Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Son Mühür TV’de ‘Sanatın Renkleri’ programının bu haftaki konuğu Pop Opera Sanatçısı- Tenör Mete Taşın oldu. 

Dua Lipa yeni albümüyle geri döndü Dua Lipa yeni albümüyle geri döndü

Kendisini tanıtarak konuşmasına başlayan Mete Taşın, “İzmirliyim burada Dokuz Eylül Üniversitesi’nde okudum. İlk yaptığım konserler Kültür Bakanlığı tarafından ilkokullar da oldu. Sonrasında İstanbul’a yerleştim. Orada da İstanbul Devlet Konservatuarı'ndan mezun oldum. İstanbul'da Şehir Tiyatro’larında Mecnun rolünü oynadım. Onun harici operalarda da bir sürü konser yaptım. Lirik Tarih projesi ile bütün Türkiye’yi gezdik ve devlet erkanına konserler de yaptık zamanında. Türkiye’de yaptığım çalışmalardan sonra Amerika’ya New York’a a master yapmaya gittim” dedi.  

“Bir şeyler değişecek diye hissettim” 

Taşın, “İlk önce öğrenci olarak gittim Amerika’ya, orada yüksek lisansımı tamamladıktan sonra üstün yetenek vizesine başvurdum. Geçmişte yapılan bütün çalışmalar, kayıtlar, yazılardan sonra devlete sunduğum bir çalışma sonrasında bana üstün yetenek üzerinden vize verdiler ve oturum izni aldım. Tabi bu bir süreç var o süreci tamamladıktan sonra da vatandaş oldum. İlk önce Amerika’da Minnesota Üniversitesi’nin davetiyle, iki ayrı operada başrol oynadım. Orada iki ay kaldım ve kapılar açıldı Amerika içerisinde bir şeyler yapabilirim gibi. Tabi sonra okula geri döndüm. Okulda tiyatro oynuyorum, konserler de yapıyorum derken başarıyı gördüğüm bir dönemdi. Emek yapılan şeyler, bir şeyler kolay yapılmıyor. Türkiye’de bir şeylerin daha zora gireceğini hissettiğim bir dönemdi. İran’a konser yapmaya da gidiyordum. İran toplumu yemek, sanat kültüründen, edebiyatından çok köklü. Tanıştığım insanlar inanılmaz kültürlüydü. Bu insanlarla konuşunca bir şeylerin benim ülkemde değişebileceğini fark ettim. Olayın maddiyat ve kültürel tarafı var. Bir de Türk Operacı olarak kendimi başka yerlere taşımak istedim. Avrupa, Amerika’ya açılmak istedim, amacım başarıyı yakalamaktı” ifadelerini kullandı. 

“Sanatçı olarak halka ulaşmalıyız” 

“Türkiye aşure gibi bir toplum aslında. Doğusundan batısına, güneyine, kuzeyine kadar karışık. O yüzen çok güzel çok renkli. Hocalarıma çok minnettarım bana verdikleri eğitimden dolayı. Maalesef Türkiye’de bir şeyler farklı yöne dönmeye başladı. Şu an da dünyada ekonomik anlamda bir çalkantı var, Türkiye biraz daha bu konuda fazla olabilir. Böyle olunca da sanata ayrılan düşünce, enerjide düşüyor. Devletler en başta sanattan kısıyorlar, Günümüzde sinemaya gitmek bile çok problem olmaya başladı. Bizim üzerimize düşen görevde sanatı topluma daha ulaşılabilir hale getirmek. O yüzden de halka karışmalıyız. “ 

“Operada sanatçı-halk ayrımı sahnede başlıyor” 

Taşın, “Operanın daha bir hayatın parçası olmasından yanayım. Dünyada opera konseri dediğimiz de sanatçıyla halkın ayrımı direkt sahnede başlıyor. Çünkü sanatçı sahnede ve sahne yüksek bir yerde, oyununu yapıyor. Kaç bin kişinin izlediğinin önemi yok ama arada bir mesafe var ve bu mesafe sanatçı kostümünü çıkardıktan sonra halkala bağ kuramıyor. Sonrasında bir bütünleşme yok. Bunun biraz daha yüzeysel olması lazım. Kişiler opera dinlemese bile yapılan işe saygı duyuyorlar, anlamıyorum ama çok beğendim diyorlar. Bunun daha ulaşılabilir hale gelmesi lazım” dedi. 

“Konserlerimde her ülkeden eserler var” 

“Konserlerimde mutlaka Azeri Türküsü de oluyor. Ahmet Adnan Saygun’un eserlerinden de konserlerime koyuyorum. Herkes şaşırıyor, nasıl bu kadar her şeyin karışımı var diye. Orta Doğu, Rus, Avrupa her şey var. Herkes bu eserlerden kendilerine bir tat buluyor. Yeteneğim olan bir şeydi ama işlenmesi gerekiyordu. Başka aldığım eğitimler sayesinde de kavruldum. Benim de Amerika hayalimde olan bir şeydi ben de gerçekleştirdim. Ama hiç kolay olmadı. Ben 2008 yılında Türkiye’den göçtüm, özleyip dönüyorum şimdi. Orada çok mutluyum ama mutsuz olduğum şeyler de var. Buraya gelince ailemle, sevdiklerimle özlemimi gidemeye çalışıyorum.” 

“İyi bir eğitimin önemi artık yok” 

Taşın, “Amerika’da benim gibi orada olanlarda da var bu, Türkiye’ye karşı özlemimiz hiç bitmiyor. Gençler tabi ki Amerika, Avrupa’ya gitsin ama Amerika’da kollarını açmış onları beklemiyor. Hiç öyle değil. İngilizcenizin ne kadar iyi olduğu ne kadar iyi bir insan olduğunuzun önemi yok. Buradan giden Türklerin de ne kadar iyi bir eğitim aldıklarının önemi yok dünya kapalı bir ekonomiye doğru gidiyor. Binlerce insan işten çıkarılıyor. Amerika’da ne kadar iyi olduğunuzun bir önemi artık yok. Avrupa’da kapalı bir toplum ve kendi toplumundan istiyor. Amerika bu konuda daha rahat.” 

Taşın’ın Projeleri 

Taşın, “Birkaç proje aynı anda götürüyorum. Türkiye’ye göçmeyi düşünen vatandaşlardan bir tanesiyim. Türkiye’de de çalışmalar yapıyorum. Geçmişte yaptığım projeler oldu. Şu anda yeni bir projem var, 17 Kasım’da her şey hazır olacak. Klipleri İngiltere’de oldu, değişik bir çalışma yapıldı. Heyecanla bekliyorum. Amerika’da gündüzleri eğitmenlik yapıyorum. Amerika’da değişik operalarda da çalışma imkânım oldu. Şu anda da kendi başıma, özgür çalışma içerisindeyim. Stanford Üniversitesi'nde eğitmenlik de yaptım 3 sene kadar. Şu anda da kendi okulumda ders veriyorum. Okulumda piyano, şan ve aynı zamanda konuşma terapisi, nefes eğitimi de veriyorum. Akşamları da konserler yapıyorum. Çoğu zamanda orkestralar tarafından projelere de çağırılıyorum ve opera söylüyorum. Bu arada kendi orkestram var ve onlarla da konser yapıyorum. Türkiye ile alakalı çok önemli iki konser var bunu Amerika’da San Francisco’da yapacağız. Birincisi San Francisco’da, Cumhuriyet’in 100. Yılı kutlamaları adı altında gece düzenlenecek. 11 Kasım’da da Zülfi Livaneli ile beraber San Francisco’da sahne de alacağız” diye konuştu.   

Editör: MELEKŞAH TUFANER