Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner  Sevilen Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş'ın Son Mühür TV'de hafta içi Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri, saat 09.15’te, özel konuklarıyla birlikte kentin; yerel yönetimler, siyaset, tarih, kültür ve sanatına dair ne varsa nabzını tuttuğu “Gündem Yorum” programında Gazeteci Mustafa Yılmaz, Kocabaş’ın sorularını yanıtladı. 

Kocabaş, “Bugünkü konuğum Egeli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Yılmaz. Aslında seninle bir konuyu konuşmak istiyorum. Bütün gazeteleri mümkün olduğunca takip ediyoruz ama senin verdiğin haberlerde bir derinlik var. Örnek veriyorum iki hafta kadar önce Tunç Soyer, mezarlık konusunda bir çıkış yapmıştı. Ben milletvekillerinden yani CHP’den bir destek bekledim ama göremedim. Basında da Tunç Soyer’in söylediklerinin üstüne de bir şey yazılmadı. Ama bir baktım sen Selçuk’ta otele araziler veriliyor ama belediyelere mezarlık için yer verilmiyor diye haber yaptın. Egeli Gazete nasıl farkını ortaya koydu soruna Gazeteci Mustafa Yılmaz, “Biz iyi bir ekip kurduk Egeli Gazete’de. Muhabirlerden oluşan ve kenti tanıyan. Özellikle ben 31 yıllık yerel yönetimlerden ve siyaset muhabirliğinden geliyorum. Ben 12 yıl kesintisiz belediye muhabirliği yaptım. Onun bana kattığı inanılmaz bir deneyim oldu. Yüksel Çakmur döneminden, Burhan Özfatura’nın ikinci dönemi, sonra Ahmet Piriştina, Aziz Kocaoğlu... Daha sonra istihbarat şefliği, haber müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü, genel yayın yönetmenliği derken hep devam etti. Ayrıca köşede yazdım. Ben Bornova Belediyesi’nde 9 yıl basın danışmanlığı da yaptım. Ama basın danışmanlığı yaparken köşede yazıyordum. Hiç yerel, siyasi konulardan kopmadık. O araştırmacı gazetecilik anlayışı, ben zaten Uğur Mumcu’nun da hayranıydım. Mumcu benim rehberim olmuştur” dedi. 

“İzmir’de rant baskısı var” 

Yılmaz, “İzmir üzerinde inanılmaz bir rant baskısı var. Bu sadece bizim dikkatimizi çekmemiş. Çeşme’nin yüzde 55’i imara açılacak. Prof. Dr. İlber Ortaylı bu konuda yazı da yazdı. “Zavallı İzmir bakalım bu istilayı nasıl atlatacaksın” diye dedi yazıda. Bu işi çok takip etmeyen veya uzmanı olmayanların dikkatini çekmemiştir. 7 yıl önce İzmir ve Manisa’da 1/100.000 lik planları kabul edilmişti. Bu planları yaparken yerel yönetimleri dikkate almadılar, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri, önerileri de dikkate alınmadı. Üstelikte Şehir Plancılar Odası, o planı dava etti. 400 bin dönüm İzmir’de imara açıldı. İçinde sit var, yeşil alan var. Ben o dönemde bunu yazdım, bütün İzmir’de bu. Mahkeme dilekçesinde de deprem açısından jeofizik, jeoteknik testlerin yapılması gerekiyor diyor ama buna gerek yok diyorlar. Oradan bir fay hattı geçiyor mu, tektonik hareket var mı bilmeden imara açılmış. İzmir’de geçerli olan planlarda imara açılan yerlerde fay geçip geçmediği bilinmiyor. Büyükşehir Belediyesi bunlara itiraz etti ve imara açmadı. Son 4 yıldır Çevre Bakanlığı buna da el attı. Konunun ana noktası bu. Bu konu ile ilgili basın toplantısı yapan bir milletvekili de görmedim” ifadelerini kullandı.  

İzmir’de 41 imar plan değişikliği yapıldı” 

Yılmaz, “Burada ana konu şu bizde tuhaf bir merkeziyetçilik var, Ankara bütün yetkiler bende olsun istiyor. Buradaki 100 metre karelik ruhsatını da ben vereyim diyor. Bizim karşı çıkmamız gereken nokta bu. İmar planları belediye meclisine gelir, belediye meclisinde tartışılır, basına da açıktır. Sen orada görürsün neresi imara açılacak diye. Ankara’da oturuyorlar, Çevre Şehircilik Bakanlığı’nda planlıyorlar. Biz İzmir’de şunu şunu yapalım diye. Bizim hiç haberimiz olmuyor. Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın sitesi var imara açtık diye ilana veriyor o zaman görüyoruz. Ben bir ay önce bir yazı yazdım. Ocak’tan bu yana 41 tane İzmir’de imar plan değişikliği yapılmış. Asıl üzerinde durulması gereken konu bu” dedi.  

“Büyükşehir, kurul toplantısına gitmedi” 

Yılmaz, “Türkiye’de yaklaşık 15 tane kurumun imar planı yapma yetkisi var. TCDD’nin, TOKİ’nin, Limanın var bunlar aklımıza gelenler. Özelleştirme idaresi satacağı kamu kurumlarını imar yapıyor. Diyelim ki bir kat imar var yüz katına çıkarıyor. İlçe belediyeleri de 1/1000 lik planları yapmalı onları, bir yerin imara açılacağına, okul mu, hastane mi ne olacağına orada yaşayanlar karar vermeli. Burada Tunç Soyer’i de eleştireceğim bir durum var o da şu. İnciraltı imara açılırken ilk önce tarım arazisinden başladılar. İlk önce toprak kurulu toplandı ve burası tarım arazisi değil dedi. Diğer kurumlar bilmem ne müdürlüğü derken İzmir Büyükşehir Belediyesi ’de o kurula üye ama o toplantıya bir kişiyi göndermedi. Çekimser kaldı, ki o İzmir için kritik bir toplantıydı. Büyükşehir Tarım Daire Başkanı o toplantıya gidip şerh koymadı, savunmadı. Ya da Tunç Soyer çıkıp da ey İzmirliler bakın burası tarım arazisi, imara açıldı demedi.”  

“Suyun üzerinde yaşıyoruz” 

“Lütfen Google’a Türkiye’nin deprem haritası diye yazsınlar oradan o fotoğrafa baksınlar. Ege Bölgesi, İstanbul’dan daha kırmızı daha riskli. Bütün veriler en az İstanbul kadar riskli olduğunu söylüyor. Ve biz bunu yaşadık, Seferihisar açıklarında 6.9 deprem oldu. Ne yazık ki o deprem 80 hm ötedeki Bayralı’da evlerimizi yıktı. Ve tarihte de İzmir’de 7 üzeri depremler olmuş. 80 km ötedeki deprem, zeminin ne kadar kötü olduğunu gösteriyor. Suyun üzerinde yaşıyoruz İzmir’de. Kızlarağası Hanı önünde kayıklar bağlanıyormuş. Yüzde 80’i 2000 yılından önce yapılan binalar, büyük bölümü mühendislik de görmemiş. İzmir’de İstanbul kadar riskli ve bizim hemen harekete geçmemiz lazım. İzmir Körfezi’nde hiç çalışılmamış ve fokurdayan, aktif faylar var. Buradan da çağrı yapalım İzmir milletvekilleri nerede? Ben yazı da yazdım hiçbiri bu konuda bir şey demedi. Bu deprem bir tek İstanbul’un sorunu değil. Böyle genel bir sorunda bir kente özel yasa nasıl çıkar?”  

Fiat’tan Mayıs’a özel bomba kampanya! Fiyat 2024 Mayıs fiyat listesi Fiat’tan Mayıs’a özel bomba kampanya! Fiyat 2024 Mayıs fiyat listesi

“Mezarlık bir insan hakkı” 

Yılmaz, “Bir gün herkes ölecek ve herkesin en temel insan hakkı olan bir mezar yerine ihtiyacı var. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer bu konuda haklı olarak serzenişte bulundu. Bir tanesi de çöp konusuydu hatta. Her yıl 200 bin metre kare mezarlık yerine ihtiyacımız var İzmir’de. Mezarlık bir insan hakkı. İzmirlilere cenaze için yer vermiyorsun, 3 ayrı ilçede hazine arazileri var devasa olan yeri yatırımcıya bedava veriyorsun. Bir de yabancı yatırımcıya! Oralar yabancıya devredilecek ve biz gömülecek yer bulamayacağız” diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER