Kan bağışı çalışmalarında emek verenlere teşekkür! Kan bağışı çalışmalarında emek verenlere teşekkür!

İzmir Büyükşehir Belediyesi Temmuz ayı olağan Meclis Toplantısı'nın birinci birleşimi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in katılımıyla yapıldı.Toplantının açılışında İzmir'in Menderes ve Aliağa ilçelerinde süren orman yangınlarına değinen Başkan Tunç Soyer, itfaiye ekiplerinin alevleri kontrol altına almak için yoğun şekilde çabaladığını, kısa sürede yangınların söndürülmesini beklediklerini ifade ederek, can kaybı olmamasını dilediklerini iletti.

Mektubu okudu
Daha sonra gündem maddelerinin görüşülmesine geçildi.İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı'nın sonunda 12 Haziran'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazdığını ve kente yönelik taleplerini sıraladığını ifade eden Başkan Tunç Soyer, o satırları oturumda da okudu.Soyer, şunları söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanı.CHP'li bir belediye başkanı olarak bu mektubu, Adalet Kalkınma Partisi Genel Başkanına değil Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yazıyorum.Göreve başlama töreninde yaptığınız konuşmayı dinledim.'Nefreti, öfkeyi, husumeti öne çıkaran değil; hoşgörüyü, kardeşliği, kucaklaşmayı yücelten bir anlayış ile hareket ediyorum' dediniz.Görev süresinin ilk gününde en az oy aldığım mahalleyi ziyaret eden bir yönetici olarak, belediye başkanlığı görevini dört yıldır ben de bu ilke ile yürütüyorum.Söylediğiniz gibi 28 Mayıs'ta seçim dönemi sona erdi.Siz seçim dönemine takılıp kalmanın Türkiye'ye patinaj yaptıracağını bildirdiniz.Benim de niyetim aynen sizin söylediğiniz gibi; geçmiş defterleri karıştırmak değil.”

“İzmir özgür düşüncenin şehridir”
Başkan Soyer, “Muhalefetin sizi anlamadığından, vizyonunuzu kavrayamadığından, uzattığınız eli sıkılı yumruklarla karşıladığından söz ettiniz.Sayın Cumhurbaşkanı; İzmir'i gerçekten anlamak istiyorsanız, sizin de yumruğunuzu gevşetmeniz gerekiyor.İzmir Türkiye'nin vicdanıdır.Tarih boyunca öyle oldu.O nedenle İzmir'i anlamadan ülkenin geleceği kurulamaz.İzmir'i anlamanın bazı anahtarlarını paylaşmak istiyorum.İzmir muhalefeti ile çok rengi, çok sesi ile var olmaya devam edecek.Çünkü bu çok seslilik tehdit değil, Türkiye için zenginliktir.İnsanlar özgür düşünceleri ile kendilerini ifade etmeye devam edecek.Çünkü özgür düşüncenin şehridir İzmir.Unutmayın size oy vermeyenler, en az size oy verenler kadar milliyetçi, en az sizin kadar milletine ve memleketine aşık.O nedenle ne korkarlar ne de sinerler” dedi.

“İzmirli vakit kaybetmek istemiyor”
“Bize ya benim gibi sev ya terk et demeyin” ifadelerini kullanan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden bir an bile sapmadan var olmaya devam edeceğiz.İzmir'in hakkını verin.CHP'li bir belediye başkanı var diye İzmir'i cezalandırmayın.Örneğin 7 yıldır ihalesi yapılmayan Halkapınar-Otogar Metrosu, örneğin 4 yıldır ihalesine çıkılmayan Elektrik Fabrikası, örneğin yaklaşık 1 yıldır yurt dışı borçlanma izni verilmeyen Çiğli Tramvayı, örneğin yine yaklaşık 1 yıldır Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan sadece onay bekleyen 30 milyon Avroluk Narlıdere Metro kredisi gibi.Hak ettiğini kısmayın.Zira İzmirli haksızlığa gelemez.Bunlar uzun yıllardır cevap bile verilmemiş taleplerin bazı örnekleridir.İzmirli 45 verip bir almak istemiyor.İzmirli vakit kaybetmek istemiyor.İzmirli hakkını istiyor.İzmirli patinaj yapmadan yoluna devam etmek istiyor” dedi.

AK Parti'den de destek istedi
Sözlerinin sonunda AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal'dan da bir ricası olduğunu vurgulayan Soyer, “Maliye Bakanı veya Sayın Cumhurbaşkanımıza birlikte gidelim.Ne zaman derseniz.En azından Narlıdere Metrosu'nun gelen 30 milyon avroluk son diliminin aktarılması için onay verilmesi adına...Ne zaman isterseniz” diye konuştu.

“AK Parti Grubu olarak elimizden ne geliyorsa yapacağız”
AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, Başkan Soyer'in çağrısına şu sözlerle yanıt verdi: “İzmir Büyükşehir Belediye Meclis üyeleriyiz.Siz de bu şehrin belediye başkanısınız.Bugüne kadar asla 'bizim başkanımız değilsiniz' demedik.İzmir’in menfati için ne gerekiyorsa gereğini yapmak için elimizi taşın altına koyarız.Yeter ki diyalog kapıları açık kalsın.Bunun bazen bir mesaj, bir telefon ile veya mecliste bir konuşma ile çözülebilecek sorunların olduğunu gördük ve çözdük.AK Parti Grubu olarak elimizden ne geliyorsa yapacağız."

Editör: Yaren Karaaslan