen bir tencerede yarı pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakın kanmayın, sakın yemeyin. Helal değildir!

SİZ KEBAP, CİĞER KAVURMA,NOHUTLU DÜRÜM, BEYRAN VE MİS GİBİ FISTIKLI BAKLAVA YEYİN."

Unutmayın su uyur, düşman uyumaz…

Nefsinizin ve bedeninizin  bir bildiği vardır dostlar. Kadınlar gebeyken bebek hangi vitaminde/minarele ihtiyaç duyarsa onları barındıran şeylere aş ererler.