Adli Psikolog ve Bağımlılık Terapisti Duygu Tor ile uyuşturucu bağımlılığı ve tedavi yöntemleri hakkında konuştuk. Tor sorularımıza içtenlikle cevap verdi. En iyi mücadele yönteminin uyuşturucuya hiç bulaşmamak gerektiğini söyledi. 

Duygu Tor, "Günümüzde uyuşturucu bağımlılığı olarak bilinen durum aslında madde bağımlılığıdır. Bağımlılık kendi içersinde iki bölüme ayrılır. Birincisi uyuşturucu madde bağımlılığı ikincisi ise uyarıcı madde bağımlılığıdır. Bu durum maddelerin insan üzerindeki fiziki etkilerine göre değerlendirilir. "

Tedavi yöntemleri

"Tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri bağımlılık türüne göre değerlendirilir ve çözüm üretilir. Uyuşturucu bağımlısı bireyin tedavi süreçlerinde bağımlılığına sebep olan travmalar gözlenmeli ve bireyin durumuna göre arınma süreçleri başlatılmalıdır. Bu konudaki en büyük gösterge kişinin geçmişteki yaşamı dinlenerek belirlenir. Bağımlı birey doğuştan gelen kişilik bozuklukları sergiliyorsa kişilik bozukluğuna bağlı madde bağımlılığı tanısı konulur. Bu durum tedavisi oldukça zor bir süreci beraberinde getirir. İkinci seçenek ise madde bağımlılığına bağlı kişilik bozukluğu rahatsızlığının bulunmasıdır. Bu durumun tedavisi daha kolay ve daha başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Uyuşturucu ve uyarıcı madde ortadan kaldırıldığında birey eski sağlıklı dönemlerine geri dönmektedir. Bütün madde bağımlılıkları öncelikli olarak 21 günlük akut dönemden geçirilmeli ve oldukça yoğun geçecek bu süreçte sürekli gözlemlenmelidir. günümüzde bu dönem bir takım sentetik uyuşturucu içeren ilaçlarla geçirilmeye çalışsa da maalesef istenilen başarı elde edilememektedir. Çünkü madde bağımlılığı bir nevi beynin doyum noktası problemidir. Sisteme uyuşturucu alınmaya başladıktan sonra birey almış olduğu hazzın devamlı olmasını istemektedir. Ancak her kullanım sonrasında beyin ve fiziki sistem bir doz için tolerans geliştirmek tedir. Bu nedenle madde kullanımı aynı dozlarda bağımlı bireylerde aynı etkiyi göstermektedir. Bunun için sürekli daha çok madde kullanımı tercih edilmektedir. Başlangıçta aralıklı olarak uyuşturucu veya uyarıcı kullanımı daha sonra her gün ve hatta gün içinde birkaç kez kullanma mecburiyetini de beraberinde getirmektedir. Yüksek miktarda madde kullanımı ilerleyen süreçlerde bedenin iflas etmesi neticesinde ölümle sonuçlanabilmektedir. Bağımlı bireyleri uyuşturucu satıcıları bu durumdan kurtulmalarının mümkün olmadığı algısıyla hayatları boyunca bu tuzağın içersinde tutmaya çalışmaktadırlar. Tedavi merkezlerinde ise bu durumun hayat boyu sürecek bir hastalık olduğu bilgisinin verilmesi bağımlı bireyleri umutsuzluk bataklığına sürüklemektedir. Bu nedenle bağımlı birey kurtulamayacağını düşünerek daha çok daha çok madde kullanımına ve intihara yönelmektedir."

Bağımlılık danışmanlığı

"Bu nedenlerden dolayı bağımlılık danışmanlığının önemi artmakta ve bu bataklığa saplanmış insanlara kurtulmanın mümkün olduğunu göstermelerini gerektirmektedir. Sürekli kontrol ve terapiler, başarılı bir tedavi süreci, ilaçlardan uzak bir detoks sistemi, detoks sonrası sosyal adaptasyon süreçleri madde bağımlılığında oldukça önem taşımaktadır. Bağımlı bireyin uzun süreli ve disiplinli periyotlarla toplumdan izole edilmesi şarttır. bu süreçte geçmişteki travmaları ve problemleri çözülmeli ve sorumluluk duyguları kendisine yeniden hatırlatılmalıdır. Belli bir eğitim programı kapsamında bireye kendisiyle yüzleşmesi için zaman tanınmalı ve bu yüzleşmenin gerçekleşmesini sağlamak gereklidir. 

Tedavi, rehabilitasyon, sosyal adaptasyon süreçlerinden sonra birey kendi haline bırakılmamalı ve en az üç yıl takip edilmelidir. Madde bağımlılarını cezalandırmak yerine kazanmak ve yeni bir hayata başlamalarını sağlamak öncelik olmalıdır."

Uyuşturucu etkileri

"Uyuşturucu özelliği olan maddelerde yoksunluk semptomları tamamen yapmacık ve insanların duygularını kullanmaya yöneliktir. Bu maddeleri bırakırken bağımlı bireylerde bir takım fiziki ağrılar meydana gelmekte ve zihinsel olarak içsel kavgalar gelişmektedir. Bağımlılık insanların en başta dürüstlüğünü almakta ve bağımlı bireyleri birer yalan makinasına çevirmektedir. Özellikle uyuşturucu kullanan bireyler uyuşturucuya ulaşabilmek için bir çok yalan konuşabilmekte ve bu yalana uygun senaryolar üretmektedirler. Fiziki ağrı korkusu ile madde yoksunluğumu giderebilmek için her türlü suçu işleyebilmektedirler."

Öfke nöbetleri

"Uyarıcı maddelerin yoksunluğu öfke nöbetlerine sebep olmakta ve bağımlı bireyler çevrelerinde olan herkese zarar vermektedirler. Bu nedenle getirdikleri sinir nöbetleri bir çok yaralanma ve ölüme sebep olmaktadır. Öfke anında bu kişileri daha ziyade sakinleştirmek ve karşı çıkmadan rahatlamalarını sağlamak şarttır. 

Çoğunlukla uyarıcı maddeler de şüphe ve halisinasyon görülmektedir. Paranoid şizofreni belirtisi olan madde bağımlıları en yakınlarından bile şüphelenmekte ve akıl oyunlarıyla kendilerine ve karşısındaki insanlara ciddi zararlar vermektedirler."

WhatsApp Image 2023-06-26 at 11.27.54

Önce kabullenmeli 

"Bütün bağımlılar en başta kendi sorunlarını kabul etmezler. Başlangıçta hepsi kullandıkları madde istedikleri zaman bırakabilecekleri egosuna sahip olurlar. Ancak ilerleyen süreçlerde bunun bir sorun olacağını fark edeceklerdir. Bu süreçte genelde inkar yoluna başvururlar. Ancak sonraki süreçlerde ayıplanan ve yadırganan bu durum en başta aile bireylerine ve sonra en yakınındaki insanları açıklanır. Kişi karakteristik özelliklerini kaybeder ve adeta maddeyle doğmuş gibi yaşar. Aile bireyleri bu durumu en başta saklasalar da sorun büyüdükçe konu tam bir aile hastalığına döner. Günlerce eve gelmeyen bir bağımlı, geldiği dönem içersinde sürekli agresif haller, sürekli para istemeler, evdeki eşyaların satılması, borçlanma ve sonrasında işlenen suçlar kişiyi tamamen insanlıktan uzaklaştırır."

Aile destek olmalı

"Bu durum aileye hem fiziki hem de psikolojik şiddet olarak yansır. Aile bağımlı bireyi öncelikle devletimize ait tedavi merkezlerine sicilinin batması endişesi ile götürmez. Ancak belli bir süre sonra maddi olanaklar tükendiğinde bu yola başvurulur. Çünkü daha önce denenen bütün yöntemler başarısız olmuştur. Aile çaresizdir ve çocuklarının cezaevine bile girmesine razı olmaktadırlar. Hatta bir çok anne baba çocuklarının ölümüne bile katlanabileceklerini söylemektedirler."

Fırat Nehri'nden dev turna balığı çıktı! Balığın kilosu 250 TL Fırat Nehri'nden dev turna balığı çıktı! Balığın kilosu 250 TL

Aile içi huzursuzluk

"Çünkü bağımlı bireyler hem kendi ailelerine hem topluma, hem de devlete zarar verir hale gelmişlerdir. Aile içersinde huzursuzluk ve mutsuzluk hakimdir. Çaresizlik anne baba ve kardeşlerin içsel rahatsızlıklar geçirmelerine ve psikolojik bozukluklar yaşamalarına sebep olmaktadır. 

Uyuşturucu bağımlılığı tek başına bir ailenin sorumluluğundaymış gibi görünse de bütün toplumun kanayan yarasıdır. Bir çok bağımlının geçmişte toplum içerisindeki bir çok insanımıza zarar verdikleri basında sık sık haber yapılmaktadır."

Ne yapmalı? 

"Tedavi amaçlı kurulmuş bir takım hastaneler ve sivil toplum kuruluşları bağımlılığı kendi menfaatleri için kullanarak bu durumdan rant elde etme çabası içerisindedirler. Bu nedenle bağımlı bireyler illegal ve legal tuzağın içersinde tutulmaktadır ve insan hayatı üzerinden maddi çıkar sağlanmaktadır. 

Uyuşturucu ve uyarıcı bağımlılıklarıyla mücadele hiçbir ayrım faktörü gözetmeksizin devlet ve millet iş birliği ile yürütürmelidir. Önleme, eğitim, tedavi, rehabilitasyon, sosyal adaptasyon ve adalet mekanizması en güncel hali ile yenilenmeli ve uyuşturucuyla milli mücadele hareketi başlatılmalıdır. Hiçbir ayırım farkı gözetmeksizin Yapılacak genel bir toplumsal hareket bütün dünyanın ve insanlığın geleceğini ilgilendiren bu durumu ortadan kaldıracaktır. Aksi halde kurulan bütün sistemler yıkılmaya mahkumdur."

O bir melek... 

Uyuşturucuya bulaşmış çoçukları tekrar topluma kazandırmaya, tanışmamış gençleri uzak tutmaya çalışan bir melek Duygu Tor... Aynı zamanda bu amaçlarla kurulan İZMİRTUMED ve TUBAM'da da görevli... Kendisine başarılar diliyorum verdiği bilgilere de teşekkür ediyoruz. Umarım bu maddeler hiçbir gencimize bulaşmaz.

 Bugün uyuşturucu ile mücadele günü ve uyuşturucudan bir genç daha toprağa verildi...

Editör: Yaren Karaaslan