Son Mühür Haber Merkezi/Melekşah Tufaner Son Mühür ekranlarında yayınlanan “Gün Başlıyor” programının konuğu Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar’dı. 

Seçim gündemine girilmesinden dolayı, deprem gündeminin değiştiğine değinen Ayatar, “Geçen hafta deprem bölgesindeydim, bir heyetle gitmiştik orası gerçekten çok farklı. Kritik bir seçimin eşiğindeyiz. Ama bunun öncesinde bir felaket yaşadık. Büyük bir ihmal sonucuydu yaşadığımız bu felaket. 30 Ekim depreminde de birkaç gün sonra da ABD’de seçimle olmuştu. İlginin bir anda kaydığını çok net görmüştük. Şimdi yine öyle oldu. Dediğim gibi çok kritik bir seçim onun hakkını teslim edelim, ülkemizin kaderini belirleyeceğimiz bir seçim de diyebiliriz buna. Ama aynı zaman da orada da bir gerçek var. Geçen hafta Hatay Antakya Merkezi’ne, Adıyaman ve Kahramanmaraş’a gittik. Orada seçim diye bir şey yok aslına bakarsak. Orada bambaşka bir yaşam var. Hatay’ın tam merkezi sanki bir bomba atılmış, sanki savaştan çıkılmış gibi. Kimse yok, gerçekten terk etmiş insanlar. 3 öğün yemek nasıl yiyiyorlar diye o düzeni tam göremedik. Altyapı büyük hasar görmüş, Binaların yarısı yıkılmış, yarısı da ağır hasarlı. Adıyaman’da yine öyleydi, hasarlı bina çok fazlaydı. Özellikle yeni binalarda gördük. Kahramanmaraş’ta ise enkaz çalışmaları devam ediyordu. İnsanlarla konuştuğumuz da o metanetleri, görmüş geçirmişlikleri vardı. Büyük bir acının içerisindeler ve yaşama devam etmek durumundalar. Gerçekten zor şartlarda olduklarını gördük. Zor bir bölge zor bir alandalar. İki amcayla sohbet etme imkânımız oldu orada şunu dediler asıl İstanbul depremi büyük olacak, ondan korkuyoruz dedi. Biz de uzaktan izlerken kahrolduk ama siz hala başkasını düşünüyorsunuz dedik. Daha kötü şeyler olabilirdi diye düşünüyorlar. Orta hasarlı binalara doğramacıların çıktığını gördük. Ve orada malzemeleri söküyorlardı. O yapının yıkılacağını bildiği için mal sahipleri petekleri, doğramaları satıyorlardı ucuz bir fiyata. Ama bu yapı güçlendirilirse yeniden dizayn edilmesi gerekecek. Yine ekstra bir maliyet söz konusu olacak. O orta hasarlı binalarda bir belirsizlik var. Yakını olan yakınına gitmiş, kimisi çadırdaydı. Geçen hafta çok sıcaktı mesela yaz gelecek bu insanlar burada nasıl yaşayacak dedik. Büyük bir sorun var. Karşılaştığımız manzara kötüydü, yaşamları çok zor” dedi.  

Piyano dünyasında parıldayan yıldız: genç yetenek Tarık Kaan Alkan Piyano dünyasında parıldayan yıldız: genç yetenek Tarık Kaan Alkan

“Deprem bölgesi 1 senede toparlanamaz” 

Ayatar, “Deprem üzerinden 3 ay geçti yardımları hepimiz gönderdik ama şu anda baktığımızda orada hala ihtiyaç var. Çok fazla yıkılan bina var ama öncelik orada yaşayanlar olmalı ve unutmamamız gerekiyor. Seçimden sonra oraya tekrar dönmemiz gerekiyor. İzmir’de 30 Ekim depremine baktığımızda biraz daha açıklayabildiğimiz bir depremdi. Bu çok daha farklı bir deprem. Baktığımızda hem depremin kendi büyüklüğü hem hareketliği açısından farklı. Bu deprem çok konuşulması gereken hem niteliği hem sonuçları itibariyle. Neden enkaza geç kaldık? Üç gün kimse yoktu diyorlar mesela. Üç gün kendi başlarıyla kalmışlar ve üç gün kritik saat olarak belirtilir. Orası bir yıl içinde toparlanacak dendi ama toparlanamaz. Çalışmalar başladı evet doğru zaten başlaması da gerekiyor. Özellikle Hatay için baktığımız da kültürü de kaybettik. Kendine benzeyen yapılarla oradan farklı yapılaşmanın olmaması da gerekiyor. Yer seçiminden başlayarak, doğru planlama ile doğru imalatı, doğru projeyi gerçekleştirip bundan sonrası içinde daha güvenli yaşam oluşturulması gerekiyor. Enkazları hızlıca kaldıralım, hızlıca yapalım demek doğru değil, hızlı hızlı yapmak hatayı da getirir” ifadelerini kullandı. 

“Ender bir deprem yaşadık” 

“Sorumlu sadece şudur denilecek bir durum değil. Elbette ki birçok hatanın bulunmasıyla ortaya bu sonuçlar çıktı. Mesela depremin merkezi Pazarcık’ta yapıda bir çizik bile yoktu. Dolayısıyla hasar almayan yapılarda var elbette. Şu anda depremde hasar gören ağır ve orta hasarlı binalar deprem yönetmeliğe göre görevini yapmışlar. Bizim kritik olan noktamız yapıları göçmeyecek şekilde tasarlıyoruz. Mal sahibi isterse yapıyı daha büyük şiddetli depreme göre tasarlatabilir. Ama tabi mal sahibi kendisi yapmıyor, müteahhit eliyle yapılıyor. Ne kadar bilgili ve bunun ekonomik maliyeti var elbette. Bu deprem, deprem yönetmeliğinde tanımlı bir deprem. Ama biz konutlarımızı ona göre tasarlamıyoruz, göçmeyecek yapıları tasarlıyoruz. Bunun üzerinde çalışmakta gerekecek. Ender bir deprem yaşadık. Yer seçimi, tasarımı, doğru malzeme ile doğru işçilik tartışılması gerekiyor. Bunların üzerinden yeni bir sistem kurmamız gerekiyor. Net kurallar koyulması gerekiyor. Umarım bu sefer gerçek bir ders olur.” 

“İzmir’de deprem protokolü yapıldı” 

Ayatar, “Deprem öncesi imar affının çıkarılması gündemdeydi ve bir anda kayboldu. Eğer sonrasında planlama yapıp bir düzen getirmek için bu imar barışı konuşulacaksa önce bir planın olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile deprem konusunda bir protokolümüz oldu. Bayraklı için yaptık, Bornova devam ediyor bitmek üzere. Bir de en son İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sunumunda Tunç Başkan açıklamıştı. Her yapı için, İzmir kent genelinde yapıldı bu. Şu anda İzmir’de yaşayan herkes ön inceleme talebinde bulunabiliyor. Elimizde Bornova ve Bayraklı’nın bilgileri olduğu için onları hızlıca yapabilecek pozisyondayız. Ama diğer ilçelerden gelen başvurulara dahil bilgiler geldikçe biz bu çalışmaları yapacağız. Bildiğim kadarıyla 4200 civarında bir başvuru vardı. Sayı çok soruldu neden bu kadar az diye. Ben de bilmiyor olabilirler, duymamış olabilir vatandaşlar diye düşünüyorum. İlk olarak mal sahibi başvurabilir, apartman karar alıp öyle başvuruyordu. Ama sonra onu kaldırdılar. Burada önemli olan şu zemin kata gireceğiz biz. Başvuran nerede oradan bir izin alınması lazım çünkü biz birinin evine gireceğiz. Diyelim bize bilgiler geldi, hazırız zemin katta taşıyıcı sistem kontrolü yapacağız. Ve oraya girmek gerektiği için kiracı beşinci katta zemin kattakileri ikna edemedi gibi bir durum söz konusu olmaması lazım. Oy birliği istenmesinin nedeni de oydu aslında. Herkes buna hem fikir olsun diyeydi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin internet sitesinden başvuru yapabilirler. Bu binayı riske taşıyacak bir çalışma değil ön eleme çalışması. 15 Mayıs’ta iktidara artık kim gelirse elinde bir tablo olacak. Tabloyu değerlendirmek durumunda kalacak. Bu bilginin sahibi olduktan sonra muhakkak müdahalenin olması gerekiyor, yol açılması gerekiyor” dedi. 

Ayatar: “Folkart yangınında kimseye bir şey olmaması sevindirdi” 

“Folkart’taki yangında önemli olan kısmı yangın neden çıktı diye bakmak lazım. Ya bir elektrik aksanından ya da bir mekanik bir sorun mu bilmiyoruz. Ama yangın sebebi kendi alanımız değil. Neden bu kadar hızlı yayıldı noktası önemli. Orada malzeme önemli, hızlı iletecek noktada her malzemenin bir derecesi var. Bu doğru malzeme miydi bunu tartışmak gerekiyor. Biz yapıya bu yangın ne kadar hasar verdi diye tartıştık. En sevindirici kısmı kimseye bir şey olmadı. Ama artık o yapı kullanılacak mı? Nasıl bir hasar var detaylı inceleme yapıp rapor hazırlanması gerekiyor. Emsal artış kararında da mahkemi kararı gelmişti. orada da bir kamu yararı olmadığı yönünde bir karar olduğunu biliyorum. Sadece kat attıralım çözelim, kara çıkalım ve çözelim mantığı üzerinde düşündüğümüz de ilk aklımıza gelen çözüm gibi emsali tartışır durumundayız. Bizim artık bu fikri değiştirmemiz lazım. Çok acı bir deprem yaşadık hala orada dram var, hala etkisindeyiz. Denetim de kesin kuralları koymamız lazım” diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER