Ne günlerdi ama… Sonunda bitiyor. Pazar günü sandık başına gideceğiz. Siz bakmayın gidip gitmemeyi sorguladığıma. Evet asla içime sinmeyecek bir seçim süreci yaşadık. Oy verecek biz halkın kaygı ve beklentilerini ciddiye almayan siyasi parti dayatmalarını da yaşadık, adeta dalga geçildi İzmir’le… Hatta pazartesi gününden itibaren başka kaygıları da yaşamaya başlayacağız.
Ama ağır aksak da olsa, tepe taklak da olsa demokrasimize, egemenliğimize sahip çıkmak için oy vereceğiz. Otomatik oy vermeyelim ama… Uyarılarımızı da gösterelim, başkanları meclisten ayıralım örneğin. Seçilecek başkanları rahatsız edecek meclisler seçebiliriz. Ama ne olursa olsun sandığa gidelim…
Ama seçimden önce bu son 90 saniyede özellikle başkan adaylarından bir isteğim var. Ana kadrolarına asla İzmir dışından kişiler getirmeyin, başka kentlerden işçi almayın, İzmir’in dinamiklerini adaylıklarınızda ciddiye almadınız, koltuklarınızda alın ve tarihten de ibret çıkarın kendinize. İzmir İzmir’dir sakın ola başka kentlerle karıştırmayın. İzmir basınıyla işkillerinizde asla İstanbul ajanslarını kullanmayın!
Endişem büyük inanın… Çünkü meslek yaşamımda ilk defa İzmir’i İstanbul’un arka mahallesi sanan başkan adaylarını gördüm. İstanbul’dan İzmir’i anlatmaya çalışan, yer yer komik olmayı da göze alan anlayışlara tanık oldum. Başkan adaylarının çevrelerinin İzmir aidiyetsizlikleri çok fazla gözüme battı.
Demedi demeyin ama umarım İzmir İzmir kalır nisandan sonra.
Her şeye rağmen sonuç şimdiden uğurlu olsun İzmir’e
