KASIM’IN ÖZETİ ‘ Gerçekler ve düşler ‘

Abone Ol

29 Ekim 2025’te Gebze’de 7 katlı bir bina durduk yerde çöktü.4 yurttaşımız öldü.

8 Kasım’da Kocaeli’deki bir parfüm deposunda yangın çıktı. 7 kişi öldü.

11 Kasım’da askeri kargo uçağımız Gürcistan’da düştü. 20 askerimiz şehit oldu.

Türkiye şehitlerine ağlayıp dururken yangın söndürme uçağımız Hırvatistan’da düştü. 1 şehit verdik.

13 Kasım’da İstanbul/ Fatih’te otelde kalan aile zehirlendi, anne ve iki çocuğu öldü.

15 Kasım’da Beyoğlu’nda metro inşaatında göçük oldu. 1 kişi öldü.

16 Kasım’da ise Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesindeki inşaatta göçük altında kalan 2 işçi öldü.

Kasım sonuna doğru Konya’nın Beyşehir’inde okul servisi devrildi. 28’i öğrenci 29 kişi yaralandı.

Manisa/ Kırkağaç Devlet Hastanesi’nde görev yapan anestezi memuru hastanenin tuvaletinde ölü bulundu.

Siirt Üniversitesi Kezer Yeleşkesi’nde görev yapan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Başkanı ve öğretim üyesi Doç.Dr. Semih Serkant evinde ölü bulundu.

İzmir/ Kemalpaşa’da iki işçi servisi kavşakta çarpıştı, 15 kişi yaralandı.

Adıyaman Üniversitesi öğrencilerinin kaldığı KYK’ye bağlı yurtta akşam yemeğinin ardından 70 öğrenci zehirlenerek hastaneye kaldırıldı.

Sakarya Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda 266 hükümlü zehirlenerek tedavi altına alındı.

Rize’de bir öğrenci yurdunda akşam yemeğinde dağıtılan sütlü tatlıdan zehirlenen 40 öğrenci hastaneye kaldırıldı.

Bu kadar çok zehirlenme neyin nesi oluyor anlamak zor da değil aslında.

Ben Cumhuriyet’ten öğrendim.

Yüksek enflasyon dönemlerinde bir işletme maliyetleri kısmak için ürünün ya da hizmetin kalitesini düşürürmüş. Fiyat aynı kalıyor ama kalite gizlice azaltılıyor.

Buna ‘ Skimpflasyon ‘ deniyormuş.

Zehirlenmeler de kullanılan yağın, etin en ucuzuna kaçılmasından kaynaklanıyor olsa gerek.

Belediye başkanları ve zabıtalarca kimi depolara yapılan baskınlarda da tarihi geçmiş yiyecek ve içeceklere rastlıyoruz televizyon haberlerinde. İşletme sahiplerinin pişkinliği beni hem şaşırtıyor hem sinir ediyor.

Halkımıza bozuk yiyecek ve içecekleri layık gören bu işletme sahiplerine kimler bu güvenceyi veriyor diye düşünüyor insan ister istemez…

Türkiye’yi gittikçe Pakistanlaştıran/ Bengladeşleştiren/ Afganistanlaştıran siyaset erbaplarına hâlâ yüzde 30’luk bir yoksul/ eğitimsiz ve sermayedar kesimin verdiği desteğe ne demeli bilmem ki…

Dibe doğru bir dönüşüm geçiriyoruz kısaca…

Vicdanları rahatlatan haberlere de rastlamıyor değiliz.

Bursa’nın Orhaneli ilçesindeki ‘ İsmailağa Cemaati’ne ait Kuran Kursu’nda beş çocuğa istismarda bulunan 17 yaşındaki fail, 50 yıl hapse mahkûm edildi.’’ haberi gibi.

*

Bense bu Kasım’da Atatürk ve öğretmen Talip Öztürk’ün ölümleriyle ilgili bir şeyler yazmak istiyordum.

Kasım, tadımı tuzumu kaçırdığından 10 Kasım ile 16 Kasım’a değinmek mümkün olmadı.

Ama sormadan edemiyorum, dünyanın neresinde vardır acaba böylesi pisi pisine ölümler ya da kaza haberleri?

Elalemin ülkesi barış ve huzur içindeyken bizde yukarıdaki gibi ölümlü kazalar insanın keyfini kaçırıyor. Sadece ölümlü kazalar mı canımızı sıkıyor?

Yalova’da OSB’nin ballı ihalesi AKP Yalova Milletvekili Meliha Akyol’un oğlunun şirketine veriliyor. Oğul Nezih Akyol, aynı zamanda RTE’nin yakın takipçilerindenmiş.

CHP Milletvekili / Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın bir açıklaması ise tüylerimi diken diken etti. TBMM’de meğerse sahte diplomalı 40 milletvekili varmış.

Yine vekil konusu…

Ravza Kavakçı Kan, Harward Üniversitesi’ndeki eğitiminde İBB’den 2 milyon 161 bin lira burs almış. Rümeysa Kadak, ‘’ Burs aldım’’ demiş ama Oxford’a 2 milyon 662 bin lira ödemiş. Bu da yaklaşık 142 bin dolar ediyor. Betül Sayan Kaya, Newyork Üniversitesi’ndeki eğitiminde İBB’den 1 milyon 436 bin lira burs almış. Rabia Kalender ise Bremen Üniversitesi’ndeki eğitimi için İBB’den 2 milyon 233 bin lira eğitim bursu almış.

2025 yılındaki öğrenci bursu ne kadar biliyor muydunuz?

Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından öğrencilere verilen kredi ve burs miktarı, aylık 3 bin lira.

Can sıkıcı haberlerimize bir tane daha…

Meclis’te bütçe görüşmelerinin yapıldığı günlerde milletvekilleri ‘’ Halk yoksulluk çekiyor.’’ Deyince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir ne yaptı biliyor olmalısınız.

Bana öyle geliyor ki bizimkiler ‘’ Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.’’ diyen o malum kadından çok daha halkın uzağındalar.

Bu arada bilgi verelim. 2025’in Kasım ayında Cumhurbaşkanlığı koruma gideri dakikalık 52 bin lira.

Elin bakanı, milletvekili evinden meclise bisikletle gidip geliyorken bizim Cumhurbaşkanı, kimden / kimlerden bu denli korkar da bu kadar sıkı korunur gel de anla…

Müslüman Cumhurbaşkanımız Müslüman halkımızın kendisine suikast mı düzenleyeceğini düşünüyor yoksa?

Pazara çıkamayan Cumhurbaşkanı, halkın arasına giremeyen Cumhurbaşkanı, bir yerden bir yere giderken sayılamayacak kadar araç ve koruma ile gidip gelen bir Cumhurbaşkanımız var.

Ona ‘Dünya lideri’ diyenler var.

Garip bir ülke olduk son 23 yılda.

Papa II Jean Paul ölüyor, ulusal yas ilan ediyoruz. Suudi Kral ölüyor, ulusal yas, Gazze için 3 günlük yas, İran Cumhurbaşkanı ölüyor ulusal yas ediliyor.

11 Kasım’da verdiğimiz 20 şehit için ise ulusal yas ilan edilmiyor.

Kadın erkek, genç yaşlı hepimiz düşünmeliyiz bunu.

Düşünmemiz gereken bir başka konu da bir hocanın ‘’ Türkiye’de ana dilimiz Arapça, ikinci dilimiz Türkçedir.’’ sözüne yeterince tepki göstermememiz.

Yeri göğü inletmemiz gerekmez mi?

Bizim söyleyemediklerimizi eli adamı söylüyor.

Bizim Adalet Bakanı ‘’Yargı bağımsız’’ diyor. Almanya Başbakanı da ‘Masal anlatmayın! ‘’ diyor.

*

Ne alakası var demeyin…

Bence var.

Paul Valery böyle demiş.

Şiir yazmasını becerebilsem de keşke raksa benzeyen dizelere imza atsam…

Türkiye’de yaşayıp da duygularını düzyazıyla ya da şiirle dile getirmeyenlere şaşıyorum inanın.

Düzyazı da olsa şiir de olsa yazmak aslında bir terapi bana göre.

Köşesi olup da hiç siyasete değinmeyen, köşesini onu bunu parlatmayla dolduranlara şaşıyorum. Bunca malzeme varken neden değinmezler ki pisi pisine ölümlere, kazalara ve malı götürenlere…

Ben bunlara değinmezsem çatlarım be!

İddialara göre sadece 2024’te Kolin İnşaat’a 36, Cengiz İnşaat’a 30, Makyol İnşaat’a 24, Limak İnşaat’a ve Kalyon Holding’e 19’ar kez vergi muafiyeti getirilmiş.

Öte yandan Asrın Lideri imzasıyla yayımlanan kararla şu anda 780 lira olarak ödenen prim tutarı, 1 Aralık 2025’ten itibaren iki katına çıkarılarak 1.560 liraya yükseltilmiş.

Sigortasız vatandaşların yararlandığı Genel Sağlık Sigortası primleriyle ilgili bu haber Korkusuz gazetesi’nde yayımlandı.

Sosyal Devletimiz, Türkiye’nin en büyük müteahhitlerine vergi muafiyeti getirirken işsiz vatandaşın sağlık sigortası primini yüzde 100 arttırıyor.

Pes yani!

Korkusuz, ‘ Korsan Devlet ‘ olarak yorumlamış bunu.

Doğru mu yanlış mı?

*

Hormonsuz domates yiyemeyen, et alamayan, meyveye uzaktan bakan Türk- Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu Türkiye’nin ‘ Avrupa Ülkelerinin Yoksulluk Oranları’ listesinde kaçıncı olduğunu biliyor muydunuz?

Hollanda yüzde 15,4 ile alt sıralarda iken Türkiye yüzde 30,4 ile birinci sırada.

Güney Kore, Kanada ve Çin son sıralarda.

Enflasyonda da yüzde 32,9 ile Dünya Lideriyiz.

*

Gelelim düşler dünyası gerçeklerine…

2005’te AB’ye giriyoruz diye avutmuşlardı bizi.

2007’de ‘İlk 10 ekonomi olacağız.’ demişlerdi.

2009’da ‘Uçak yapıyoruz.’ demişlerdi.

2016’de ‘Enflasyon ve işsizliği bitireceğiz.’ demişlerdi.

2017’de ‘Başkanlık gelince uçacağız.’ demişlerdi.

Gerçekler???