''Çimento fabrikalarından kaynaklanan en önemli hava kirleticileri; sülfür oksitleri, nitrojen oksit, karbon monoksit, karbon dioksit, toz ve partikül maddeler, ağır metaller olarak sıralanabilir.
Dünya Sağlık Örgütü hava kirliliğini kansere yol açan etmenler listesine almış; hava kirliliğinin özellikle akciğer kanserinin nedeni olduğunu ve mesane kanseri riskini de artırdığını açıklamıştır.
Çimento fabrikalarının bacalarından salınan ve havayı kirleten küçük partiküller (PM10 ve PM 2,5) hastalık ve ölümlere neden olur. Partikül miktarı artınca hastalıklar ve bunun ardından ölümlerde artışlar da kaçınılmaz olacaktır.''
İnsan sağlığı açısından ürkütücü açıklamalar Muğla Tabip Odası'nın bölgelerinde kurulacak çimento fabrikasına dair çarpıcı uyarılarına ait. Oysa İzmir yıllardır artık kentin içinde kalan iki çimento fabrikasıyla yaşayan bir kent. Avrupa'da çimento üretiminde lider olan Türkiye'de sektörün iki önemli firması olan İtalyan Cementir Holding'e ait Çimentaş ile Ankaralı Aydın Ailesi'nin yönetimindeki Batıçim'in de nedenlerinden biri olduğu hava kirliliği, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ‘İzmir 2022 Yılı Çevre Durum Raporu'na da yansımıştı.

Televizyon bile dayanamadı| Kızılcık Şerbeti Fatih'e sinirlenen bir izleyici televizyonundan 'öfke uyarısı' aldı Televizyon bile dayanamadı| Kızılcık Şerbeti Fatih'e sinirlenen bir izleyici televizyonundan 'öfke uyarısı' aldı


Raporda şu ifadelere yer verilmişti...


İlimizde sanayi kaynaklı hava kirliliğinin en fazla yaşandığı ilçe ağır sanayi yatırımlarıyla öne çıkan Aliağa İlçesidir. İlçede demir-çelik tesisleri, mevcut petro kimya tesisleri, kömür eleme ve paketleme tesisleri,  geri kazanım tesisleri, akaryakıt dolum tesisleri, doğalgaz çevrim santralleri, halen inşaatı devam eden ya da yatırımı planlanan termik santraller, petrokimya tesisleri bulunmaktadır. Yine il merkezinde özellikle Bornova İlçesinde bulunan sanayi kuruluşları çimento fabrikaları, demir ve demirdışı maden döküm tesisleri, gıda üretimi yapan işletmeler, taş ocakları hava kirliliğine katkısı olan sanayi kuruluşlarındandır.

Kısa vadede çözüm mümkün mü?

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Tunç Soyer döneminde İki tesisin kaldırılmasının önünü açacak imar plan değişikliği yapıldı ve planlar askıya çıkarıldı. Fabrikaların bulunduğu parsellerde sanayi gitti, konut-ticaret geldi. Plan değişikliği ile birlikte bu iki bölge, 1/25 bin ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı'nda 'kentsel yerleşik alan' ve '2. ve 3. Derece Merkezler' olarak belirlendi. Plan değişikliği ile yapıldığı ilk yıllarda kent dışında kalan ancak zamanla konutlarla çevrelenen, ekonomik ömrünü tamamlamış sanayi alanlarının kent merkezinden çıkarılarak başka alanlara taşınmasının ve bu alanların ticari merkez olarak kullanılmasının önü açıldı. Plan açıklama raporunda bu fabrikaların, yarattığı çevresel etkiler nedeniyle bulundukları bölgenin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğine de dikkat çekildi. 

O tesisler şehir dışına taşınmalı ama...

CHP Grup Başkanvekilliği görevi 31 Mart seçimleri sonrası sona eren Murat Aydın konunun kısa vadede çözümünün zorluğuna işaret ederek, ''imar planlarının herkes açısından cazip hale getirilmesi gerekir. Sanayi tesislerine gidebilecekleri alanların gösterilmesi ve onlardan boşalacak alanların kente kazandırılması için üst ve alt ölçekli planlama yapılmalı. Kamulaştırma seçeneği rakamların büyüklüğü düşünülürse elbette kolay değil. Kazan-kazan yöntemiyle sorunu çözmemiz şart. Bizim dönemimizde 1/ 5 binlik planlarla ilgili çalışma yapıldı. Bu türden çalışmalar zaman alır. İstinye Park bizim dönemimizde açıldı ama bizden önce başlayan ve devam eden bir süreç olduğu unutuldu' hatırlatmasında bulundu.  


Selma Akdoğan: Yerleşim yeri içinde bulunmaları risk...

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Şube Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan, ''Çimento üretiminden başlıca çevresel etkileri  partikül madde emisyonları; yakıt kaynaklı emisyonlar (SOx, NOx, CO ); tehlikeli atıkların ve atık yağların yakıt olarak kullanılması halinde oluşacak emisyonlar; atıklar; gürültü; hammadde, yakıt ve ürünün taşınması sırasında oluşan emisyonlar ve trafik yüküdür'' hatırlatmasında bulunarak,  ''Filtre sistemlerinin yeterli çalışmaması halinde oluşabilecek hava kirliliği riski, oluşabilecek tehlikeli atıkların depolanması ile ilgili riskler bulunmaktadır. Hammadde ve atıkların depolanması safhasında gerekli önlem alınmaması halinde yağmur suları ile birlikte kontamine sızıntı sularının yeraltı ve yerüstü sulara karışma riski bulunmaktadır. Çimento tesislerinin yerleşim alanları içinde kalması çevre ve sağlık risklerini arttırmaktadır'' uyarısında bulundu.

Erdoğan'ın uyarısına rağmen yıllar sürmüştü...


Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olarak görev yaptığı 2013'te Trabzon'da yaptığı konuşmada 'şehir içinde çimento fabrikası mı olur? Derhal bu şehir dışına çıkartılmalı' talimatını verdiği Aşkale Çimento'nun taşınma süreci, 2017'de tamamlanabilmişti. 78 bin metrekarelik arazinin özel şirkete ait olması ve istimlak bedelinin yüksekliği nedeniyle bölgeyle ilgili projeler henüz yaşama geçirilebilmiş değil. 

Kaynak: Haber Merkezi