Almanya bugün, hem kendi iç siyaseti hem de genel olarak Avrupa Birliği (AB) için yeni bir siyasi dönemin habercisi olması beklenen Bundestag (federal parlamento) seçimleri için sandık başında. Seçimler, Angela Merkel'in 16 yıl sonra başbakanlığı bırakma kararının gölgesinde düzenleniyor. Anketler, sonuçların son derece belirsiz olduğunu, Fransa ile birlikte AB'nin iki itici gücünden biri olan 83 milyonluk Almanya'yı uzun bir koalisyon pazarlığı sürecinin beklediğini gösteriyor.

Son anketlere göre, ülkenin geleneksel olarak iki büyük partisi olan Sosyal Demokratlar (SPD) ile Hıristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri başabaş gidiyor. SPD kampanya sürecinde büyük bir sıçrama yaparak hem solda zemin kaybettiği Yeşiller'in, hem de mevcut iktidar ortağı CDU/CSU'nun önüne geçmişti. Ancak seçime günler kala yapılan anketler CDU/CSU'nun farkı kapattığına işaret ediyor.

Seçime iki gün kala yayımlanan bir ankete göre fark 2 puana inmiş durumda. Civey şirketinin devlet televizyonu ZDF için yaptığı ankette SPD yüzde 25 oranını korurken, CDU/CSU yüzde 23'e kadar çıkmış durumda. Araştırma şirketi Allensbach'ın Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi için gerçekleştirdiği anket ise farkın 1 puana kadar indiğini gösteriyor. Buna göre seçime saatler kala SPD'nin oranı yüzde 26, CDU'nun oranı ise yüzde 25. Yüzde 2.5'luk hata payı da dikkate alındığında SPD'nin birinci konumunu kaybettiği düşünülürken, seçimin son derece başabaş geçmesi bekleniyor.

Öte yandan, üçüncü parti konumundaki Yeşiller'in yaklaşık yüzde 16, liberal Hür Demokratların yüzde 10.5 ila yüzde 12, aşırı sağcı ve göçmen karşıtı AfD'nin yüzde 10, eski Doğu Almanya'nın Komünist Partisi'nin mirasçısı sayılan Die Linke'nin ise yüzde 5 ila 6 oranında oy alması bekleniyor.  

Bu oranlar hükümet kurmak için gereken yüzde 50 çoğunluğa ancak üç partili koalisyonla ulaşılabileceğine işaret ederken, pazarlıklar sonucunda ortaya çıkacak iktidarın yapısına çeşitli senaryolar var. Partilerin renkleri üzerinden ülke bayraklarına çağrışımla da adlandırılan senaryolardan bazıları şöyle: 

'TRAFİK LAMBASI' (SPD, Yeşiller, FDP)

Olaf Scholz'un adaylığında seçime giren Sosyal Demokratların sandıktan birinci çıkması halinde, şu an anketlerde üçüncü görünen Yeşillerin, Scholz'un koalisyon ortağı olarak ilk tercihi olması bekleniyor. SPD ile Yeşiller, çevre politikalarının yanı sıra vergilerin ve sosyal harcamaların artırılması konusunda genel anlamda uzlaşıyor. Fakat SPD 2005'ten bu yana başbakanlığı ilk kez alabilse bile, yüzde 50 çoğunluğa ulaşmak için liberal Hür Demokratları (FDP) da yanına çekmesi gerekecek. Böyle bir senaryo da 'trafik lambası (kırmızı-yeşil-sarı)' koalisyonunu doğuracak.

FDP lideri Christian Lindner bu senaryoya şu ana dek mesafeli yaklaştı; kinayeli bir şekilde 'SPD ve Yeşililer ile kolayca uzlaşacakları tek meselenin marihuananın yasallaşması olacağını' söyledi. Ancak FDP'nin ideolojik olarak SPD ile Yeşillerin çok daha sağında kalıyor olmasına rağmen, Die Linke'yi hükümetten uzak tutmak amacıyla ve Maliye Bakanlığı'nın kendilerine verilmesi şartıyla böyle bir koalisyona girebileceği belirtiliyor. 

Dünyanın en büyük risk danışmanlığı şirketi olan Eurasia Group'a göre seçimlerden sonra bir 'trafik lambası' koalisyonunun çıkma ihtimali yüzde 45. 

JAMAİKA (CDU/CSU, Yeşiller, FDP)

Almanya 2. Dünya Savaşı sonrası dönemin büyük kısmında 'Hıristiyan Liberal' hükümetlerce yönetildi: Hıristiyan Demokratların (CDU/CSU) da koalisyon ortağı olarak ilk tercihi özellikle ekonomi politikalarında yakın oldukları FDP olacak. Ancak başbakan adayı olarak Armin Laschet'i gösteren CDU/CSU'nun sandıktan birinci çıkması halinde FDP ile iki partili bir koalisyon için yeterli koltuk sayısına ulaşması mümkün görülmüyor. Bu da Yeşiller'i de içerecek bir 'Jamaika koalisyonunu (siyah-sarı-yeşil)' ortaya çıkarıyor.

Bununla birlikte, böylesi bir ittifak üzerinde nihai bir uzlaşma zor görünüyor; FDP lideri Christian Lindner, 2017 yılında bir Jamaika koalisyonu için yapılan pazarlıklardan beklenmedik şekilde çekilmişti. Yeşiller ve FDP'nin çizgileri özellikle çevre politikalarında ciddi biçimde ayrışıyor.  

Eurasia Group'a göre, yeni dönemde Almanya'da bir Jamaika koalisyonu kurulması ihtimali yüzde 30. 

KENYA (CDU/CSU, SPD, Yeşiller)

Bir diğer seçenek ise CDU/CSU, SPD ve Yeşillerden oluşan koalisyon. Bu formül, partilerin renkleri (kırmızı-siyah-yeşil) Kenya bayrağını andırdığı için 'Kenya koalisyonu' olarak nitelendiriliyor.

BÜYÜK KOALİSYON (CDU/CSU, SPD)

SPD, son 16 yılın 12'sinde Merkel'in muhafazakâr partisinin 'isteksiz ortağı' olarak iktidarın küçük ortağı görevini üstlendi. Sosyal Demokratlar bu seçimden önce bir daha böyle bir koalisyona girmeyeceklerini ilan etti ancak partiden 2017 seçimlerinden önce de böyle bir açıklama gelmiş ve diğer seçeneklerde uzlaşma sağlanamaması sonrasında koalisyona katılmışlardı. Eurasia Group, 2021 seçimlerinde bu senaryonun bir benzerinin yaşanmasına yüzde 10 ihtimal veriyor. 

'KIRMIZI - YEŞİL - KIZIL (SPD, Yeşiller, Die Linke) 

Çok düşük ihtimal verilmekle birlikte, olası koalisyon senaryolarından biri de SPD ile Yeşiller'in Die Linke ile bir araya geldiği kırmızı-yeşil-kızıl koalisyonu. SPD ve Yeşiller, NATO ile AB üyeliklerini tartışmaya açan herhangi bir parti ile işbirliği yapılmayacağını açıklayarak, Doğu Alman Komünist Partisi'nin mirasçısı olarak görünen Die Linke olası bir ittifakı fiilen reddetmiş durumda. Die Linke'nin yüzde 5 barajını aşamayarak parlamentoya girememesi de mümkün. Bu koalisyon senaryosuna yüzde 5 ihtimal veriliyor.

Almanya seçimlerinde, 18 yaşın üzerindeki 60,4 kişinin oy kullanması bekleniyor. Partilerin oy oranlarının sandıkların kapanmasından birkaç saat sonra netleşecek olmasına rağmen koalisyon görüşmelerinin haftalar, belki de aylar süreceği öngörülüyor. Koalisyon görüşmelerinde Yeşiller ve FDP kilit rol oynayacak.

Editör: TE Bilişim