Son Mühür Tv’de usta gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş’ın Gündem Yorum programının konuğu İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin başkanı Dilek Gappi’ydi. 31 Mart süresinin İzmir’e yansımasını değerlendiren Dilek Gappi ‘’İzmir’de birçok seçim yaşadık. Bu seçimin farklı olduğu açık. Süreç beklediğimizin çok ötesinde karmaşık geçiyor. Nezaket ve zerafet unutulmuş gibi’’ hatırlatmasında bulundu. İzmir’in içine kapandığına işaret eden Gappi, basın olarak dijital döneme uyum sağlamak zorunda olduklarına dikkat çekti.

İşte Dilek Gappi’nin konuşmasından öne çıkan detaylar…

Siyaset niçin yapılır?

Çok üstü üste geldi, ana muhalefet partisinde kurultay yaşandı, büyük bir değişim oldu, küskünler, hırslılar, tutkunlar oluşmaya başladı. İşin amacı bir parça ötelendi veya gölgelendi. Kabul edilmesi zor yaklaşımlar oldu. Örneğin anketlere belediye başkanlarından daha fazla değer veren yaklaşımlar gibi. Oysa hepimiz biliyoruz ki ölçü anketler değil. İşte açıklanan adaylarda da bunu gördük. Anketlerde hiç olmayan, kamuoyunun bilmediği isimler çıktı karşımıza. Bence en önemlisi hedef. Siyaset niçin yapılır? Meseleyi sadece bu seçimlere indirgememek gerekir. Siyasetin özünün uzun süredir kaybolduğuna inanıyorum. Siyaset belli hedef noktalarına ulaşmak ve onları kaybetmemek için yapılır.

Hatay'da ilçe değişikliği istediler, sandık başına gittiler Hatay'da ilçe değişikliği istediler, sandık başına gittiler

Halkın üzerine format atan bir siyaset var…

İGC’miz 78 yaşında. Meslek büyüklerimizle konuşurken Türkiye siyasetinin İzmir’den şekillendiğini söylediler. Mesele sadece İzmir meselesi değil. Son yıllarda siyasete baktığımızda yerelden şekillenmeyen bir siyaset, genel merkezden genel başkanın şekillendirdiği bir siyaset her yerde kendini gösteriyor. Siyaset her türlü katmanın üzerinde görmeye başladı kendini. Mümkün olduğunca kendini uzak tutup, halkın üzerinde format atan bir siyasi yaklaşım var. Bu her şeye sirayet ediyor. İzmir’e daha çok sirayet ediyor. Sorunları aşmanın yolu doğruların bir arada olmasıdır. Doğruların bütünleşmesidir. Yanlışlara bakarak, tek başına üstesinden gelemeyiz. Burada neyi niçin yaptığını bilen insanların güç birliği yapması gerektiğini düşünüyorum. İstanbul ve Ankara’da şekillendirilmeye çalışılan bir İzmir siyaseti tabii ki hepimizi üzüyor.

Sözümüzü daha çok haykırarak söylemeliyiz…

Her şey birbirini tetikliyor. İzmir’e olan bakış bir süre sonra İzmir’in sermayesini ya da İzmir’in entelektüel kesimini biraz daha içine doğru çekmeye çalışıyor. Ve siz kabuğunuza çekildikçe her boşluk dolar. İzmir sermayesi reklam desteği verirdi medyada. Özel sektörü de oda başkanlarını da daha çok görürdük. İçine kapatma süresi büyüdükçe ne oldu? Sizin siyasi olarak sözünüzü de daha haykırarak söylemenize engel oldu.

İzmir sermayesi sıkıntılı…

İzmir sermayesi sıkıntılı bir sermaye, merkez medyaya da desteğini sürdürmüyor. Daha çok ihracat odaklı olduğu için. Ama mesele İzmir’in toplam bir güç olması.

İletişim Fakülteleriyle aramız çok iyi…

4 iletişim fakültesi var İzmir’de. Dördüyle de ilişkilerimiz gayet iyi. Çünkü eğitimler düzenliyoruz. O eğitimlerin eğitmenlerini üniversitelerden alıyoruz. Bu da bizi doğrudan organik bir bağlantı kurmamıza olanak veriyor. İki proje yürütüyoruz ve iki proje de eğitimlere dayanıyor. Eğitimlerde biz gazetecilere ve iletişim fakültesi öğrencilerine açığız.

Dijital denen bir gerçeklik var…

Hayat başka bir yere gidiyor. Dijital denen bir gerçeklik var bugün. İnsanlar haberi tabletlerden, telefondan, bilgisayardan okuyor. Biz buna hazır olmalıyız, her boşluk doğar ama yanlış insanlarla doğar. Basın İlan Kurumu’nun destekleri var diye gazete çıkartılmaz. Gelirini sağlamadığınız hiçbir şeyi çıkartmanın bir anlamı yok, çünkü emek sömürüsüne girer. İnsanların sırtını sıvazlayarak iş yapamazsınız. Maalesef bizim meslekte formasyon yok. Avukat olmak için şunu yapmanız lazım, doktor olmak için şunu yapmanız lazım ama gazetecilik için böyle bir şey yok. Son yıllarda bu boşluk oluşunca herkes o kapıdan girmeye başladı. İzmir’in bir medya haritası oluştu. 9 günlük gazetesi, İGC’yle birlikte 70’ler civarında internet sitesi. Bizim İzmir Gazetecileri Cemiyeti olarak önemsediğimiz iki konu var. Bir, basın meslek ilkeleri. Bu kapsamda yayın yapmak zorunda onu medya kuruluşu olarak kabul etmemiz için. İki istihdam yaratmak zorunda. Diğeri hobi! Siz de evinizde internet sitesi açarsınız, o hobi.

Bağımsız gazetecilik ne demek?

Bağımsız habercilik çok zor bir iştir. Bağımsız habercilik belgeli haberciliktir. İşte bir gazeteci, Süleyman Gençel gerçeklere dokunduğu için cezaevinde. Sürekli yorum peşindeyiz, herkes yorum yapıyor. Geçmişte en az 40 yıl olması lazım yorum yapabilmen için.

Basın danışmanı algısı…

Basın danışmanlığı kavramı yanlış anlaşılmaya başlandı. Basın danışmanları bizim oradaki temsilcimizdir. Onlar strateji danışmanıdır. Adaylarımıza bunu hatırlatmak isterim.

Kaynak: Haber Merkezi