Son Mühür / Yiğit Uzun - Türkiye’de son yıllarda artan orman yangınları, özellikle kızılçam ormanlarının kamuoyundaki tartışmasını daha da görünür kıldı. Yangını kolaylaştırdığı yönündeki eleştiriler artarken, Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Ekonomisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cantürk Gümüş, kızılçamın ekosistem açısından vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Gümüş, “Kızılçam ormanlarının yok edilmesi, doğal dengeyi ve su kaynaklarını doğrudan tehdit eder” uyarısında bulundu.
Doğal gençleşmeyi sağlayan eşsiz bir tür
Prof. Dr. Gümüş, kızılçamın yangın ekolojisindeki kritik rolüne dikkat çekerek, yüksek sıcaklıklarda dahi tohumlarını koruyabilen kozalakları sayesinde yanan alanların doğal olarak gençleşebildiğini söyledi. 500–800 dereceyi bulan sıcaklıklarda bile tohumların canlı kalabildiğini belirten Gümüş, “Bu özellik özellikle yangınların sık görüldüğü Akdeniz ikliminde ekosistemin devamlılığı için hayati önem taşıyor” dedi.
Ekonomik ve stratejik değer
Kızılçamın Türkiye ormanları içindeki payının yaklaşık yüzde 25 olduğuna dikkat çeken Gümüş, 5,2 milyon hektarlık kızılçam alanında 360 milyon metreküp ağaç servetinin bulunduğunu ifade etti. Her yıl yaklaşık 12 milyon metreküp artım elde edildiğini belirten Gümüş:
“Kızılçam, 40–60 yılda kesim çağına ulaşırken, ladin ve sedir gibi türlerin aynı olgunluğa gelmesi 100–120 yılı buluyor. Bu nedenle kızılçam, Türkiye’nin odun ihtiyacını karşılamada stratejik bir türdür. Kızılçam alanlarının farklı kullanımlara açılması, uzun vadede odun arzında ciddi sıkıntılar doğurabilir.”
Tarım ve yeraltı suyu için hayati rol
Kuraklığa dayanıklı yapısıyla toprağı koruyan ve erozyonu önleyen kızılçam ormanlarının, tarım için gerekli olan su kaynaklarının beslenmesinde de önemli bir görevi var. Kök yapısı, doğal boşluklar ve orman tabanındaki ölü örtü sayesinde yeraltı sularının yenilenmesine katkı sağlandığını belirten Gümüş, “Bu ormanlar yok olduğunda tarımsal su güvenliği de tehlikeye girer” dedi.
Oksijen üretimi ve ekosistem desteği
Kızılçam ormanlarının yalnızca kara ekosistemine değil, deniz yaşamına da etkisi olduğunu belirten Gümüş, ormandan süzülen besinlerin planktonları beslediğine dikkat çekti. Planktonların deniz canlılarının besin zincirinin temeli ve dünya oksijeninin yarısından fazlasının kaynağı olduğunu hatırlatan Gümüş, “Kızılçamlar, oksijen üretiminin ve yaşamın görünmez güvencesidir” ifadelerini kullandı.
“Her bir dal geleceğimizdir”
Prof. Dr. Cantürk Gümüş, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Kızılçamlar, tarımın, yeraltı suyunun, oksijen üretiminin ve ekosistemin sigortasıdır. Bu ormanlardan her bir dalın korunması, geleceğimizin güvence altına alınması anlamına gelir.”
Bu açıklamalar, kızılçamın yalnızca bir ağaç türü değil, Türkiye'nin doğal yaşamı ve ekonomik sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmez bir unsur olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.