Elazığ’ın en uzak ilçesi olan Arıcak’ta hayvancılıkla uğraşan Yazar ailesinin 2 çocuğundan biri olan Muhammet Halil, bu yıl Arıcak Ortaokulu’ndan mezun oldu. Kışın kasap dükkanlarında babasına yardım eden Muhammet, yazın ise 2 bin 500 rakımlı Akdağ'da bulunan Kepir Yaylası'nda ailesine yardım ediyor. Her yıl yaylada ailesiyle birlikte çadırda kalan Muhammet, hem çobanlık yapıyor hem de ders çalışıyor. Keçi sağımından peynir yapımına kadar her işi yapan Muhammet, aynı zamanda her fırsatta ders çalışmayı da ihmal etmedi. Bir yandan hayvanları dağda otlatırken diğer yandan da yanına aldığı kitaplar ile ders çalışan Muhammet, büyük bir başarıya imza attı. Muhammet bu sene girdiği LGS’den 494 puan alarak Türkiye ikincisi oldu. Sadece bir soruyu yanlış yapan ve birinciliği kaçıran Muhammet, yine elinde kitap hayvanların peşinde ders çalışmayı bırakmıyor. Üniversite sınavında da aynı başarıyı göstermek istene Muhammet’in en büyük hedefi ise iyi bir cerrah olmak.

“Telefonum yok ve televizyonu da kaldırdım”

Yayla hayatının zor olduğunu aktaran Muhammet Halil Yazar, “Yine de bu işi yapıyoruz ve zevk alıyoruz. Keçiler ve ineklerimiz var. Bizim rızkımız buradır. Bir de kasabımız var. 43 tane düvemiz var. Onları büyütüp kestikten sonra kasapta satacağız. Ben LGS’den 494 puan aldım. Bir yanlışım var oda Fen'den. O soru kolaydı ama ben dikkat etmedim. Başarımın sırrı ailem. Ailem benimle ilgilendi. Telefonum yok ve televizyonu da kaldırdım. Öğretmenlerim benimle çok ilgilendi. Adil hocam Elazığ’a gidip benim istediğim kaynak ve kitapları alıyordu. Bende çalışıyordum” dedi.

“Keçi sağdıktan sonra yine akşam bir kitap okuyup yatıyordum”

Hedefinin olduğunu aktaran Yazar, “Benim bir hedefim vardı ve ben bu hedefimi gerçekleştirdim. Biz keçileri sürerken arkasında çalışıyordum. Onları otlak alanlara götürdüğüm zaman kendi başlarına otluyorlar. Ben de bir taşın altına gölgeye geçtikten sonra çalışıyordum. Böylece kazandım. Keçi sağdıktan sonra yine akşam bir kitap okuyup yatıyordum. Arıcak’ta hiçbir dershane ve etüt merkezi yok. Biz de zaten bu hayatı ve zorluğu gördüğümüz için tek çaremiz okumaktır. 8 tane İstanbul bir Elazığ ve bir tane de Ankara’dan bir lise tercih ettim. Büyüdüğümde cerrah olmak istiyorum. Beyin cerrahisini daha çok istiyorum. Herkesin yaptığı soruyu ben yanlış yaptım bir Türkiye birinciliğini kaçırdım. Oda nazarım olsun. Çalışmaya devam edeceğim. Üniversite sınavında da böyle büyük bir başarı elde etmeyi planlıyorum” diye konuştu.


“Bazen benim işlerimi yapıyor bazen de çobanlık yaptı”
Oğluyla gurur duyduğunu dile getiren baba Yücel Yazar, “İlk önce çocuğun kendisinde olacak. Zeka ve heves olacak. Aile ortamı ve okulu iyi olacak. Çok şükür biz bu üçünü de bir arada yakalayabildik. Biz kısıtlı bir bölgede yaşıyoruz. Gelirimiz kısıtlı. Gerek iş yerim de gerekse yaylada Muhammet yardımcı oldu. Bazen benim işlerimi yapıyor bazen de çobanlık yaptı. Dağda eğitimini bu şartlarda aldı” şeklinde konuştu.

“Çocuğumuzun çobanlık yaparken elinde kitapla dolaştığını fark ettim”

Arıcak Milli Eğitim Müdürü Fethi Kılınç, “Zaman zaman çocuklarımızı ziyaretlere gidiyoruz. Geldiğimde çocuğumuzun çobanlık yaparken elinde kitapla dolaştığını fark ettim. Tabi azim etmesini ben çok önemsedim. Bizde takip edip rehberliğini yaptık. Öğretmen arkadaşlarımız yıl içerisinde çok fazla deneme sınavı yaptılar. Biz özel okulda olmayacak kadar deneme sınavı yaptık. Öğrencimizin böyle hırs ve azimle çalışmasını ben çok önemsiyorum” diye konuştu.

Okul Müdürü Adil Yıldırım ise “Muhammet Halil, tableti eline aldığında oyun oynamazdı. Diğerleri oyun oynarken Halil ise oradan kendine kitap bakardı. Hatta kitap alacağımız zaman ondan fikir alırdık. Yaylayı ve hayvanları çok seviyor. Hocam illa ben yaylaya gideceğim diyordu. Uzun süredir yaylada ailesine yardım ediyor. Doğaya ile iç içe. Başarının diğer bir sırrı ise buradan aldığı oksijen be doğal besinler olabilir” şeklinde konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER