Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Sıcak Bakış programına konuk olan Gazeteci -  Yazar Murat Büyükyılmaz, Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. 

Gıda Krizinden Egemenliğine Bir Yol Var...”  adlı yeni kitabının çıkış hikâyesinden bahseden Murat Büyükyılmaz, “ Önceden planlanarak yazılan bir kitap değildi. Pandemi sırasında kapılar kapanmıştı, bütün tedarik zincirinde olduğu gibi gıdada da kırılmalar olmuştu. Türkiye’de ise çay üreticileri çaylarını toplamaya gidemiyorlardı. Diğer taraftan çay toplanırken tarım işçilerinin bazıları Gürcistan’dan geliyordu ama kapılar kapalı olduğu için tarım işçileri de gelemiyordu. Tarlada, bağ, bahçede ürün vardı ama ne ürünün sahibi ne de onu toplamaya giden işçi gidemiyordu. Bu da gündem oldu, babam da Doğu Karadenizli. Annem de Trakyalı. Orada da yağlı tohum, Ayçiçek ve buğday üretiliyor. Bu kişisel bir hikâye değil, hepimizin hikâyesi. Çünkü bizim çoğumuz kırdan göçen insanların çocuklarıyız. O yüzden bir ayağımız hatıralarımıza, geleneklerimize dayanıyor. Ben de her sene Doğu Karadeniz ve Trakya’ya gittiğim için sorunları duyabildim. Birçok insanı dinledim Ziraatçiler, oda başkanları, köylüler… Hepsiyle konuşabildiğim için bu da gündemim oldu. Bunu araştırmaya dökmemi eşim istedi. Bu kadar şeyi zaten biliyorsun bunları bir yazsan mı dedi. Bu basamakların ilki çay ve eşimin bunu araştırma konusu yapmamla ilgili tavsiyesi ile bu iş başlamış oldu” dedi.

“Kitap, gıdaya emek veren herkesin”

Büyükyılmaz, “Türkiye’nin her yerinde tarım, gıda, ekoloji alanında yaşanan sorunları dinledik. Bu kitap yüzlerce insanın yaşadıklarını, sorunlarını dile getirmesiyle oluştu. Bu kitap o yüzden benim değil. Ben sadece aktarıyorum. Kitap Türkiye’nin dört bir yanında üreten, tarım işçiliği yapan, gıdaya emek veren ve gıda üzerinde hakkı olan herkesin diyebilirim” ifadelerini kullandı.

“Gıda ile ilgilenmek için uzmanlık gerekir mi?“

Büyükyılmaz, “Ben biraz evvel neden bu alana evirildiğimi, nasıl bu alanda başladığımı anlatmış oldum. Ama aslında kitabın kitaplaşması Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığımız bir görüşme esnasında çıktı. Çok anlamlı bir soru sordu bana, “Nereden geliyor ilginiz? , Bu uzmanlığınız mı?” diye bir soruydu. Bu beni çok şaşırmıştı çünkü bu gerçekten güzel bir soru. Ben de babam Trabzonlu, biz her yıl fındık üretiyoruz ama her yıl daha az kazanıyoruz, ilgilenmek zorundaydım dedim. Soru şu “Gıda ile ilgilenmek için uzmanlık gerekir mi? “ Gerekmez. Ekmekten, doymaktan bahsediyoruz Evet ev yapmak için uzmanlık gerekir, herkesin ev yapmayı bilmesine gerek yok. Ama biz gıdanın nasıl üretildiğine, biz tükettikten sonra atıklarına kadar nasıl bir yolculuk yaptığını bilmek hakkımız ve ihtiyacımız. “

Gıdayı metalaştırmak nedir?

Büyükyılmaz, “Gıdayı metalaştırırsanız bu bir gıda krizine yol açar. Meta dediğimiz şey aslında satılmak üzere üretilen ve ticarileşen bir şey. Mal, meta anlamında. Temel insan haklarından bir tanesi beslenmek. Herkesin yeterli, sağlıklı besini tüketmek ve alma hakkı var. Bu herkesin hakkı ise para ile alınıp, satılabilir mi? Bunun üzerinden koca bi sektör olabilir. Gıda bir hak mıdır, alan mıdır yoksa bir sektör müdür? Bence buradan başlamalıyız. Sektör, yatırım yapmak, para kazanmak için insanların bir araya geldiği üretim, tüketim ve alışveriş yaptığı bir alan demek. Gıdanın metalaşması, gıdanın mal haline gelmesi, gıdanın kar amacı ile satılıp tüketilmesi anlamına geliyor. Bunun şirketler tarafından sadece sermaye olarak görülmesi oluyor.

“Bu yol çiftçinin yolu”

“Bu kitaptan bir sonuç çıkardım. Köylülerin, çiftçilerin ve konuştuğum pek çok insanın ortaklaştığı nokta. Kitabın alt başlığı aslında “Bir yol var. Bu sembolik bir şey. Bu yol çiftçinin yolu. Uluslararası alanda faaliyet gösteren “Çiftçinin yolu” anlamına gelen bir hareket var. Gıda üzerinde hakkı olan herkesin örgütlenebildiği bir sendika. Yüzbinlerce üyesi var. Türkiye’de de bunun bir paydaşı var o da Çiftçi Sen. Biz gıda alanında yaşadığımız sorunları çözmek istiyorsak bir dönüp çiftçiye sormamız lazım. Şimdiye kadar uzmanlık alanları ya da popülerlikleri olan insanlar çiftçilere ne yapmaları gerektiğini söyledi. Neden söylüyoruz ki? Biz uzman en fazla 40 yıl bu alanda bilgi sahibidir. Ama köylünün hafızası, bilgisi çok kadim.”

Ayvalık yaz sezonuna hazır: Temiz bir yaz için yoğun çalışmalar! Ayvalık yaz sezonuna hazır: Temiz bir yaz için yoğun çalışmalar!

“Gıda bir haktır”

Büyükyılmaz, “Gıda bir haktır ve biz çocuklardan başlamak üzere herkese bu hakkı sağlamak durumundayız. O yüzden gıdanın temel beslenmesini devlet ya da devlet organizasyonu ya da toplum bir şekilde sağlamak zorunda. Böyle olmayınca çocuklar beslenmeyi bırakın artık doymuyor. Mesela bir örnek vereyim Efes Selçuk’ta yüzlerce çocuk her gün öğle yemeğinde çiğ köfte yiyiyordu.  Ben de severek tüketiyorum ama olmaz doyamazsın. Her gün onu yiyen çocuğun okula gitmesine gerek yok ki. 60-70 yaşına kadar yaşayacak bir çocuk. Hayatı boyunca gereksinim duyduğu bilgileri alsın diye okula yolluyoruz ama o çocuk yaşayamaz ki… Bu hakkı biz sağlayamazsak hiçbir şeyin anlamı kalmıyor. Bülent Şık ısrarla söylüyor artık çocuklarda yeni hastalıklar ortaya çıkmaya başladı. Tedavi edilemeyecek sağlık problemleri bunlar. Aç kalan ve beslenemeyen çocukların sakatlandığı bir ülkede yaşıyoruz biz. Ekonomik problemlerin yanında en temel sebebi gıda krizi. Krizden kastım da şu. Eskiden Türkiye kendi kendine yetebilen bir ülkeydi. Yetmek zorunda değil, Türkiye kendine yetecek gıdayı zaten üretiyor. Mesele üretmek değil mesele insanlar için üretip üretmemek” dedi.

Kitap; “Gıda ve tarımda emeği olan herkesin buluşması”

Büyükyılmaz, “Okur kitap içerisinde; akademisyenlerin, siyasetçilerin, yerel yönetim başkanlarının, çiftçilerin, gıda üreticilerinin, tarım işçilerinin, tarım ve gıda alanında emeği ve hakkı olan pek çok insanın sözünü, derdini çözümünü derleyip bir araya getirdik. İnsanlar gıda ve tarımla ilgili dertleri varsa, o dertleri yaşayan insanları dinlemiş olacak ve bir buluşma olacak aslında. Gıda ve tarım üzerinde hakkı olan herkesin buluşması üzerine bu kitabı yaptık” diye konuştu.

Editör: MELEKŞAH TUFANER