Gaziemir ilçesinde, botanik biliminin babası olarak bilinen Tournefort'un öğrencisi İngiliz Konsolos William Sherard'ın 320 yıl önce İzmir'deki evinin önünde kurduğu botanik bahçesinin izleri gün geçtikçe siliniyor. Gaziemir Belediyesi ile EÜ Botanik Bahçesi Herbaryum Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliği ile 2012'de yapılan çalışmada eski bir kroki yardımıyla yeri belirlenen botanik bahçesi, Avrupa'nın en eski botanik bahçesi olma özelliği taşıyor. Botanik bahçesinin bulunduğu bölgeyi belirleme çalışmalarında yer alan EÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Gökhan Şenol, botanik bahçesinin yaklaşık 40 dönüm alan üzerinde kurgulandığını ve 1700'lerin başlarında William Sherard'ın Karlofça Anlaşması sonrasında Anadolu'ya İngiliz konsolosu olarak atandığını ve İzmir'e yerleştiğini söyleyerek, "O dönem Levantenlerin yayılış gösterdiği, Hollanda başkonsolosluğunun da bahçesinin olduğu alanın kenarına 40 dönümlük bir bahçe alıyor. Sherard, jeoloji ve arkeoloji ilgisine sahip birisi. Karacasu Afrodisias Antik Kenti'ni de ilk dünyaya tanıtan kişilerden birisi. Aynı zamanda Anadolu botaniğinde bizim 'Büyük Baba' olarak nitelendirdiğimiz Anadolu'ya gerçek anlamda ilk bilimsel geziler düzenleyen Tournefort'un öğrencisidir" dedi.
William Sherard'ın Tournefort'tan botanik eğitimi alarak Anadolu'ya geldiğini ve Suriye, Irak, Lübnan'dan bitki topladığını söyleyen Prof. Dr. Şenol, "Topladığı bitkilerin bir kısmını koleksiyon bahçesi olarak burada kendi evinin de bulunduğu 40 dönümlük bahçede sergiliyor. Bunun yanında botanikte presleyerek bilimsel materyal toplama dediğimiz herbaryum tekniğine uygun olarak Anadolu'dan ve yakın Asya'dan topladığı 12 bin örneği kendi herbaryum örneği olarak bahçesinde ve evinde saklıyor. İngiltere'ye gittiğinde örnekleri İngiltere'ye taşınıyor. Ölümünden sonra ise 12 bin örnek Oxford Üniversitesi'ne aktarılıyor. 12 bin herbaryum Sherard koleksiyonu Oxford Üniversitesi'nde bulunuyor. Çalışmalarımız sırasında İzmir'den toplanan 40 örneğinin fotoğraflarını Oxford Üniversitesi'nden istedik. Bugün şanslı olduğumuz noktada William Sherard'ın bahçesi hala boş arazi olması, bazı kalıntılar ve o dönemden kalma ağaçlar hala alan içerisinde bulunuyor. Sherard'ın evinin bulunduğu noktada şu anda bir ilkokulu var. Geri kalan büyük bir kısmı boş" ifadelerini kullandı.
Gaziemir'deki botanik bahçesinin Avrupa'nın en büyük botanik bahçesi olan kraliyet bahçelerinden bile yaşlı belirten Prof. Dr. Şenol, şunları söyledi:
"12 bin bitkisel çeşitliliğe sahip Anadolu'nun coğrafyasının ilk önemli çalışmaların yapıldığı alan olması anlamında ve 320 yıllık bir geçmişi ifade etmesi anlamında çok önemli bir nokta. Avrupa'nın büyük diyebileceğimiz en büyük botanik bahçelerinden, kraliyet bahçelerinden bile yaşça çok büyük bir bahçeden bahsediyoruz. Burası Meles'in doğduğu noktaya çok yakın. Meles Çayı'nın hemen yanında bulunuyor. Meles ve Yeşildere'nin rehabilitasyonu için İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin gerçekleştirdiği proje çalışmaları var. Botanik unsurlar bunların içine yerleştirilmiş durumda. Birkaç yıl içerisinde burası tekrar harekete geçirilirse, en azından Anadolu botaniği ve biyoçeşitliliğin anlatımı adına bir merkeze dönüştürülürse ve şehrin birkaç noktasına benzer unsurları içeren noktalarla birlikte hareket geçirilirse geleceğe aktarımı açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Alan içerisinde çok sayıda yaşlı ağaç var. Sherard'ın çizdiği krokinin köşe noktalarında dut, selvi, fıstık, zeytin ağacı var. Bu unsurlar hala yaşar durumda ancak alana her geçen gün müdahale artıyor. Bu da kaybı artırıyor. En azından bu önemli köşe taşları ayakta tutulması bahçenin bilinirliğini artıracak ve yerinin korunması anlamında önem arz ediyor."

Botanik bahçesinin turizmde de kullanılabileceğini belirten Prof. Dr. Şenol, "Gaziemir'de olması bir şans. Çünkü İzmir'in kapısı burada. Havaalanı çok yakın, fuar çok yakın. Turizm anlamında insanlar ilk önce buraya iniyor. Buradan şehre açılan bir boğaz var, Kültür Park var. Bütün unsurların hepsi bir araya getirilerek bir botanik turizm rotası, Avrupa'nın en eski bilim insanlarının burada olduğunu ifade eden bir nokta olarak dünyaya tanıtılması çok büyük ses getirecektir. Biyolojik çeşitlilik anlamında kuşlarla, bitkilerle dünyayı gezen insanlar var. Botanik bahçelerini görmek için dolaşan insanlar var. Avrupa Birliği'nde bulunan veya bulunmayan ülkelerin geçmiş tarihlerine sahip çıkma anlamında önemli bir destek sağlayacaktır. Bugün AB fonların ilk 5 maddesi içerisinde biyoçeşitlilik var. Biz bu biyoçeşitlilik önceliğini kullanarak AB fonlarında buraya destekleyebiliriz. Önümüzde bir EXPO süreci var. O süreçte de burayı destekleyebiliriz. Yeter ki doğru projelerle, doğru anlatılabilsin" diye konuştu. 

Kaynak: dha