Eğitim İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 24 Kasım’da öğretmenlere hediye edeceğini söylediği beyaz önlük ile ilgili konuşan Yıldırım; “Öğretmenin asıl sorunu önlük değil, özlük! Gelin bu kaynağı çocuklarımıza bir öğün yemek vermek için kullanın. Şayet bu önlükler gelirse biz bu önlükleri iade edeceğiz” açıklamasında bulundu.
Öğretmenler 24 Kasım’da iş bırakacak!
24 Kasım’da iş bırakacağız diyen Yıldırım; “Her önemli gün gibi bir gün konuşulmak istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitim alanında yaşanan sorunlar ve öğretmenlerin özlük haklarında yaşanan problemlere dikkat çekmek istedik. Yaklaşık1.5 aydır bir takvim işletiyoruz. Twitter etkinlikleri, sosyal medya etkinlikleri, stant kurma, el broşürleri dağıtma ve ikinci aşama olarak bölge mitingleri gerçekleştirdik. 24 Kasım’da iş bıraktıktan sonra aynı gece yola çıkacağız. Büyük önderimiz, başöğretmenimizin huzuruna çıkacağız. Kamuoyuyla sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi paylaşmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Barınamıyoruz, geçinemiyoruz, yaşayamıyoruz”
Öğretmenlerin sorunlarını da anlatan Yıldırım; “Büyük bir ekonomik krizin pençesindeyiz. Özellikle büyük kentlerdeki öğretmenlerimizin birçoğu kaçış çabası içerisinde. Çünkü ev kiraları çok arttı. Ekonomik kriz söz konusu ama bunun sebebi emekleri ile geçinen insanlar değil bu ülkeyi yönetemeyenler. Bu krizin faturası yine bu ülkeyi yönetemeyenler zamlarla faturaların artırılmasıyla vatandaşa kesiyor. Yeni yıl yaklaşırken gelecek zamlar bekleniyor. Ancak emekçiye ne verilecek. Barınamıyoruz, geçinemiyoruz, yaşayamıyoruz. Dikkatimizi bundan çekip eğitimin temeldeki sorunlarına yönelmeye zorlanıyoruz. Eğitimin birçok sorunu var; derslik ihtiyacımız var, sınıflarımız çok kalabalık, günden güne zorlaşan eğitim koşulları var… Sınıftan içeri girerken ödeyemediği kirasını, ödeyemediği faturasını, çocuklarının ihtiyaçlarını gönlünce karşılayamadığını düşünen öğretmenlerin verimi konusunda gerçek anlamda sıkıntılar var. Sadece ekonomik sorunlarımız yok özlük sorunlarımızda var” dedi.
“Öğretmenin asıl sorunu önlük değil, özlük”
Yıldırım; “Sayın Bakan 24 Kasım’da öğretmenlere önlük hediye edileceğini söyledi. Öğretmenin asıl sorunu önlük değil, özlük! Önlük giymek isteyen arkadaşlarım zaten giyerler burada yasal bir engel yok. Ancak bu kararlar işyerlerinde mobbingin başlayabileceğini düşünüyoruz. Gelin bu kaynağı çocuklarımıza bir öğün yemek vermek için kullanın. Bizler yoksuluz ama bu ülkede artan bir çocuk yoksulluğu var. Biz Eğitim İş olarak o günde söylemiştik bugünde söylüyoruz. Şayet bu önlükler gelirse biz bu önlükleri iade edeceğiz” açıklamasında bulundu.
“Bilinçli bir politika uygulanıyor”
Yıldırım; “Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı, çok yakın zamanda müfredat çalışması gelecek. Aldığımız duyumlar içerisinde okul öncesi eğitim kurumlarına kadar din eğitiminin yaygınlaştırılacağı söyleniyor. Şuan ki müfredat çocukları çok yoruyor. Çok yoğun. Özellikle lise düzeyinde verilen eğitimin bir kısmı üniversitelerde verilmeli, alanında anlatılmalı. Bunun sadeleşmesi gerekiyor. Bu sadeleştirme yapılırken kimlerin görüş önerileri alınıyor mesela. Değişecek müfredatla ilgili taslak metin bize ulaşmadı. Siz bir yanda eğitim içeriği ile bu kadar uğraşırken, okul öncesi öğretmenlerinin temel sorunu bu kurumlara mescit açılması mıdır? Yoksa dinlenme hakkının, öğle tatili hakkının elde edilmesi midir? Burada bilinçli bir politika uygulanıyor. Öğretmene rotasyon getireceğiz deyip, seçmeli dersler yönetmeliğini değiştirip, müfredat değiştiriyoruz diyerek öğretmenleri meşgul ediyorsunuz” dedi.
Öğretmenler itibar kaybı yaşıyor mu?
Öğretmenler itibar kaybı yaşıyor mu? Soruna da yanıt veren Yıldırım; “Öğretmen maaşıyla, tatilleriyle konuşulmaya başladı. Sorun burada doğdu. Öğretmenleri tartışılır hale getirdiler ve itibar zedelenir oldu. İktidar öncelikli olarak öğretmenlerin elindeki kadrolu iş güvencesini elinden alabilmek adına öğretmenleri itibarsızlaştı. Kariyer basamakları oluşturarak bunun adımlarını attı. İstiyorlar ki herkes sözleşmeli olsun, herkesin iş güvencesi birlerinin iki dudağı arasında olsun ve herkes ortalama bir gelir sahip olsun. Çünkü öğretmen rahat olursa düşünen bireyler yetiştirir. Düşünen, sorgulayan birey istemiyorlar. İtaat eden bir millet yaratma derdindeler” ifadelerini kullandı.
ÇEDES Protokolü yargıda!
ÇEDES Protokolü ile ilgili biz yargı sürecini başlattık diyen Yıldırım; “Kararın iptali ile ilgili süreci başlattık. Yargı ne zaman karar verir bilmiyoruz. Laik ve bilimsel eğitim anayasal olarak güvence altındadır. ÇEDES Protokolü bu bağlamda tehlikeli. Bizim değerlerimize sahip çıkmakla ilgili bir sıkıntımız yok. Öğretmenlerin yeri okullar, din görevlilerin yeri ibadethaneler. Formasyon eğitimine sahip olmayan bir kişinin öğrencilerimizle bir araya gelmesini doğru bulmuyoruz. Eğer değerlerimiz konusunda bir sıkıntı varsa bunu çözebilecekte yine öğretmenlerimizdir. Her atılan adım bir sonraki adımı doğuruyor” dedi.
“Üniversiteler de kaderine terk edilmiş”
Son zamanlarda üniversitelerde yaşanan olaylara ilişkin konuşan Yıldırım; “Barınma çocuklarımız için son birkaç yıldır sorun. Üniversitelerde ödenek yetersizliğinin farkındayız. Çocuklara sadece bir yatak veren ama sağlıklı beslenmelerini önemsemeyen bir yönetim anlayışı var. Binaların, asansörlerin bakımlarını erteleyen liyakatsiz yöneticilerin oraya atandığını görüyoruz. Okullar kaderlerine nasıl terk edilmişse, üniversitelerde kaderlerine terk edilmiş. İşi akademik eğitim almak olan çocuklarımız geçinmek ya da okullarına devam edebilme kaygısı yaşıyor. Ne yazık ki bunlar ülke için acı gerçekler” dedi.