Son Mühür Haber Merkezi/ Güleser Yaren Karaaslan 

Sıcak Bakış programına konuk olan Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran, Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Geçtiğimiz genel seçimlerde algı yönetiminin iyi kullanıldığını ve milli duyguların kullanıldığını belirterek söze başlayan Erduran, “Yaşamış olduğumuz en enteresan seçimdi ama işin özetine bakarsak algı hakimiyetinin fazla olduğu bir seçim ortadaydı. AK Parti algıyı iyi yönetti, bu bir gerçek. Algı hakimiyeti konusunda bizim masamız zayıf kaldı. AK Parti milli ve manevi değerler üzerinden güzel bir şekilde yürüdü. Maalesef bizimde içerimiz de bulunan bazı söz sahibi isimlerde bazı sözlere ve kelimelere dikkat etmedi. AK Parti’de bunu çok iyi kullandı. Bunu milli ve manevi değerlere yaslandırarak toplumu bir nevi ikna etmiş oldu. Bunlara canlı şahit oldum. Bir esnaf, ‘Gerekirse benim kepengim kapansın ama Recep Tayyip Erdoğan aşağıya inmesin.’ Diyen bir kitle vardı. Burada ciddi bir algı operasyonu vardı. Buna da çanak tutan siyasetimizin bazı acemi aktörleri vardı. Bu da bu zemini hazırlamış oldu.”

Algı iyi kullanılıyor

“Bundan sonraki süreçte algı operasyonuna çok dikkat etmek gerekiyor. Millet memnun olduğu için AK Parti’ye gidip oy vermedi. Toplum artık hizmetten çok duruşunuza ve yakınlığınıza bakıyor. Eğer kendini sizde görmüyorsa partinin adı ne olursa olsun size oy vermiyor. Siz iyi işler yapmayı vaat etsenizde toplum kendini karşı da kimde görüyorsa oraya yönlendiriyor. Aynı zamanda sandık güvenliği yönünden umudumuz vardı fakat umduğumuz gibi olmadı. Seçimi bu da etkiledi. Bir AK Parti algısı var bir de Recep Tayyip Erdoğan algısı var. İç siyasette böyle de dış siyasette farklı mı? Oy veren halka seslenin Amerika diyin zalim diyecektir, İsrail  diyin aynı şekilde zalim diyecektir ama aynı Amerika’ya Sayın Cumhurbaşkanı müttefikim  dediğinde oy veren kesim susacaktır. Aynı Amerika ile Sayın Kılıçdaroğlu tokalaşmış olsa yer yerinden oynar. Seçmen neden ses çıkarmıyor bunu araştırıp incelemek gerekiyor”

“Oy verenler sitem etti”

“Yerel yönetime giderken de AK Parti’yi yüzde elliyi görmezden gelemez. Yerel yönetimlerde genelde güvendiği ve sevdiği insana yönelir ve sandıkta o insana oy verir. Yerel de bu iş bu yüzden biraz daha farklıdır. Tahminim yerelde AK Parti’nin 14 Mayıs’tan sonraki ekonomik anlamdaki icraatları hakikatten ters tepki gösterdi. Oy veren insanlar bile sitem etmeye başladı. İşte bunu iyi değerlendirmek gerekiyor. Bu milletin verdiği değer yargılarına saygı duymak gerekiyor ve bunlarla oynamamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kapadokya'da 'Gastronomi Festivali' başladı: Etkinlik 2 gün sürecek Kapadokya'da 'Gastronomi Festivali' başladı: Etkinlik 2 gün sürecek

WhatsApp Image 2023-08-21 at 10.34.20

İzmir’de değişim yaşanabilir”

Erduran, “Belediye başkanlığında yerel yönetimlerde şahıslar ve şahısların güvenirliği çok önemlidir. Ben solcuyum sağa oy vermem, ben sağcıyım sola oy vermem gibi bir durum söz konusu olmamalıdır. Bir algı oluşursa yine sağ sol gibi algılar oluşmaya başlarsa o zaman iş şahıstan çıkıyor. Adayın o bölgeden gelmesi de çok önemlidir. Dışarıdan bir adayı monte etmeye kalktığınız da ki örneklerini de gördüğümüz üzere bu millet ters tepki vererek oy vermedi. Bu toplum, kendi içinden insanları istiyor. İzmir’in sıkıntıları belli eğer yerel anlamda ortaya çıkıyorsak İzmir’in sıkıntılarını dinlemek zorundayız. Bu sıkıntıları bilerek ve halka çözüm üreterek gittiğimiz de karşılık buluruz. Karşılık bulması için tabii adayın halk tarafından da tanınması gerekiyor. Halk adaya baktığında kendini görmelidir. Yaptığı projeler aklına yatıyorsa sandıkta gider oy verir. Bunun en büyük örneği Burhan Özfatura’dır. Bu yerel yönetimlerin sağı solu yoktur.Seçimde adayların projeleri ve adayların yeterliliği konuşulması gerekiyor. Bunlar ortaya çıktığında  İzmir’de değişim yaşanabilir. 

 

“Ulusak bir politikamız yok”

“Türkiye genelinde yüzde doksan dokuz pusulayı açtığımızda mutlaka Saddet Partisi’ni göreceğiz. Türkiye genelinde Saddet Parti kendi amblemi ile girecek ama bazı özel noktalarda belli özel ittifaklar yapılabilir. Bunları isim isim sayamayız ama elbette ortakların bir araya geldiği uyum sağlandığı zaman belli bir ilçede ortak hareketler yapılabilir. Bunlar alışılması gereken şeyler çünkü sistem sizi buna itiyor. Gelecek Partisi ile beraber çalışıyoruz. Muhtemelen yerel ynetimlerde beraber çalışacağız. İyi bir süreç işliyor. Güzel bir birliktelik var. Biz artık bu seçimleri siyasi çatışma alanlarından çıkarmamız gerekiyor. Hizmetlerin ve projelerin konuşulduğu bir hale getirmemiz gerekiyor. En büyük eksiğimiz, ulusak bir politikamız yok. Masanın başına kim geçerse geçsin güzergah bellidir. Çalışma sisteminiz farklıdır ama yine de o yoldan başka yola giremezsiniz. Ötekileştiren bir siyasi yapıya sahibiz bunu yıkmamız lazım. Birbirinden farklı siyasi kültürler var ama sonuç olarak ticareti birlikte yapıyoruz ya da komşuluk yapıyoruz. Hatta yeri geliyor akraba oluyoruz. Buraya kadar bir sıkıntı yokken konu siyasi  noktaya gelince savaş başlıyor. Bu ortamdan bu ülkeyi kurtarmak gerekiyor. Toplumun psikolojisi ciddi anldam bozuk. Bu toplum kucaklaşmayı öğrenmesi gerekiyor. Kimsenin kimseye benzeme mecburiyeti yok.” Diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: Yaren Karaaslan