Başlıktaki üç olay, aynı zaman dilimi içinde gerçekleşmiştir. 1919 Mayıs ayının ortasında.

15 Mayıs 1919’da emperyalizmin işgal kuvvetleri İzmir’e girerken, Mustafa Kemal de İstanbul’dan ayrılıp Samsun’a doğru yola çıkıyordu. O gün İstanbul bir başka sarsıldı.

Halide Edip Adıvar anılarında yaşamının dönüm noktası olarak İzmir’in işgalini gösterir. Lise öğretmeni ile evlendikten bir süre sonra eşi, üzerine ikinci eş getirince, anında boşanacak kadar özel yaşamında da kararlı bir duruşu olan Halide Edip, İzmir’in işgalini son damla olarak gören binlerce İstanbullu gibi kendini sokağa atar. O gün İstanbul da işgal altındadır. Ancak İzmir’in işgali kurtuluş yolunun güçleştiğini göstermektedir.

İstanbul’da art arda dört miting düzenlenir. İlkine 50 bin kişinin katılması herkesi cesaretlendirir. “Acaba” derler, “Devam etsek bu katılımı yakalar mıyız?”

Son mitinde 250 bin kişi katılır. O gün 25 yaşındaki Halide Edip Sultanahmet’te haykırır:

“Millet, devleti kurtaracaktır!”

İzmir’in işgali yüreğine bir hançer gibi saplanmıştır Halide Edip’in.

Hasan Tahsin’in işgal askerlerini İzmir rıhtımında görünce isyanını kurşuna dökmesi gibi...

***

Halide Edip bir süre daha İstanbul’da direnişi örgütledikten sonra türlü engelleri aşarak Ankara’ya gelir. İstanbul mitinglerini yakından izleyen, devamında Anadolu’nun pek çok yerinde mitingler düzenlenmesini sağlayan Mustafa Kemal, Halide Edip’i Ankara tren istasyonunda karşılar. O dönem yabancılarla görüşmelerde çevirmenliği Halide Edip yapar.

İzmir ise 15 Mayıs 1919’da başlayan işgalin ardından üç yıl daha acılarla sınav verecektir. Yunanistan, karargahı İzmir’e kurmuştur. Yunan kralından başlamak üzere İzmir’e gelen üst düzey yöneticiler şunu söylem edinirler:

“İskender’in düğümünü yeniden çözeceğiz.”

Makedonya Kralı İskender milattan önce 334 yılında Ankara’ya gelmiş, bir kışı burada geçirdikten sonra doğuya devam etmişti. O dönem Ankara çevresinde devlet kurmuş olan Frigler, İskender’i karşılamış, meşhur düğümü çözme olayı yaşanmıştı. İskender adının başındaki “büyük” unvanını Ankara’da almıştır.

Makedonya’nın mirasını bugünkü Makedonya’dan bile sakınan Yunanistan ise 23 yüzyıl sonra aynı düğümü hayal ediyordu. Bunun Anadolu’daki merkez üssü de İzmir’di. Sevgili Ağabeyimiz Yaşar Aksoy’un bütün yönleriyle yazdığı, yazmaya devam ettiği gibi İzmir’de, Ege’de işgale karşı güçlü bir direniş, kurtuluşa olan büyük bir inanç vardı.

Yunanistan’ın Ankara’ya gelip İskender’in düğümünü yeniden çözme hayali Kuvvayı Milliye’nin Mustafa Kemal komutasındaki iradesine çarptı.

Yunan kuvvetlerinin komuta kademesi 1922’de Ankara’ya geldi ama esir olarak!

***

Tarih bilinci bir milletin toplam gücünün en önemli halkasıdır. Nereden geldiğinizi, neyi hedeflediğinizi bilmezseniz ne kadar güçlü olursanız olur, o gücün karşılığı olan düzeye ulaşamazsınız.

Yönü belli olmayan gemiye hiçbir rüzgarın faydası olmaz. Yön, tarih bilincidir!

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecindeki önemli olayların 100. yıllarındayız. İşte 1919’un üzerinden de 102 yıl geçti.

Tarihteki olayların tazeliği halkın belleğinde ettiği yer kadardır. Bazen iki yıl önceki olay unutulur gider, bazen asırlar öncesi dün gibidir. Hala yaşamaktadır.

Tarih bilincini diri tutanlara selam olsun...