İzmir Dernek başkanın okuduğu bildiride şu ifadeler yer aldı; 
'Geçtiğimiz günlerde açıklanan asgari ücretin karşılığı 482 dolar iken (kaldı ki 500 dolar seviyesinde olacak denmişti)  bugünkü dolar kuruna göre 433 dolara geriledi. Türk Lirası bazında kayıp 1288 TL'dir. Yani Asgari  Ücretin alım gücü daha elimize geçmeden düşmüştür.'

İşte o Bildiri;
    


ZAM ZAM ZAM UCUZLUK NE ZAMAN!
    Seçim bitti, geçim derdimiz başladı. Akp'giller seçimler öncesi halkımızın gözünü boyamak için devreye soktuğu bedava doğal gaz diye ağzına bir avuç bal çalarken, beklettiği zamları devreye sokarak iğneden ipliğe  misliyle geri alıyor. Aynı AKP'giller işçilerin, memur ve emeklilerin ücret artışlarında ise alım gücü açısından her gün biraz daha yoksullaştırıyor.
    Geçtiğimiz günlerde açıklanan asgari ücretin karşılığı 482 dolar iken (kaldı ki 500 dolar seviyesinde olacak denmişti)  bugünkü dolar kuruna göre 433 dolara geriledi. Türk Lirası bazında kayıp 1288 TL'dir. Yani Asgari  Ücretin alım gücü daha elimize geçmeden düşmüştür.
    Dün de milyonlarca memuru ilgilendiren maaş zamları, emeklilerin maaş artışları itirazlara rağmen Meclisten geçti. açıklandı. AKP'gillerin reisi en düşük memur maaşı 22 bin TL sözünü verdiğinden  bugüne yapılan zamlar ve doların yükselişiyle yine Asgari Ücrette olduğu gibi daha cebe girmeden kuşa döndü. Tüm kurumları kendine bağlayan AKP'giller herşeyi direktifleri doğrultusunda gerçekleştiriyor. Bunlardan birisi de enflasyon verilerini açıklayan TÜİK'tir. Enflasyon verilerine göre maaş alan milyonlarca çalışan ve emeklinin ücreti gerçek değerler üzerinden değil; talimatla düşük tutularak belirlenen rakamlar üzerinden veriliyor. Bağımız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre yıllık Enflasyon  % 108.58 TÜİK'e göre ise %38.21'dir. arada ki fark %70 .Yani ısmarlama rakamlar üzerinden maaş alan çalışanlar bir yıl öncesine göre %70 oranında yoksullaşmış oluyor. Yoksulluk sınırının 34  bin TL'ye dayandığı ülkemizde Nisan ayı ortama ücretler 12 bin 200 TL civarındadır. Kısacası Akp'giller halkımızı hergun biraz daha fazla pahalılık cehennemimde yakıyor.
    Seçimlerden sonra adeta zam yağmuru başlamıştır. İğneden ipliğe her şeye zam gelmektedir. Zaten artan akaryakıt fiyatları ve döviz yüzünden her şeye otomatikmen zam gelmektedir. Bu da yetmiyormuş gibi vergi ve harçlara da fahiş zamlar yapılmıştır.
    Adeta sorma ver denilen KDV'ye %20, vergi ve harçlara %50, MTV'ye %100 zam yaparak,  ekonomik krizi, zaten  yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışan emekçi halkımızın sırtına yüklemiştir. Bu düpedüz vurgundur, soygundur, halk düşmanlığıdır.
    Akp'gillerden çalışanlara  bir kazık da kıdem tazminatı uygulamasında yapmıştır.
    Yine aynı Akp'giller iktidarı çalışanların Kıdem Tazminatını kaldırmayı denedi fakat  başarılı olamayınca bu seferde kuşa çevirdi. Geçmiste Kıdem Tazminatıyla ev alabilen çalışanlar bugün evin kolonunu alamaz noktaya geldi. Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberine göre,  memur maaş katsayısına göre belirlenen Kıdem Tazminatı tavan hesabında seyyanen verilen 8.077 TL'lik refah payı hesaba katılmadı. Böylece kıdem tazminatı tavanı düşük tutulmuş oldu. Seyyanen zam oyunuyla şeytanın bile aklına gelmeyecek bir yöntemle Kıdem Tazminatı Tavanını düşük tutarak patronlara bir kıyak daha yapmış oldular.
    Diğer yandan memurlara yapılan ücret artışlarından, (ki artışlara rağmen yoksulluk sınrının altında kalmıştır maaşlar), emeklilerin esamesi bile okunmuyor. İşçi, memur ve Bağ-Kur emeklileri açlık sınırının altında yaşamaya mahkum ediliyor. Yani AKP'giller emeklileri gözden çıkarmış durumdadır.
    Yıllardır söylüyoruz AKP'gillerin uyguladığı ekonomik politikalar yerli-yabancı parababalarının sömürü ve soygun düzeninin devamı içindir. Bu düzenden kendilerine düşen payı artırmak içindir. Onların vatan-millet edebiyatı vurgunlarını gizlemek için kullandıkları bir argümandır.
    Elbet bu devran böyle gitmeyecek. Bu haramilere karşı başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere, tüm emekçi halkımızı  derneğimiz çatısı altında örgütlenmeye, mücadele etmeye çağırıyoruz.  İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma Zulme Son!
 

Editör: Yaren Karaaslan