Bu yıl yeniden gündeme gelen Marburg virüsü can almaya devam ediyor. Son zamanlarda artan vakalarla dikkat çeken virüs ise yeni ortaya çıkmadı.
Marburg virüsü ilk olarak 1967’de Almanya’da Frankfurt ve Marburg’da ve ayrıca Sırbistan’da Belgrad’da görüldü. 31 kişide tespit edilen virüs yedi kişinin ölümüne neden oldu. 2005 yılında ise Angola’da yaşanan Marburg virüsü salgını 300’den fazla kişinin ölümüyle sonuçlandı.
Uzmanlar yeniden bu ölümcül virüsle ilgili uyarılarda bulunuyor. Son olarak 16 kişi; sekiz gün boyunca diş etleri kanayıp kramp ağrıları çektikten sonra hayatlarını kaybettiler.
VAKALARDA ARTIŞ YAŞANIYOR
Bu yılın başlarında Ekvator Yeni Gine ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti’nde Marburg virüsü vakalarında bir artış oldu. Yeni Gine’de şimdiye kadar virüs nedeniyle toplam 12 kişi, Tanzanya’da ise dört kişi hayatını kaybetti.
Ebola’ya neden olan virüsle aynı aileden olan virüs, Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre etkilediği kişileri “hayalet benzeri” bir görünüme maruz bırakıyor.
Virüsün diğer belirtiler arasında ishal, mide bulantısı ve kusmanın yanı sıra yüksek ateş, şiddetli baş ağrıları ve şiddetli halsizlik yer alıyor. Ayrıca virüsten muzdarip birçok hastanın diş etlerinden, burunlarından ve vajinalarından sık sık kanama yaşadıkları, sekiz veya dokuz gün sonra da öldükleri belirtiliyorr
NASIL BULAŞIR?
BBC’nin haberine göre; Afrika yeşil maymunları ile domuzlar virüsü taşıyabildiği gibi Mısır meyve yarasası da sıklıkla virüsü barındırır.
İnsanlar arasında vücut sıvıları ve aynı yatağın paylaşılması yoluyla bulaşabilir. Hatta virüs nedeniyle iyileştikten sonra bile kanları veya spermleri aylarca bulaşıcı kalabilir.
Hastalığın herhangi bir tedavisi ise bulunmuyor. Doktorlar, hastanede yatan hastalara bol miktarda sıvı vererek ya da kan nakliyle belirtileri hafifletmeye çalışırken WHO, bazı kan ürünleri, ilaç ve bağışıklık tedavilerinin geliştirildiğini belirtiyor.