ZİHNİ TURGAY ANADOL

Abone Ol

Muzaffer Arabul’un deyişiyle ‘’ Zihni Anadol; yetkin bir ozan, yurtsever bir aydındır. Çalışan, didinen, sıkıntı çeken halkımızın güzel bir oğludur.’’
1944 / İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan anılarını okumamızı ve insan onurunun kişiyi nasıl yüksekte tuttuğunu görmemizi istiyor.


Mehmet Başaran ise ‘’ Zihni Turgay Anadol, zulmün yenemediği adamlardan biriydi. ‘’ diyor.
Mehmet Başaran ki, ip gibi bir adamdır. Eğrisi büğrüsü olmayan…
Vedat Günyol ile onun ‘’ Cancağızım ‘’lı telefonları daha dün gibi aklımda.
İkisini de Konak Belediyesi Kültür Merkezi adına İzmir’e davet etmiştim ama başaramamıştım. Birisi köy enstitülerini anlatsın, diğeri de ‘ deneme ‘ üstüne konuşsun istemiştik Salim Çetin ile…
Mehmet Başaran’a göre Zihni Anadol’un anıları ‘’ Gerçeğe yol döşeyenlerin, aydınlığa omuz verenlerin, kendilerini halka adayanların, düşünceleri uğruna ‘dam’ a düşenlerin yaşamına ışık tutuyor.’’
Hasan İzzettin Dinamo, onu bundan 60 yıl önce tanımış.
Ankara Askeri Cezaevi’nde…
Belleğinde kalan anılarını ‘Truva Atında İlk Akşam’da topladığı için belli ki çok sevinmiş. Kitabın tatlı bir roman güzelliğinde okunabilir olduğunu söylüyor.
Rasih Nuri İleri, Truva Atında İlk Akşam için ‘’ Zihni Turgay Anadol’u her şeyden önce kutlamak gerekir bu kitap için.’’ diyor ve ekliyor: ‘’ Varsın sadece olumlu yanları dile getirsin. Varsın Zihni Turgay Anadol iyilerin öyküsünü yazsın, buna gerçekten gereksinmemiz var.’’
Biliyorsunuz… Eski Çin’de iki tür heykel varmış; İyilerin heykelleri, bir de kötülerin heykelleri.
İyilerinki çiçeklerle donatılırmış, kötülerinki çukur bir yere yapılır, gelen geçen yüzlerine tükürürmüş.
Eski Tüfekler Geçidi…
Evet, Zihni T. Anadol imzalı ‘ Truva Atında İlk Akşam ‘ kitabı biraz böyle… Yıllar öncesi genç komünistlerinin resmi geçidi gibi. Herbiri ismiyle cismiyle karşınızda!
Reşat Fuat Baraner’in Atatürk’ün yeğeni olduğunu biliyor muydunuz?
Ya babasının Anadolu’nun bir ilinde ağır ceza reisliği yaptığını?
‘’ Adı, ağızlardan ağızlara bir masal kahramanı gibi dolaşan Reşat abi…’’
Öyle diyorlar.
Suat Derviş’in ( Saadet Baraner) rütbesiz general dediği, askerliğini er olarak yaparken görevli geldiğinde onunla evlenen Reşat Fuat…
Sürmene’nin Baştımar köyünde doğmuş TKP’li Zeki Baştımar’ın Moskova’da dört yıl sosyoloji enstitüsünde okuduğunu ve Marksizmi iyi öğrenmiş olduğunu öğreniyoruz satır aralarında.
Küllük Kıraathanesi’nde kimlerle bir araya geldiğini sayalım isterseniz:
Necip Fazıl, Sabahattin Ali, Sait Faik, Nail V., Yusuf Ahıskalı, Arif Dino, Abidin Dino, Lütfü Erişçi, Hüsamettin Bozok, Yahya Kemal, Gavsi Ozansoy, Cavit Yamaç, Suavi Koçer, Abidin Nesimi, Suat Derviş.
Küllük, sanatçıların toplanma merkezi adeta.
Arif Dino, daracık pantolonunun altında kocaman kalın ökçeli ayakkabıları, sicim gibi ipince kravatı, uzun kaşe ceketinde devamlı beyaz bir mendil ya da bir çiçek ve ağzından hiç düşürmediği piposuyla yer alırmış burada. Abidin Dino ise kocaman gövdesiyle çınarların dibine çöktü mü, dünya yıkılsa onu kimse yerinden kıpırdatamazmış.
Bu arada şunu da belirtelim: Reşat Fuat takma adlarla yazılar yazar, çeviriler yaparmış. Özellikle de Ali Rıza Çelik adıyla…
Türk Ceza Kanunu’nun 141.maddesinin demokles’in kılıcı gibi sosyalistlerin/ komünistlerin üstünde sallandığı yıllardır. Yargılananlar mı?
Reşat Fuat Baraner, Nihat Balyoz, Davit Nae, Sebati Selimoğlu, Mustafa Birtem, Yunus Bagatır, Cemali Güngörmez, Şoför Halit Irgat, Arif Özinsel, Kirkor Sarrafyan, Münir Belen, Jak İhmalyan, Remzi Özşenel, Hadi Malkoç, Presçi Hasan, Avni Güner, Hüseyin Arıkçay, Ali Tokuç, Zeki Baştımar, Hikmet Elin, Fehmi Kurucu, İrfan Elin, Zihni T. Anadol, Şevket Ertekin, Ziya Türe…
Toplam 65 sanık.
İlerleyen sayfalarda bazılarının uzun uzun özgeçmişlerine tanık oluyoruz.
Suat Derviş’i kitaplarından tanıyanlara yardımcı olmak için onun biraz özgeçmişine bakalım isterseniz:
1903’te İstanbul’da doğmuş. Türkiye’de ve Almanya’da özel öğrenim görmüş. Yeni Edebiyat Dergisi’nin sahibi. 1940’ta da Reşat Fuat ile evlenmiş.
Zihni Anadol, TKP’nin Karabük örgütünden… 1918’de Zonguldak’ın Devrek ilçesinde doğmuş. Evli, bir çocuklu. Karabük Demir Çelik Fabrikası tamirat atölyesinde kontrol memuru.
1940 yılında Ankara Musiki Muallim Mektebi ve Haydarpaşa Lisesi’nden mezun oluyor.
1951’de Yusuf Ahıskalı ile Yeni Ses adlı dergiyi çıkarıyor.
İlk yazısı 1939 yılında Yeni Adam Dergisi’nde yayımlanıyor.
Toplumcu-gerçekçi şiirleri ile tanınıyor.
TCK 141 maddeden üç buçuk yıl hapis yatan Anadol, hapisten sonra da üç buçuk yıl askerlik yapıyor.
Kütahya Lisesi’nde parasız yatılı okurken hakkında komünistlikten dava açılır.
Dava sürerken ‘’ Savcı beni komünist yaparak bu şerefli mevkiye çıkardığından kendisine tekrar tekrar teşekkür ederim.’’ diyen ödünsüz biri Zihni Anadol.
Kıvılcım Kemal Anadol, tıpkı babası!
Bir dergi ya da gazetede okumuştum. Şöyle yazıyordu:
‘’ Gerek ilk kitabı olan ‘Truva Atında İlk Akşam ‘ gerekse ondan sonra yayımladığı anı kitapları, Zihni Anadol’un ‘ kol kırılır yen içinde kalır.’ anlayışının bir göstergesidir. Dikkat edilirse bu kitaplarda hiçbir TKP’li arkadaşını aşağılamamış ve zaaf denilebilecek yanlarını öne çıkarmamıştır.
İyimserliğini bilen Devrekliler şimdi onun adını yanılmıyorsam bir sokakta yaşatıyor.
*
Edebiyatçı Müfide Güzin Anadol’un yakın akrabası olan Zihni T. Anadol’u ölüm yıldönümü olan 11 Mayıs’ta anmak ve yazmak vardı ama kitabı okuyunca dayanamadım.
11 Mayıs’ta da Sait Faik’i anarız.