Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner  ''Sıcak Bakış'' programına konuk olan Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı.   

Tarihi Kemeraltı Çarşısı için “Biz uzun yıllardır yalnız bırakılmış bir alanız” diyen Girgin, “Yalnızlıktan dikkat çeken ve sorunları gündem olmazsa İzmir’in artık değeri olmayacağı bir alandayız. O alanda o kadar güzel yaşanmışlıklar var ki... Her bir buçuk, iki metrelik katmanda Roma, Osmanlı, Helen eserleri ile 2500 yıllık bir tarihi çarşı Kemeraltı. Dünyanın en büyük alışveriş merkezi olarak yalnızlığından kurtulmaya çalışan bereketli bir yer. Yerel, kamu, kim varsa çalışma içerisindeyiz” dedi. 

“Kemeraltı’na ciddi bir yatırım başladı” 

Girgin, “Biz yurtdışına gittiğimizde, oradaki binalara baktığımız zaman hayranlık duyuyoruz. Ve kendi ülkemize geldiğimiz zaman elimizdeki değerin kıymetini de bilmiyoruz. Bu topraklar o kadar bereketli ki, birçok da gücü elinde tutmuş, denge unsuru olmuş. İzmir Büyükşehir Belediye’miz, Valiliği’miz, Konak Belediyesi... hepsi siyasi bir risk alarak Kemeraltı’nı ciddi bir yatırıma girdiler. Uzun yıllar var olmayan bir proje değildi ama esnafla karşı karşıya gelinmek istenmiyordu, çok siyasi düşünülüyordu. Bir kişinin artık bu adımı atması gerekiyordu şu anda adımın atıldığı, riskin alındığı dönemdeyiz. Esnafımızın çok daha sonraki yıllarda karşılığını görebileceği bir çalışmamız başladı” ifadelerini kullandı. 

“Anafartalar Caddesi’ne girdik” 

Girgin, “Yıllarca bir adım atılmadı atılmış olsaydı burada konuşmuyor olurduk. Hem altyapımız hem de eğitimsel olarak esnafımıza dokunulmadı. Biz kendi yağımızda kavrulan, süregelen hatta bazen esnafın ben neden uğraşayım devlet uğraşsın diyerek kendi içine çekildiğini de gördük. Siz net bir adım atın ki esnaf da atsın bu karşılıklı olur. Her şeyi devletten, belediyeden bekleyen yapı doğru da değil. Bizim de ayıplarımızın masaya yatırılıp, çözümü nü bulmamız gerekiyor. Biz yönetim olarak böyle bakıyoruz. Tabi ki dönemsel olarak pandemi, krizler denk geldi. Belediyemiz bu işe girdiğinde 300 milyondu şimdi 770 milyonluk bir yatırım oldu. Ufak tefek aksaklıklar biraz uzamasını da sağladı çünkü kazdığınız yerden tarih çıkıyor. Kazıyı durdurup anıtlardan izin gelmesini bekliyorsunuz. Eleman, işçi, hava koşulları da değişiyor, seçim geliyor derken yavaş yavaş Anafartalar Caddesi’ne girmeye başladık. Daha da iş ciddiye bindi. Araları bitirdik, yılbaşına kadar mevcut birinci etaptaki alanı toparlayıp, özellikle İzmirlinin yerine sahip çıkmaya çalışıyoruz” dedi. 

“Kemeraltı altyapısı değişiyor”  

“Kemeraltı'nda altyapıya 50-60 yıldan beri hiç dokunulmamış. Kanalizasyon ve yağmur suyumuz aynı yere akıyor. Eskiden 50 tane lokanta vardı şimdi 200 tane lokanta var. Depremlerle çökmeler, kaçak sular var. Yaptığınız şeylerin üzerinden bir de araç geçiyor. Tonajlı araçlar, nakliye araçları, kamyonlar geçiyor ve sizin yaptığınız toprak taze iken çökme yaşanıyor. Bu kolay bir iş değil. 3-3,5 metre kazıldığını sonra oradaki molozun çıkarılıp yeniden kapatıldığını düşününün. Böyle bazen 8-10 metre iş yapabiliyorsunuz Kemeraltı’nın göbeğinde. Her alanda çalışma varken tabi ki devlet olarak buna para da yetmez. Ne devletin ne belediyenin parası yeter. Alanda kim yaşıyor biz yaşıyoruz dedik ve buraya biz sahip çıkalım dedik” 

Girgin: “Bu bir Kemeraltı Yatırım Fonu” 

Doğu Karadeniz'de deprem riski: Dayanıksız yapılar tehlike altında! Doğu Karadeniz'de deprem riski: Dayanıksız yapılar tehlike altında!

“Bizim çok önem verdiğimiz çalışma. Kemeraltı’ndaki Kemeraltı esnafı sokağına sahip çıkmazsa gelip bir başkasının sahip çıkmasını da bekleyemez. Devlet oraya en güzel yolu da yapsa, milyar dolarlar harcasa bile sizin müşteri ilişkilerinizi geliştirme de artı değer katmanız yoksa sizin burada para kazanmanız sıfırdır. Kemeraltı’ndaki tarih, kültür, yaşanmışlıklar, insan ilişkileri hiçbir yerde yok. Havra Sokağı’na girdiğinizde 3 kere alışveriş yapın daha sonraki alışverişlerde esnaf hatırınızı sorar, 5-10 lira çıkmazsa helal olsun der. Bunlar bizim değerlerimiz. Yatırım fonunda 50 bin gibi cüzi bir rakamla çıktık. Bu alanın para kazanması lazım. Para kazanması içinde kültür değerlerinin geçmişi de korunarak, aslını koruyarak işlevinin yaşamasını istiyoruz. Biz de 50 bin lira ile gelin yatırım yapın, alalım, ışıkları yakalım dedik. Burada ışığın yanması ekonomiye artı değer. Hostel olması, insanları burada yaşaması, yeme içme kültürünün olması, denetlenmesi çok önemli.  

Restorasyonlar ciddi bir maliyet” 

“Bizim Havra bölgesinde 9 tane sinagogumuz var yıllardan beri inanç turizminden para kazanamadık. Agora’mız var onu da pazarlamamız lazım. Birileri bu işin altına elini sokmalı. Ben sokmazsam, esnaf elini taşın altına sokmazsa birileri gelir alır götürür. Bugün Arap sermayesi gelip ben 50-100 binayı alıyorum dese buna hayır diyebilen olmaz. Yasalarımız şu anda isteyenlere istediği malı alma yetkisi veriyor. Sen bu şehirdeysen sen sahip çık, sen yenile sonra sat. Ama satarken de alan kişi bunun işletmesini, bu işi yapsın, değiştirmesin. Bizim en büyük ayıbımız, dünyanın en büyük alışveriş merkezi diye böbürleniyoruz ama içeri baktığımız da o kadar yalnız kalmış, o kadar illegal kullanılmış bir alan ki parayı çeviremiyorsunuz. Hiçbir şey dört dörtlük değil ama hiçbir şey yapamamaktan, bir şey yapmak daha iyi. Bu restorasyonlar ciddi bir maliyet. İzmir eylem yapmak ve üretmek zorunda olan bir şehir. Söylenen söylendi artık iş yapanların yanında durun.  

“Restorasyon fondan sağlanacak” 

Girgin, “Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu ile Kemeraltı’nda restore edilecek binaların restorasyonu bu fondan sağlanacak. 1 Milyar dolar hedefimiz var. Oradaki kendi halkını korumak zorundasınız, yaşanmışlıklar, birçok iş kolu var. Esnafın belki parası yok ama o yerin restorasyonu da lazım. Bunun için bir can suyu olduğuna eminiz. Kemeraltı esnafı da bunu sahiplenmeye başladı. İlk satış yapıldı ve mülk satıldı. 9-10 milyonluk mülk aldı fon ve pay sahibi oldu. Bina yaşadığı sürece yatırım yapacak kişinin belki orada işletme olacak, belki çocuğu çalışacak” diye ifade etti.  

“Kemeraltı'nın yeni kurallarını yazıyoruz”  

Girgin, Kemeraltı’nda kuralların denetlenebilir olması için belli mevzuatlardan geçmesi lazım. Belki açılış saatine karışamayız ama esnafın yanlışında davranışının denetlenebilir olması lazım. Kemeraltı’nda etiketsiz üründe olmamalı. UNESCO sürecine de çok inanıyorum. Devlet baba bu ülkeye bir jest yapabilir. Çünkü bu İzmir’den çok ülkenin prestiji için olan bir yer. Tarihi bir liman kenti ve Kemeraltı, ona da oy veren, oraya gelip alışveriş yapan her türlü siyaset görüşüne sahip insanlarımız da var. Bunun için bu hoşgörünün, kültürün yaşaması dışarıdaki tanınırlıkla da alakalı. Geçen hafta UNESCO için birlik geldi, sinerjiyi de yakaladık. İzmir’den çok ülke kazanacak. Devletimiz, Kemeraltı için bir el uzatsın ve bu uzatmayla beraber İzmirli katma değer için sorumluluğunu bu ülkeye daha fazla getirsin. Tanınırlığın dışında birçok turist de gelir. Olmadı diyelim başka döneme da kalırsa biz bunu yine yapacağız.” 

"Esnaf ingilizce öğreniyor..."

Girgin, "Biz esnaf olarak bu süreçte İngilizce kursları da başlattık belediye ile beraber. Akşamları esnafımıza kurs veriyoruz. Kemeraltı Esnaf Korosu’nu da kuruyoruz. Kemeraltı çok donanımlı insan yapısına sahip ve bunu pazarlamanın en etkili yolu müzik. Bu mozaiği İzmirli ile daha da buluşturalım” diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER