TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi kenti etkisi altına alan yağışları değerlendirdi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi...
Son haftalarda, ülke genelinde yaşanan meteorolojik olaylar sonucu gerçekleşen aşırı yağışlar ve taşkın İzmir kentinde, özellikle kentin kıyı kesimlerinde çok ciddi maddi zarara yol açmıştır. Yaşanan bu afet, yıllar öncesine dayanan planlama yanlışları, sermaye ve rant odaklı arazi kullanımı, tarım alanlarının anayasa suçu işlenerek imara açılması ve kentin taşkın ovalarının adeta bir gökdelen mezarlığına
dönüştürülmesinin vahim bir sonucudur.
İzmir körfezi milyonlarca yılda oluşmuş, doğanın insanlığa bir armağanıdır. Çevresi faylarla denetlenen verimli taşkın ovaları, hunharca kullanılarak bugün içinden çıkılması imkânsız, her türlü afete davetiye çıkaran bir bina cehennemine dönüşmüş durumdadır. Üstelik, yaşanan ve yaklaşmakta olan her türlü doğa kaynaklı afet göz ardı edilerek talan devam etmektedir; üzgün ve öfkeliyiz!
“Her türlü zemine ve her yere itina ile deprem güvenli konut yapılır” mantığı ile sermayenin değirmenine su sağlayan rant odaklı anlayış, “deprem güvenli binalardan” daha çok “Afet güvenli kentlere” ihtiyacımız olduğunu ısrarla reddetmiştir.
Sonuç, kanolarla gezilecek ölçüde “ırmak” yatağına dönüşmüş sokaklar”, içerisinde “habitat” gelişen büyük çukurlar ve pelikanların alay edercesine “özgürce” yüzdüğü caddeler olarak fotoğraf karelerine yansımıştır; üzgün ve öfkeliyiz!
Yaşanan afeti, sadece küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak kabul etmek olası değildir. Unutulmamalıdır ki, jeolojik çağlar boyunca iklimlerde değişiklikler hep var olmuş ve bu değişiklikler canlıların yaşamını ve tarihin akışını değiştirmiştir. Son tahlilde, yeni bir milenyumun ilk çeyreğini geride bırakırken, kent planlamasında hâlâ bir adım ileri gidemeyişimiz utanç vericidir. Üzgün ve Öfkeliyiz!
Bölgemizde yaşanan aşırı yağışlar, sadece kentleri değil, “sahibi olmayan ve sesini duyuramayan yoksul köyleri” de tehdit etmektedir. Büyükşehir yasası ile kapsam içine alınan dünün köy, bugünün mahalle yerleşik alanları, dere yataklarının ıslah edilmemesi, yerleşim alanlarının planlama eksikliği nedeni ile çok ciddi doğa kaynaklı afet riski altındadır. Yaklaşık bir ay önce Aydın-Söke köylerinde yaşanan afetin
benzerleri ve daha büyükleri yağışların devam ettiği kış ayları boyunca muhtemelen ege bölgesinin tamamında yaşanacaktır.
Yaşanan afetler, bugünün sorunu olmamakla birlikte, hesap ne yazık ki bugünün kent yöneticilerine fatura edilmektedir. Bugünün yöneticilerinin kentsel ve kırsal yerleşim alanı planlamasını gerçekleştirmemeleri halinde, gelecek nesillere aktarılacak vebali yüklenecekleri de açıktır.
Öfkemiz son otuz yılda ülkeyi ranta teslim eden sermaye odaklı anlayışa, çağrımız bugünün kent yöneticilerinedir.
-Bilim insanlarının söylemleri ve doğanın uyarıları dikkate alınmalıdır.
-Bina odaklı kentsel dönüşümün yerine Afet odaklı kentsel değişimi süratle devreye
sokarak, “öncelikli yerleşim alanlarında Afet Güvenli” konutların yapımına hız
verilmelidir.
-Büyük kentlerimizin, mevcut nüfusu kaldıracak durumu yoktur. Süratle, insanların
büyük kentlere göçünün önüne geçilmeli, insanlara, doğdukları yerlerde insanca
yaşayacakları olanaklar sağlanmalıdır.
Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
İzmir Şubesi Yönetim Kurulu