Oyuncu Yüksel Ünal, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Şuanda sosyal medya ile yaşadığımız hızla tüketilen bir süreçte olduğumuzu söyleyen Ünal; “Bu süreç doğal olmadığı için bir yerde duracak. Oraya doğru geliyoruz. Mesela artık tiyatroya doğru bir yöneliş başladı. Televizyonun yalan olduğu ve kurgu olduğunu iyice anladı seyirci. Yarından sonra 2046’ya geçsek zaman bunu umursar mı? Bir gün bunu anlayacağız ve o gün yaklaşıyor” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 19 Mayıs'ı Maltepe'de konserlerle kutluyor! İstanbul Büyükşehir Belediyesi 19 Mayıs'ı Maltepe'de konserlerle kutluyor!

“Oyunculuk hatırlanan bir şey”

İzmir’de yaşayan Ünal; “Almanya’da doğdum, büyüdüm. 9 yaşındaydım Almanya’dan geldiğimde ve Türkçe bilmiyordum. Yarım yamalak konuştuğum için herkes dalga geçiyordu. Bunun için çalışırken dille ilgili bir merak oluştu bende. İlkokul 4. sınıftayken bir piyeste ilk oyunculuk deneyimimi yaşadım. Sahnede olmak sonra çok hoşuma gitti. Anlatan kişi olmayı çok sevdim. Okuldayken bir şey anlatılacağı zaman, ‘Sen dur Yüksel daha güzel anlatıyor o anlatsın’ derlerdi. Bu da hoşuma giderdi. Oyunculuk öğrenilen bir şey değil hatırlanan bir şey. Aslında hepimiz oynuyoruz gün içerisinde. Oyunculuk hatırlanan bir şeydir” dedi.

“Mizah yapmak zor iş”

Mizah yapmak zor ancak seyirci profili de değişiyor diyen Ünal; “Başımıza bir felaket geliyor. O felaketin mizahını kesin çıkarıyoruz. Biz böylelikle hadisenin gazını almış oluyoruz. Halkın birikmiş öfkesini adamın biri sahnede komikleştirerek anlatıyor. Seyirci dert ortağı birini sahnede görüp alkışlıyor. Sonra evlere dağılıyoruz. Eğer bu anlatılmasa öfke insanların içinde birikecektir. O yüzden sahnede mizahı yapan tehlikeli bir adamdır. Bu iş zor mu diye sorarsanız, zor” dedi.

“Her şeyin bir vakti değil zamanı var”

Ünal; “Şuanda sosyal medya ile yaşadığımız hızla akan ve tüketilen süreç doğal olmadığı için bir yerde duracak. Oraya doğru geliyoruz. Mesela artık tiyatroya doğru bir yöneliş başladı. Televizyonun yalan olduğu ve kurgu olduğunu iyice anladı seyirci. Portakal saate bakarak çıkmıyor, kuşlar takvime bakarak göç etmiyor. Bizim için şuan her şeyin bir vakti var. Ancak anlayacağız ki her şeyin bir zamanı var. Yarından sonra 2046’ya geçsek zaman bunu umursar mı? Bir gün bunu anlayacağız ve o gün yaklaşıyor. Edip Cansever’in Mendilimde Kan Sesleri şiirini çok beğeniyorum” dedi. Şöyle diyor:
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar.
Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
Mendilimde kan sesleri.


“Güzel şiir okudun diye ekmek vermiyorlar”

Tek kişilik gösteri oldukça zor diyen Ünal; “Karşında hadi beni oyala diyen bir kitle var. Yazılmış bir metinde durum farklı seyret ya da seyretme bu oyunu oynayacağız dersin. Diğer türlü sorumluluk sende oluyor. Birçok rolde yer aldım ama hiç değişmeyen rollerim var benim bunları yaşatmak zorundayım. Bir babayım, iki kocayım. Tabii ki oyunculuk devam ama hayatımı idame ettirebileceğim başka kanallara da ihtiyacım var. Çok güzel şiir okuyunca sana ekmek vermiyor fırıncı. Bu ülke bu dilden anlamıyor. Başka işlerde yapıyorum o yüzden. Anne babaların sanatla uğraşmak isteyen çocukları ile ilgili kaygıları çok normal” ifadelerini kullandı. 


“Bu karakter ismimin önüne geçti”


Kendisiyle özdeşleşen karakterlerden biri olan ‘Şeker Ağa’ karakterine ilişkin de konuşan Ünal; “Bir soru var çok hoşuma gidiyor. ‘Şeker Ağa diye bir karakter var mıydı, yoksa sizden sonra mı bu ismi koydular?’ diye soruyorlar. Mesela bu soru benim çok hoşuma gidiyor. Bu karakter çok sevildi galiba ismimin önüne geçti. Bazen şöyle başlıklar atılıyor ‘Muhteşem Yüzyılın Şeker Ağa’sı Yeni Bir Projeye Başlıyor.’ O dönem için en doğru projeydi sanırım. Reyting rekoru kırdı, çok başarılı oldu çünkü. Bizim derdimiz de oyuncular olarak başka bir yere dikkat çekmek, olayları insanlara başka yönden de gösterebilmek” açıklamasında bulundu. 

Yüksel Ünal’ın projeleri


Yaptıklarımı anlatacağım bir döneme geldim diye düşünüyorum diyen Ünal; “Bir senaryo çalışmam var. Üç oyun karaladım. Onları eyleme geçirmek ile ilgili planlarım var. Stand up atölyesi yani Meddah atölyesi diyelim onu kurmak istiyorum. Tek kişilik 2 tane oyunumuz var. Hiç ve Adem’in Mirası diye. Hatta Hiç’i, Kül olarak güncellemek istiyorum. Onları tekrar anlatmak istiyorum. Ocak ayı itibariyle yeni projeler başlayabilir. Görüşmelerimiz sürüyor” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi