Bugün bambaşka bir konu konuşalım. Alsancak’ta İngiliz kilisesinin karşısında geniş bir yer var. Bir zamanlar giriş kapısında TEKEL yazıyordu. Ama Tekel’den önce orası 1839 Baltalimanı anlaşması gereği Ege köylüsünü iliklerine kadar sömüren hatta kolcularıyla canlarını alan, pek çok Levanten iş insanının abat olmasını sağlayan REJİ idaresinin Smirna merkeziydi. Özellikle de tütün bu Reji’nin gözdesiydi. Çünkü Anadolu en kaliteli tütünün yetiştiği topraklardı.
Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası, ülkesini bağımsız, halkını yurttaşlığa ulaştıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle REJİ, 1925’te TEKEL yapıldı. Artık Anadolu’nun tütünü, Anadolu’nun “tekeline” geçti, sömürenler defedildi. TEKEL, Türkiye'deki tüm alkol ve tütün ürünlerinin tek üreticisi ve dağıtıcısı haline geldi. Ama 2008’e gelindiğinde, rüzgâr öyle ters esmeye başladı ki, adeta eski zamanlar tekerrür etmeye başladı. 1925’te defedilen Amerikan İngiliz aktörler bu kez firma kılığında TEKEL’i ham yaptı. Yerli ve milli bitti, Virjinya kovboyları at sürmeye başladı bizim tütün tarlalarımızda. Üstelik 2009 yılında ise fabrikalar kapatıldı.
Yıl 2024 yine devasa zamlar… Eminim kabrinde kahkahalarla gülüyordur Lloyd George.
İktidar 2008’den beri ne yaptığını biliyor mu bilemem. Ama açık olan ders alınmadığı için tekerrür eden tarihtir. Ha bu arada Suriyeli mültecilerin açık tütün dükkanları ne anlama geliyor acaba?
Onu da siz yorumlayın.
İnadına Yaşasın Mustafa Kemal düşüncesi, Ne mutlu Türküm diyene
