Giderek büyüyen bu grup, siyasetin görünmeyen ama belirleyici gücü haline gelmiştir. Ülke genelinde siyasi hareketliliğin arttığı, sosyal medyada her gün yeni tartışmaların yaşandığı bu dönemde toplumun nabzını tutmak hiç olmadığı kadar zorlaştı. Gürültünün ortasında sessizliğiyle var olan bir kitle var: Ne bağırıyorlar ne de slogan atıyorlar. Fakat tam da bu sessizlik, siyasetin yönünü değiştirebilecek kadar güçlü.
Henüz kararını vermemiş, siyasi yönelimini açıkça ortaya koymamış bu kitle, seçim sonuçlarını dönüştürebilecek bir potansiyele sahip. Son kamuoyu araştırmaları, Cumhuriyet Halk Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi arasındaki rekabeti öne çıkarsa da “Kararsızım” diyenlerin oranı hâlâ küçümsenmeyecek düzeyde. Her seçim döneminde olduğu gibi, bu sessiz seçmen kitlesinin tercihi ülkenin siyasi geleceği açısından belirleyici olacak gibi görünüyor.
Ekonomik durgunluk, artan hayat pahalılığı ve dar gelirli kesimlerin yaşadığı geçim sıkıntısı, bireylerin siyasete ve yönetime olan güvenini ciddi şekilde sarsmış durumda. Bu durum yalnızca partilere olan inancı değil, aynı zamanda genel bir “politika yorgunluğunu” da beraberinde getiriyor. İnsanlar artık büyük sözlerden, hamasi nutuklardan uzak duruyor; siyaset yerine kendi hayatlarını daha yaşanabilir kılmanın yollarını arıyor.
Bugünün seçmeni, artık gürültülü sloganlardan değil, somut çözümlerden etkileniyor. Samimiyet, dürüstlük ve gerçekçi vaatler, oy tercihlerinde en belirleyici unsurlar haline gelmiş durumda. Bu nedenle siyasi partilerin, yalnızca kendi tabanlarını korumaya çalışmakla yetinmeyip kararsız seçmeni anlamaya yönelik bir dil geliştirmeleri gerekiyor. Toplumun öncelikleri artık değişti: İnsanlar ideolojiden çok, günlük hayatlarına dokunan çözümler görmek istiyor.
Yaklaşan seçimler, bir gerçeği daha açık biçimde ortaya koyuyor: Seçimlerin sonucunu mitinglerdeki kalabalıklar değil, sandık başında sessizce düşünen seçmenler belirleyecek. Meydanların gürültüsüne değil, vicdanların sessizliğine kulak vermek gerekiyor.
Demokrasi, artık yüksek seslerin değil; derin düşünenlerin sesiyle şekilleniyor. Sessizlik bazen en güçlü cümledir. O sessizliğin içinde gizlenen kararlılık, yalnızca seçim sonuçlarını değil, toplumun uzun vadeli geleceğini de belirleyecek kudrete sahiptir.
Bu özel ve anlam yüklü gün vesilesiyle, varlığımızın temel dayanaklarından biri olan Cumhuriyet Bayramı'nı en içten duygularla kutluyorum.