Okulların yeni eğitim öğretim dönemine başladığı dönemde sorunları masaya yatıran Sıcak Bakış programının konuğu Eğitim İş 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım’dı.

İşte Adem Yıldırım’ın açıklamalarından öne çıkan detaylar…

Birçok okulda fen bilimleri, kütüphane bulamazsınız çünkü derslik haline getirilmiştir. Konteynerlerde derslere devam edenler var.

Deprem bölgesinde sıkıntılar devam ediyor…

Deprem bölgesinde yapılan atamalar var, o öğretmenler nerelerde yaşayacaklar? Oradaki eğitim öğretime ara vermek yapılacak en büyük yanlış olur. Ama o şartları da iyileştirmek gerekir.

Sınıf geçme yönetmeliği sıkıntılıydı…

İkinci yabancı dil seçmeli derslerden kaldırıldı. Sınıf geçme yönetmeliği doğru bir karar. Öğrencinin 7-8 dersten zayıf alıp ortalamayı tutturduğu için üst sınıfa geçmesini doğru bulmuyorduk.

Kayıp bir nesil var…

Pandemi döneminde sadece süreci idare ettik. Kayıp bir nesil birbrini tetikleyerek devam etmeye başladı. Bizim gerçek anlamda ciddi telafi eğitimi vermemiz gerekiyordu. Biz ne dedik? Her yeri kapatın ama okulları açın. Üniversiteler akademik açılışı Ekim ayının başına erteledi. Neden KYK’larda kalan depremzedeler var. Bunun faturasını sonra ödeyeceğiz, acısını sonra yaşayacağız.

Laiklik ilkesine sonuna kadar sahip çıkacağız…

Biz anayasanın laiklik ilkesine sonuna kadar sahip çıkmak zorundayız. Türkiye’de karma eğitimi sonlandırarak neyi perdelemeye çalışıyorsunuz? Direnç gelince geri adım atıyorlar, sonra soğuyunca yeniden adım atıyorlar. Karma eğitimi tartışmaya açmadan önce çocukların beslenme çantasında ne var onu tartışmalıyız. Derslik sorununu çözmesini lazım. Çağdaş köleliğe yani sözleşmeli öğretmenliğe son vermesi lazım. Ulaşım ve barınma sorununu çözmesi lazım. Karma eğitim tartışmasıyla gündemi başka bir noktaya taşımak istiyorlar.

Okul başlangıç masrafı 11 bin lira…

Bugün itibarıyla okula başlayan bir öğrenci için ilkokul için 11 bin lira bulundurması gerekiyor. Bu devlet okulunda okumak için. Bu başlangıç. Ulaşım ve beslenme maliyeti buna dahil değil. En düşük devlet memuru maaşı yoksulluk sınırından fazla olmalı.

Ekonomik krizin faturasının emeğiyle geçinenlere kesilmekten vazgeçilmeli.

Sanki sadece günü kurtarıyoruz, yarına Allah kerim mantığıyla bir sistem kurgulandı. Biz bugün cehaletle savaşmak yerine cehaletin yanında yürüyoruz.

ÇEDES protokolü yeni değil. Buradaki tehlike şu. Ben nasıl ibadethanede din görevlisinin görevini yerine getiremiyorsam din görevlisi de benim görevimi yerine getiremez. Bununla ilgili yargı süreci devam ediyor.

24 Kasım’da iş bırakacağı. 25 Kasım’da eğitim emekçileri olarak Ankara’da biraraya geleceğiz. Yoksulluk sınırının altında hiçbir eğitimci arkadaşımız çalıştırılmasın istiyoruz.

Editör: Bünyamin Dobrucalı