Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner  Sevilen Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş'ın Son Mühür TV'de hafta içi Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri, saat 09.15’te, özel konuklarıyla birlikte kentin; yerel yönetimler, siyaset, tarih, kültür ve sanatına dair ne varsa nabzını tuttuğu “Gündem Yorum” programında Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Kocabaş’ın sorularını yanıtladı.

Gündemi yorumlayarak konuşmasına başlayan Kocabaş, “Bugün buraya geldik ama nasıl geldik. Nasıl bir haftaya başladık. Konuşulacak çok konu var. Demokrasi ne demek, siyaset ne demek? Bunların hepsini aslında rahatlıkla konuşabiliriz de konuşunca ne oluyor? Bir şeyler düzeliyor mu gerçekten, birbirimizi anlıyor muyuz bilmiyorum. Bugün Temmuz’un son günü yarın Ağustos geliyor. Ağustosta ’da epey tarih bir şeyler olmuş. Aslında bugün de olmuş tarihe bakınca kronolojik olarak. Ama bugün İzmir bir farklı uyandı. Ben asla demokratik halkların mücadelesini eleştirmem ben de bir işçi çocuğuyum. Asla insanların haklarına haykırmalarına karşı durmam. Çünkü demokrasi bir yaşam biçimidir ama amalar, ancaklar, niçinler var. İşte onları ne kadar konuşabiliriz, Türkiye’deki sendikal mücadelenin nasıl başladığı, nereye kıvrıldığı sonra nereden nereye evirildiğini tartışmak lazım. Ama bu bizim gerçeğimizi değiştirmiyor” dedi.

“Bu grevler neden CHP’li belediyelerde oluyor?”

Kocabaş, “Bu sabah pek çok İzmirli büyük sıkıntı çekti. Belki şu sıralarda dahi işine, hastaneye gitmekte zorlanan vatandaş vardır. Bugün metro ve tramvay yok. Olmayınca değerlerini nasıl da anlıyoruz. Bugün aklıma geldi tramvaya herkes itiraz ediyordu, tıngır mıngır gidiyor, şöyle böyle diye. Bak bugün o da yok. ESHOT sabahtan bazı tedbirler almış, bugün bazı sendikal görüşmeler de var. Benim endişem yayılması ihtimali. Başkan Tunç Soyer’in geçen hafta yaptığı bazı konuşmalara iki AK Partili vekilin karşılıklı konuşmalarını düşününce… Yani lafı eveleyip gevelemeyelim. Bugün bir belediye başkanı konuğum var. Çok da sevdiğim bir insan. Çok da uzun yıllardır tanıdığım. Eğitimci kökenli, konuğum Kemalpaşa Belediye Başkanı. Onunla da konuşuruz ama grev olacağı haberini aldığımdan beri şöyle basit bir araştırma yapayım istedim.  Bu grevler neden CHP’li belediyelerde oluyor? Devler Demir Yolları’nda (TCDD) en son ne zaman grev olmuştu? Türk Hava Yollarında (THY) da en son grev ne zamandı? Bazı şeyler kafamda oturmuyor, güvenmiyorum çünkü. Siyasi iktidarın demokrasiye inancına güvenmiyorum. Demokrasi Türkiye’deki sağ partileri basamak olarak kullandığı bir aygıt. Oysa demokrasi bir yaşam biçimidir. Demokrasi yurttaşlık haklarımızı koruma, birbirimize saygı gösterme, magandalık yapmamadır. Ama bunların hiçbiri gerçekleri değiştirmiyor” ifadelerini kullandı.

“Bu sabah İzmir felç yaşadı”

Kocabaş, “Umarım bugün grev görüşmeleri olumlu geçer. Endişem ESHOT’a,  İZDENİZ’e sıçramaz. İZBAN’da yok mesela grev çünkü yarısı hükümet yarısı belediye. Tekrar söylüyorum TCDD’de en son ne zaman grev oldu? Bu olay hak, kesinlikle kimse muhtaç olmasın. Bugün asgari maaş adı altında emekli maaşlarına bakınca zaten eridiğini görüyoruz. Ortalık küçük mafyalardan, magandalardan geçilmiyor. Ben zaman zaman soruyorum İzmir’de vali var mı? Var. Emniyet müdür var mı? Var. MİT Başkanı var mı? Var. Ege Ordu Komutanı var mı? Var. Var var da şehir içinde ana cadde de maganda nasıl oluyor?”

“Türkiye’de hafiyelik her zaman işe yarar”

“Kronolojiye dönersek 31 Temmuz 1492’de ne olmuş? Elhamra Kararnamesi diye bir şey duydunuz mu? Valla ben duydum. İspanya’daki,  Yahudiler ’in kovulmasının yürürlüğe girdiği gün bugün. 1908’in 31 Temmuz’unda 2. Abdülhamid’in organize ettiği hafiyelik teşkilatı son buluyor. Bunu da başka arkadaşlar Basın Bayramı zannediyorlar özgürlük günü, hafiyelerden kurtulduk… 1908-1918 arası İttihat Terakki’nin kurduğu yer altı, üstü teşkilatları ne olacak? Hafiyelik hiçbir zaman yok olmamıştır. Hafiyelere muhbir dersiniz, muhbirler köşeyi döner. O kadar kalitelidirler ki CHP’liler CHP’li zanneder, AK Parti, AK Partili zanneder. Çünkü etiketi vardır. Etiketin de ne yazar o kadarını da bilemem. Birden bakarsınız muhbir arkadaş bir dilim ekmeğe muhtaçken, altına lüks araba çekmiştir. Türkiye’de hafiyelik her zaman işe yarardır. Ama hafiye ile onur ve gurur yan yana gelmez. Mesela size bir ara 2011’deki büyükşehir baskınını anlatayım mesela o hala devam ediyor. Mesela 2011’deki Büyükşehir baskınından sonra hatta beraatlardan sonra bile ilişkilendirilebilecek farklı bir hafiyelik teşkilatı yürüyor mu? Ben ortaya attım artık kim üzerine alınırsa… Başka ne olmuş kronolojiye bakalım. 1922’nin 31 Temmuz’u İstiklal Mahkemeleri Kanunu kabul edilmiş. Bu Cumhuriyet tarihinin en tartışmalı kısmıdır. Biz Cumhuriyet tarihinde İstiklal Mahkemeleri’ni eleştiririz ama Demokrat Parti’nin 1957’den sonra Türkiye’deki bazı faşist uygulamaları hala görmezden gelip ne demokrat insanları falan deriz… Bugün bir de güzel bir hadise olmuş 1932 yılında. Keriman Halis dünya güzeli seçilmiş. Atatürk de Ece soyadını vermiş. Bir de sendikamızın kuruluşu. TÜRK İŞ’in kuruluş günü bugün. 1952’nin 31 Temmuz’unda kurulmuş.”

“İGC’nin ötekileştirdiği bir gazeteciyim”

Kocabaş, “Belediye başkanımızla konuşacağız ama ben bazı notlar da almıştım. Önceki akşam da İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin (İGC) kuruluş etkinliği vardı. O etkinlikte dedim ki ya ne demokrat bir cemiyetimiz var (!) Bugün ülkede bazı davranışlar öyle bir normalleştirildi ki bir yandan demokrasiyi savunup, demokrasi mücadelesi verdiğini iddia ediyorsun ama bir yandan da en ufak bir eleştiriyi bile haz edemiyorsun. Bugün karşınızda İGC’nin ötekileştirdiği bir gazeteci var. 35 yıllık bir geçmişim, ödediğim bedeller var ama hala saldırıyorlar. Çok şükür ki her şeyimiz ortada. Bana ahlaktan bahsedenler önce aynaya baksın ve mümkünse ahlak sözcüğünün anlamlarını öğrensinler” dedi.

“İzmir’de garip şeyler oluyor”

“İzmir’de bu grev haricinde başka ilginç şeyler de oluyor. Bugün Radyo Ege’de oyunuza sahip çıkın dedim. Şahsen ben oyuma sahip çıkmaya çalışıyorum. Ben CHP’li adaylara oy vermiş bir yurttaşım ve onlardan bir hizmet bekliyorum. Bu arada da hükümete de bir saygısızlığım yok. İzmirli demokrat bir vatandaş olarak dibine kadar da eleştiririm. Ama kesseler AK Parti’ye de oy vermem. Ama dediğim gibi İzmir’de garip şeyler oluyor. Hatırlar mısınız?  1989-1994 arası Erdal İnönü’nün, Turgut Özal’la yerel seçimler de kapıştığı, eli kolu belediye başkanı ister misiniz demişti Turgut Özal… Düşünebiliyor musunuz bir hükümet, kendi partisine oy vermediği için güya belediyenin elini kolunu bağlayacağım diye vatandaşı cezalandırıyor. Ama aynı vatandaşı çeşitli mafya dizileri ile abuk sabuk yemek yarışmaları ile uyutup kandırmaya çalıştığı için vatandaş belediye başkanına küfür ediyor.  Vatandaşın umurunda olmaz İller Bankası’nın kesinti miktarını azalttığını. Doğru mu değil mi bilmiyorum… Ben Sayın Tunç Soyer’i yakın zamanda bu stüdyoda ağırlayacağım ve kusura bakmayın İzmir’de hiçbir meslektaşımın sormadığı soruları soracağım. Çünkü ben gördüğüne aldanan değilim. İzmir’de garip şeyler oluyor ve bunu AK Parti organize ediyor olsa da bilerek, bilmeyerek haklı nedenlerden dolayı CHP’nin içindeki bazı kişilerinde bu değirmene su taşıdıklarını da iddia ediyorum. Bugün merkez ilçelerde kaç belediye başkanı, büyükşehir başkanı olmak için nasıl mücadeleye girdi? Bilen var mı? Peki, bu arkadaşlar ilçelerinde karşılıklarını görüyorlar mı? Bugün çeşitli ilçelerde sokaklarda dolaştığınızda ne duyuyorsunuz? Olabilir, Tunç Soyer bir daha başkanlığa aday olmayabilir. Zaten burada biz vatandaşlara bir şey soran yok ki… Vatandaş pusulada ne görürse ona oy veriyor. İstemeye istemeye İstanbul’dan İzmir’e dayatılan...”

“CHP’nin İzmir milletvekilleri suskun”

Kocabaş, “Oturdum bir araştırma yaptım. Çarşamba günü sonmühür.com da okuyacaksınız araştırmamı. Derdim şu, Biz Tunç Soyer’i başkan yaptık mı yaptık. Bu başkan geçen hafta feryat figan bazı gerçekleri dile getirdi mi? Harmandalı mühürlenirse çöpü nerede bertaraf edeceğiz dedi mi? İnciraltı’na dikkat çekti mi? Ben İnciraltı’nda öyle şeyler duydum ki utandım. Aynı Çiçekliköy için duyduklarım gibi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ucu Ankara’ya dayanan konularda vatandaşı bilgilendiriyor ama mensubu olduğu CHP’nin İzmir milletvekilleri bir tweet atmıyor Mahir Polat dışında… Başkan Tunç Soyer milletvekillerini bilgilendirdiği halde.  Baktım o iki dayatma vekile Yüksel Taşkın, Gökçe Gökçen’e. Bugün greve girdik gelin bir vatandaşla konuşun. Ankara’da feryat figan edin. Yok, çünkü niyetler başka. Çünkü belediye başkanı kalmak isteyenlerin kendilerine ait milletvekilleri var” dedi.

“Bütün belediye başkanlarına ortak bir sorum var”

Kocabaş, “Bu hafta katılacak belediye başkanlarının hepsine ortak bir şey soracağım. Kemalpaşa Belediye Başkanı ile başlayalım. İlk konuğum Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı. Size bir soru soracağım ama soracağım soru yayınıma gelen bütün belediye başkanlarına sorulacak. 2019’da seçilen bütün belediye başkanlarının biraz şanssız olduklarını düşünüyorum. Epey bir kayıpları oldu. Hatırlıyorum Tunç Bey göreve geldi ardından devasa orman yangınları başlamıştı. Orman yangını bitti Pandemi geldi. O bitti İzmir depremi oldu üstüne Kahramanmaraş’’taki büyük deprem. 2020’den beri devam eden ekonomik kriz… Düşünüyorum da bir belediye başkanına ben iyi başkan ya da kötü başkan diyemem. Eski dönemler de olsaydı derdim ama kayıplar var. Buna nasıl bakıyorsunuz? Kemalpaşa’da mührü, mazbatayı aldınız başladınız… Orada belediye olayları farklı bir boyuta geçti bence sorusuna Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı “Bizim şanssızlığımız da o zaten. İlk seçildik, Mart’ta başladık. Ben mazbatayı Nisan 15’de aldım, biraz uzun sürdü. Hemen akabinde pandemi patladı ve iki sene sürdü. Şimdi unutuldu ama o iki yıl neler çektik, nasıl mücadeleler ettik… Üç de bir personel ile çalıştık.  Kayıplarımızı da unuttuk, belediye başkan yardımcı da kaybettim. Arkadan aynı şekilde orman yangını, İzmir depremi en son da büyük deprem… 5 tane yerim var, ihaleye çıkarıyorum 6 aydan beri kimse dönüp bakmıyor. Peki, ben ne yapacağım belediye başkanı olarak? Ekonomik krizden dolayı paramız var pulumuz var, ihaleyi çıkarıyoruz kimse gelmiyor?” dedi.

Karakayalı: “Biz maaşını hızla ödeyen ender belediyeyiz”

Kocabaş, “Hükümetten eleştiri oluyor özellikle AK Partili olmayan belediyelere. Bütçe planlaması yapamıyorlar, gelişi güzel para harcıyorlar diye. Her şey yasal gelir belli gider belli. Kemalpaşa Belediye’sinin hakkı olanlarda kesintiler var mı sorusuna Karakayalı, “ İller Bankası bu ay yüzde elli keseceğiz dedi. Devlet vergi toplayacak ki sana para versin. Demek ki devlet vergi toplayamıyor. Ya da topluyor ona göre kendi payını alıyor. Biz asgari ücretten doğan farkı işçimize ödemek zorundayız. Cuma günü işçimizle bir sözleşme yaptık.  Maaşları yüzde 23 arttırdık. Farklı yerlere para harcamazsan bunu yapabilirsin. Şuan da biz maaşını çok iyi şekilde hızla ödeyen, borçlarını hızlı bir şekilde kapatmaya çalışan ender belediyelerdenizdir.”

“İhaleye çıkıyorum kimse almıyor”

Karakayalı, “Tunç Başkanımız ne yapıyor mesela alıp da parayı evine mi götürüyor? Türkiye’nin en büyük yatırımlarını yapıyor. Buca Metrosu, Kemalpaşa Metrosu. Toplu taşıma çok önemli bir şey, Kemalpaşa’da iki tane organize sanayi bölgesi var. Binlerce insan işe gidip geliyor. 150 binlik Kemalpaşa var. Manisa’nın dört tane ilçesi İzmir’le irtibatlı. Karbon salınımını önlemeye çalışıyor. Bu kötü bir şey mi? Sen iller bankasından hak ettiği parayı zamanında vermezsen işler aksar, biz de olduğu gibi. Ekonomik sıkıntı aldı başını gidiyor. 10 gün önce demirin kilosu 10 liraydı 18 lira oldu. Çimento metreküp 1200’ den 1800 oldu. Sadece 10 gün içinde. Dolar, Euro 30’a dayandı, bir çeyrek altın 2800 TL olur mu?  İnsanlar ne yapacak, biz ne yapacağız? Ayda bir milyonluk mazot giderim vardı, iki milyona çıktı. Elektrik giderim de 500’den 800-900 oldu aylık Ben nasıl bu işin içinden çıkacağım. İhaleye çıkıyorum kimse de almıyor. Biri ihaleyi alıyor, imzalıyor, başlıyor demirin kilosu 15 iken bir anda 21 oluyor. Ya çok büyük parası olan sözleşmeyi imzaladığı an da hepsini alacak. Hepsinin o kadar parası var mı 20-30 milyon?”

“Doğma büyüme Kemalpaşalıyım”

Karakayalı” Herkes ulaşmak mümkün değil. Ben kahvehanelere zaman zaman gidiyorum. Toplumda her yerde konuşuyorum. Arkadaşlar durum bu diye. Yemin ediyorum 3- 4 tane müteahhite haber gönderdim. Bizim yapacağımız işle bunlar gelin teklif verin dedim, şimdi bir kişi gelmiyor. Kemalpaşa’nın kimliği belli. Kemalpaşa 30 ilçenin en siyasi olarak CHP açısından en zayıf halkası. Hep sağ partiler yönetmiş. Biz 2019’da CHP olarak aldık. Orada ben farklı bir kimliğe sahibim, doğma büyüme oralıyım. 1980’de beri orada futbol kulüplerinde beden öğretmenliği yaptım, dershanecilik yaptım. Herkes beni tanır. Herkes beni tanıdığı için siyaset üstü de olabiliyor insan. Genel seçimlerde asla sola oy vermeyecek adam yerel seçimlerde bu benim hocam, çok iyi tanıyorum diyebiliyor. En azından verdiğimiz vergilere sahip çıkıyor dedikleri zaman bu benim çok hoşuma gidiyor. İlk iki sene eğitimin yanından bile geçemedik çünkü Pandemi oldu. Bütün okullar, spor alanları, kahvehaneler kapandı. Ondan sonra da bu açığı nasıl kapatacağız dedik. Bir belediye olarak olmazsa olmazım eğitimci ve spordur.  Dar gelirliye iyi bir eğitim vermektir. Dershaneler, kreşler, meslek fabrikaları, spor çalışmaları, yüzme kursları… Ben eğitimci olarak bu çocuklara bir şeyler vermem gerekiyordu. Ben de aşağı yukarı 50 öğretmen çalışıyor. Bir vatandaş hangi sporu yapmak istiyorsa Kemalpaşa Belediyesi’ne başvurabilir, sıfır ücretle. Metro bizim Kemalpaşa’yı uçurur sanat, kültür olarak 7/24 bağlantı ile şehre entegre olacak. Kiraz yayla bitkisidir. Bütün meyvelerde olduğu gibi Kemalpaşa kirazda çok etkilendi.  Bizim Kemalpaşa’daki kirazın kuzey yarımkürede ilk çıktığı yer Kemalpaşa’dır ve başka meyve yoktur. Onun için para yapıyor” dedi.

Yerel seçime 8 ay kaldı

Karakayalı “Herkes seçme seçilme hakkına sahiptir. Demokratik usulde herkes aday olabilir. Bunu genel merkez değerlendirir. Kim adaysa, aday adayların hepsi onu desteklemek zorundadır. Her arkadaşımız başvurabilir, her arkadaşımız ben CHP’de belediye başkanı adayı olmak istiyorum deme hakkına da sahiptir. Bu tür şeyler de kişileri karalayarak ben buraya geleceğim demek en büyük hatadır. CHP’den on kişi müracaat ediyor ben belediye başkanına adayım diye. O kişiyi karalayarak onun yerine geçmeye çalışıyorlar, o çok çirkin bir davranış. Buradan da bir mesaj vermek istiyorum. Kimse kimseyi kötüleyerek bir yerlere gelmeye çalışmasın, zararı kendilerine dokunur. Siyasette bu tür şeyler çok hoş değil. Ben de zamanında bir sürü hatalar yaptım. İnsan zaman geçtikçe her şeyde olgunlaşıyor. Onun için tek yürek olmamız lazım. Kemalpaşa bir Karşıyaka, Bornova, Narlıdere, Konak, Çiğli değil. Kemalpaşa merkez sağa yatkın. Biz buradan seçim alıyoruz. Halka dokunarak, benim geçmişimle, halkın bize güvenmesiyle… Ben hep tek başıma dolaşırım, benim makam arabam da normal bir araba mesela. Belediye meclisinde çoğunluğumuz yok. Bu şekilde her şeye rağmen götürmeye çalışıyoruz umarım yine de başarılı olacağız.”

Karakayalı’nın Yeni Projeleri

Karakayalı, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir. Daha 8 ay var seçime. Bir bakalım görelim, insanlar bir netleşsin. CHP, il- ilçe kongrelerini de bir yapsın onu bekliyoruz şimdi. İki büyük projemiz var, Tunç Başkanı’mla 2019 beri konuşuyoruz zaten. Bir tanesi meyve işleme fabrikası. İnşallah yakın zamanda ihaleye çıkarsa kiraz üreticisinin ve diğer meyve üreticilerinin hayatlarını kurtaracağız. Binlerce tonu işleyerek, sanayi ürünü haline getirerek dünya pazarında satacağız. Dünyayı gıda tehlikesi bekliyoruz, biz bunun önlemini şimdiden almalıyız. Büyükşehir Belediye Başkanı’mıza çağrı yapmak istiyorum lütfen, bu konu üzerinde dursunlar. İkincisi de metro çalışmalarına hız vermeliyiz, Kemalpaşa şehir ile hızlıca entegre olmalı. İnsanlar bize güvensin. Ekonomik kriz had safhada, ihaleye çıkamıyorum. Bağyurdu kiraz alım merkezi var oranın da modernleştirilmesi lazım.  Ekonomik sıkıntıya, pandemiye rağmen birçok şeyi yaptık” diye konuştu.

Editör: MELEKŞAH TUFANER