Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Gün Başlıyor programına konuk olan İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı  (İESOB) Yalçın Ata, Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. 

Yalçın Ata, İESOB'de 25 yıldır devam eden yönetimin sona ermesi sonrası ilk kez Son Mühür TV'de açıklamalarda bulundu. Ata, İESOB'deki değişime öncülük ettiği için gurur duyduğunu söyleyerek, tüm İzmir teşkilatına teşekkür etti. Ata, “İlk programımızı sizinle beraber burada yapmıştık, Ayakkabıcılar Odası Başkanlığım devam ediyordu. Şimdi de devam ediyor. İki buçuk sene sonra bir seçim sürecimiz var. O süreye kadar Ayakkabıcılar Odası’nı devam ettireceğiz” dedi. 

“İlçelerdeki tüm odaları gezdik, 40 bin km yol yaptık” 

Ata, “Üç buçuk aylık bir süreç. Çetin yollardan geldik. İESOB’ de 128 odamız, 1016 delegemiz var. 1016 arkadaşımıza derdimizi anlatmak, neler yapacağız, projelerimiz bunlar demek o kadar zor bir süreçti ki. Sadece İzmir Merkez’de değil, odalarımız ilçelerde de var. İlçeleri tek tek nakış işler gibi gezdik. Bergama’dan, Aliağa’ya, Kınık'a, Selçuk’a, Ödemiş’e, Tire’ye, Kiraz’a kadar nakış işler gibi günlerce gittik. 40 bin km yaklaşık olarak yol yapmışız. Tabi kolay bir süreç değil insanlara kendinizi kabul ettirmek, insanlara projeleri anlatmak... Bunlar süreç isteyen işler” ifadelerini kullandı.  

“Odalara yapacaklarımızı anlattık” 

“Ben on bir yıldır İzmir Birliği’nde görevdeyim. Birinci dönem disiplin kurulu başkanlığı, ikinci dönemde de denetim kurulu başkanlığını yürütüyorum İESOB’de. Sadece merkezdeki odalarımızı tanıyoruz. Çok fazla odalarla iştigal olunmadığı için merkezdeki arkadaşlarımızı yakinen tanıyorum. Ama ilçelerde hiç tanımadığımız arkadaşlarımızla karşılaştık. Oda başkanları ama daha önce hiç görüşmemişiz. Neden böyle oldu derseniz senede bir kere iftar yemekleri veriyoruz o da bölgelerde. Örnek veriyorum Bergama’da iftar yemeğimiz var, Bergama’daki odalar katılıyor. Kınık, Bergama, Poyracık olarak 14 oda bu. Orada ne kadar insanları tanıyıp, sohbet edebilirsin? Bir de senede bir kere başkanlar toplantısı oluyor. O da son iki pandemiden dolayı zaten yapılmamıştı. Dolayısıyla ilçelerdeki birçok oda başkanı arkadaşımızı tanımakta güçlük çekiyorduk. Bir de birliğimizin projelerinden bir tanesi oda başkanları bir araya gelmesin, ileride bir sıkıntı olmasın diye 8-10 oda başkanının bir araya gelmesinden imtina ediyordu birlik başkanı. Halbuki insanların birbirini tanımasından güzel bir şey olabilir mi? O kadar güzel arkadaşlıklar edindik ki bu üç buçuk aylık periyotta. Gittik hem ağırlandık hem ağırladık. Çok güzel arkadaşlıklar oldu. Bu süreç içerisinde yapacaklarımızı anlattık. Uzun bir süreydi o günlerden seçim tarihine kadar çalışma yaptık. Ekip arkadaşlarım çok iyiydi. Bazen beş araba gittik bazen on arabaya kadar ulaştık. Ama kahvede ama odalarda sohbetler oluyordu, değişimin gerçekleşmesi gerektiğini, projeleri, iyi işler yapacağımızı bütün oda başkanları ve yönetime anlatmaya çalıştık. Bu süreç 11 Haziran’a kadar devam etti. 11 Haziran’da da seçimler oldu. Buradan bizi taktir eden arkadaşlarıma, yönetici arkadaşlarıma, oda başkanları arkadaşlarıma teşekkür etme fırsatı buldum sayenizde. Buradan tüm delegelerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bizi göreve laik buldular. Çok çalışmıştık, yüce rabbim çalışmanın karşılığını mutlaka veriyor.” 

“9 yıldır uğranmamış odalar var” 

Ata, “Bizim ilk imza sürecimiz olmuştu, imza sürecinden sonra bir anda kırk odamız bizimle birlikte oldu. Bu çok inanılmaz bir şey. 40 oda birlikten rahatsız oluyor, kiminin küskünlüğü var. Zaten 128 oda var, 20-25 odayı alsanız seçimi rahatlıkla kazanabilirsiniz. Bizim derdimiz seçim değildi. Biz bu işe başladığımızda biz bunu kazanacağımıza zaten inanmıştık. Onun için zor bir süreç değildi. Odalarımıza bakılmamış, odalar ihmal edilmiş, bazı odalara gittik masası, sandalyesi yoktu. O kadar sıkıntılar vardı ki daha önceki başkanımızın 9 yıldır uğramadığı odalar vardı. O kadar zor durumda olan odalar vardı ki iyi ki b u yola çıkmışım dedim. Çok güzel işler yapacağız. Ben hangi odaya gittiysem şikayetlerle karşılaştım. Demek ki ne kadar ihmal edilmiş ki odalar ayağa kalktılar. Sağ olsunlar benim gibi öncülük yapan bir arkadaşın yanında durdular. Biz bu dertlere çare bulmaya geldik” dedi. 

“Yalçın Ata faktörünü unuttular” 

“Bir ara vazgeçme aşamasına gelmiştim ama karşı taraftan sekiz, on oda ile görülüyormuşuz diye duydum. Daha ilk birinci ayda 50 oda arkadaşımız arkamızdaydı bizim. Karşı taraftan 8-10 oda anca var, aldıkları imza 100 tane denilerek çirkinde bir propaganda yapılıyordu. 408 imza seçimde de yanımızdaydı. Birlik eğer isterse odaların üye sayısını kısabiliyordu. Ellerinde yetki fazla olduğu için odaların sıkıntıya düşmemesi için isimlerini zikretmeden, tamamladık. Zaten biz tamamlamış olmasaydık onlar seçim kararı almazlardı. Biz seçime hazırlıklıydık arkadaşlarımızla beraber. Zaten zorlu rakiplerle savaşarak geldik bugünlere. Seçimi kazacağıma ilk başladığım günden, bugüne inanıyordum. Zaten salon dışındaki hazırlıklarımızdan ne kadar hazır olduğumuz belliydi. Gelen delegedeki arkadaşlarımızda bunu gördüler. Birçok arkadaşımızda bu konu ile ilgili tebrik telefonları aldım. Seçim salonu dışında sahada da hazırlıklıydık. Brandalarımız, sloganlarımızla... Seçime böyle gittik zaten. Geçmiş yönetim uzun zamandır seçim yapılmıyordu karşılarına rakip çıkmadığı için. Herkese 8-10 oda gibi küçümseyerek davranıyorlardı. Ama unuttukları bir şey vardı Yalçın Ata faktörü... Buradan onu söylemem gerekiyor. Ben çok çetin savaşlarla Ayakkabıcılar Odası Başkanlığı’na seçildim. Kendileri de çok iyi biliyor. Ben seçilir seçilmez beni birliği Disiplin Kurulu Başkanı olarak seçtiler. Belki birlik tarihinde hiç yoktur seçilip de birliğin disiplin kurulu başkanı olan. Göreve geldikten 15-20 gün sonra birlik seçimlerimiz vardı ve ben listeye girdi. Birlikte Disiplin Kurulu Başkanı oldum.”  

“Seçimi kazanacağıma emindim” 

“Seçim gecesi çok dua etmiştim, sabah kalktığımda hiç heyecanım yoktu. Bugün nasıl burada oturuyorsam, seçim günü de aynı o şekildeydi. Çünkü çok emindim ve rüyasını gördüm. Birkaç arkadaşım da rüyasını görmüş biz bu seçimi kazanıyoruz diye. En önemli noktalardan bir tanesi ben ve ekip arkadaşlarım 105-160 oy farkla kazanacağımızı düşünüyorduk. Çünkü gerçekten çok iyi çalışmıştık. Odaları tek tek analiz ettik, biz nereden oy alabiliriz dedik. Tek tek bütün çalışmalarımız alt kadrolar, başkanlar dahil olmak üzere 600 üzeri oy alacaktık. Hep adaletten bahsediliyordu ama adalet bu seçimlerde olmamış. Ben ve ekip arkadaşlarım çevre ilçelere tamamını cebimizden harcayarak gittik. Şahsi söylüyorum 2 milyona yakın para harcadım seçim çalışmalarında ama cebimizden gitti. Yemekler verdik, yakıt paralarını ödedik, hep yollardaydık. Bazı akşamlar ilçelerde kalmak zorunda da kaldık. Ama karşıdaki bu 25 yıllık iktidar hayatta para evrilmeyen 35 odanın borçlarını silmişler. Onu da şimdi öğreniyoruz. Ayrıca 15 odanın da kimisine 300-500 olmak üzere ciddi şekilde para dağıtılmış. Hangi adaletten bahsediyoruz o zaman? Seçimden önce verilmeyen paralar seçime üç gün kala neden dağıtıldı sormak lazım. O paralar birliğin parası. Odayı borçlandırıyor, senet alıyor, odalarda zaten EYT’den dolayı sıkıntı çekiyordu. Buradan bunu özellikle ifade etmek istiyorum adaletten bahsediyorduk, hangi adalet? şimdi soruyorum. 

İstanbul baraj doluluk oranları yükselişte! Son 1 yılın en yüksek seviyelerine yaklaşılıyor! İstanbul baraj doluluk oranları yükselişte! Son 1 yılın en yüksek seviyelerine yaklaşılıyor!

“Adaletli bir seçim olmadı"

“Biz insanlara derdimizi anlattık, kendimizi kabul ettirdik, bütün odalara tek tek derdimizi anlattık. 3-5 muhalefet yapan odalar hariç bütün odalara gittik. Tek tek anlattık derdimizi, insanları ikna ettik. Bu ikna ettiğimiz insanlardan 5-6 oda son gece bizden ayrılarak karşıya geçti. Neden? istedikleri, ihtiyaçları için. Şimdi odalar sıkışık, başkan arkadaşlarım cebinden verecek hali yok. Hem idareci arkadaşlarım maaş almıyor, insanlar gönüllü olmuş o odalar yeter ki ayakta dursun diye çünkü odalarda sıkıntı var. Dolayısıyla şimdi öğreniyoruz ki 4-5 milyon para ile odaları borçlandırarak oyu satın almışlar. Onun için bunu bütün İzmir basınında sesim duyulana kadar söyleyeceğim. Biz hep adaletten bahsetmiştik, hangi adalet bu? İnanılmaz derecede harcama yapılmış sadece oy almak için. Karşı taraf birliğin arabalarını, kahvaltılarını kullanarak bütün imkanları ile seçime girdi. Onun için bu altmış oy fark yapmışız bu bizim gönlümüzün rıza gösterdiği bir fark değil. Biz en az 620-650 arası oy alacaktık ama tabi ki son gecelerde bazı olaylar dönmüş. Onu da ayıplıyorum, hiç şık olmamış. Çok adaletsiz seçimden sonra galibiyetle çıktık, en çok ona seviniyorum. Para ile odalarımızı satın alamadılar. Yapmadık diyorlar ise buradan evrakları göstermeye hazırız. 25 yıllık iktidarın böyle bir şeye tenezzül etmesi hoş değil. Seçim bitti seçim akşamı beyaz bir sayfa açtık. 128 odamızla hepsine eşit mesafedeyiz. Görüşmediğimiz odalardaki arkadaşlarımız da dahil buna. En ufak bir kırgınlığım da yok, tüm oda başkanlarını da bekliyorum. Hepsi arkadaşım, oda başkanım...Biz yenilik yapacağız diye geldik, önümüzde bir süreç var. İzmir esnafının hizmetinde olacağız, dertlerini dinleyerek, ekmeklerini büyüteceğiz.”  

Yalçın Ata’nın projeleri 

Ata, “İlk olarak odalarımızı çok şık bir hale getireceğiz. Belediye başkanlarımız, kaymakamlarımız var, birçok devlet bünyesinde çalışan kurumumuz var. Bunları gidilebilir, ziyaret edilebilir noktaya getireceğiz ilk hedefim bu. Ve zaten söz verdim bazı odalarımızın sandalyesini, bilgisayarını düzenleyerek oda haline getireceğiz. Buna da hemen başladık, bayramdan sonra bu odalarımızı şıkır şıkır göreceğiz. Sonra odalarımızın en büyük sıkıntısı üye ile ilgiliydi. Nace kodlarında aksaklıklar var. Ankara’dan bu işi halledip, Nace kodlarını düzenleyeceğiz. İstanbul'dan sonra en büyük birlik İzmir. Bunu daha da büyüteceğiz. Mevcutta bir otelimiz var. Buradaki oteli, mevcut hükümetin yetkileri görüştük Esnaf Üniversitesi kurmayı düşünüyoruz. Turizme kazandıracağız. Otelin bulunduğu yer Buca. Şöyle bir inceleme yaptık o bölgede kiralar 10-12 bin lira. Otelimizde 40 odamız var, aşağı yukarı yüz yatak kapasiteli. Burayı kışın 1 Ekim’den, 1 Haziran’a kadar olmak şartı ile üniversitede okuyan kız öğrencilerimize, özellikle İzmir ili ve ilçelerindeki esnaf ailesinden gelen evlat olacak. Bunların çok cüzi bir rakamla kahvaltı ve yemeklerini çıkararak karşılayacağız. Burayı bir ve iki sene böyle değerlendirmeyi düşünüyoruz. Yurtlar büyük problem, şehir dışından gelen arkadaşlarımız arıyordu ev tutabilir miyiz nereye yerleştiririz diyorlardı. Çok büyük problemi burada 100 arkadaşımızı barındırarak çözeceğiz. Yazında 4 yıllık bir periyotta turizme kazandırmış olup, birliğimize gelir kazandırmış olacağız. Ayrıca birliğimize ait taşınmazlar var, biz satmadan yana değiliz. Buraları kiralayarak değerlendirmek istiyoruz. Çeşme’de çok güzel bir yerimiz var ve buraları kiralamak isteyen birçok firma vardı. Kiralamadığınız yerler çöplük haline geliyor. Buraları kiralama yollarına gideceğiz. Bir yerimiz var yine TEDAŞ gelmiş aktarma yeri kurmuş. Birliğin yöneticilerinin haberi yok bundan ve biz on sene sonra fark ediyoruz. Ondan şimdi de mahkemelik durumda. Esnafın malını sahiplenmek lazım. Esnafın bir kuruşu olsa dahi üzerine gideceğiz ve bunu çözmeden bırakmayacağız.”  

“Piyasa dengelerinin kurulmasını istiyoruz” 

Ata, “Pandemide birçok sektörde örnek veriyorum kahveciler, berberler, kantinciler, lokantalar kapanmak zorunda kaldı. Pandemi iki sene esnafın belini büktü. Esnaf bir buçuk- iki yıldır pandemiden kurtulmaya çalışıyor. Toparlamaya çalışırken maliyet yükseldi, dövizlerdeki artışlar esnafın bu taraftan da belini büktü. Dövizin yükselmesi ile her şeyin, malzemenin fiyatı arttı. Buradan Esnaf Odaları Birliği Başkanı olarak hükümetimizden esnafla ilgili tek isteğimiz var bugün aldığımız on liralık malı ertesi gün on bir liradan alıyoruz. Öncelikle fiyat ayarlanmasını istiyoruz. En fazla bu konuda şikâyet alıyoruz.  Yeni hükümetle birlikte piyasa dengelerinin kurulmasını istiyoruz. Piyasaya güven verilmesi lazım, enflasyonun da önüne geçilmeli. Esnaftan vazgeçemezsiniz semtlere gidelim bakalım her yer esnafla ayakta duruyor. Esnafın ışıkları sönerse Türkiye’nin ışıkları söner. Asgari ücret 11 bin 402 lira bu sigortası ile beraber 16 bine çıkıyor maliyeti. Sadece bununla bitmiyor, elektrik, kiralardaki fiyatlarındaki anormal artış da var. Bu stopaj yükü de var esnafta. Hem kira ödüyoruz bir de stopajını ödüyoruz. Ben kiracının stopaj ödemesine de karşıyım bunun makul seviyelere çekilmesi gerekiyor ya da kaldırılmalı. İzmir esnafının ekmeğini büyüteceğiz. En ufak bir konuda bize ulaşabilirler birliğimiz 24 saat açık. Hukuk bürosu kuruyoruz genç avukat arkadaşlarımızla, 230 bin esnafımızın problemleri ile savaşacağız” diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER