Kemalpaşa’daki genç kiraz üreticisinin feryadı anlaşılmadı… Nasıl anlaşılsın ki? Memlekette her yol artık inşaat sektörüne çıkıyor. Sanırsın ki betonla, demirle, tuğlayla falan iş tutanlar ekmek yemiyor, meyve, sebze tüketmiyor, ete süte ihtiyaç duymuyor…
Bangır bangır bağırıyor bilim… İmar politikaları yanlış, kentler yanlış yerlerde genişliyor, her yere kafanıza göre inşaat yapmayın, su havzalarından, fay hatlarından, tarım alanlarından uzak durun diye… Gıda krizi, kuraklık, susuzluk kapıda diye, ama duyan var mı? Duyup da kımıldayan var mı?
Hele siyaset al sağı vur sola… İnşaat sektörüyle arası iyi olmayan muhtar bile olamaz. Zira bir şey seçilmenin yolu illaki para harcamak. Sen istediğin kadar allamei cihan olsa ne yazar ya paran olacak ya da paralı müteahhit sponsorun. E hal böyle olunca da tarım alanları daralmış, çiftçi maliyetler karşısında perişanmış ne olacak ki? Tarım alanlarına AVM yap recidance yap plaza yap, doldur içini ithal uyduruk GDO’lu mamalarla olsun bitsin.
Oysa ne güzel kokulu, besleyici ürünlerimiz vardı. Salatalık gibi kokan salatalığımız, mis gibi çileğimiz, domatımız, buğdayımız fasulyemiz, pamuğumuz, karpuzumuz, eriğimiz. Ya şimdi?
Of ki of… al alabilirsen yarım kilo erik, kiraz… Bak kiraz üretilen güzelim Kemalpaşa’da onca kiraz bahçesi şimdi tripleks dubleks olmuş. Kiraz yerine beton yedirmek lazım kiraz ağaçları kesilirken eyvallah çekenlere.
