Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner  ‘Gün Başlıyor’ programına konuk olan Birlik Sağlık SEN İzmir Şube Başkanı Berna Boran ve Birlik Sağlık SEN Genel Başkanı Ahmet Doğruyol Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı.   

Birlik Sağlık SEN Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, “Türkiye gerçekten çok kötü, 11 ilimizi etkileyen deprem felaketi ile karşı karşıya kaldı. On binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Hatta biz şunu da ifade ediyoruz ki İçişleri Bakanlığı deprem bölgesindeki ölenlerin sayısını mahalle mahalle, hane hane açıklaması lazım. Açıklana rakamların üstünde ölü sayısı olduğunu herkes ifade ediyor. Deprem felaketi geldi ama seçim arifesinde müjdeler vermek doğru değil. Deprem olmadan bunlara değinmek lazım, bu tedbirleri almamız lazım. Fay hattı üzerine hastane yapıyorsunuz orada 72 civarında vatandaş hayatını kaybediyor. Bunu en başta yapmamanız lazım” dedi. 

“Kızılay kan ağlıyor” 

Doğruyol, “Bir yanda insanlar karın, çamurun içinde enkaz altındayken diğer tarafta 155 yıllık kurum olan Kızılay çadır satıyor. Bir tarafta deprem bir tarafta bu satış Kızılay bu değil. Kızılay vatandaşın zor zamanında yanında olmalıdır. Yıllardır kan stoğu sıkıntımız var. 2011-2012 yıllarında bizim eğitim ve araştırma hastanelerimizde kan bankalarımız vardı. Daha o yıllarda o kan alma işi Kızılay’a verildi. Hatta biz bazı gazeteci arkadaşlarımızla kanda rant kavgası diye tartışmıştık. Depremdeki bu olaydan sonra vatandaşlarımız kan vermeyi güvensizlikten dolayı kesmişler, Kızılay kan ağlıyor, stoklar yok. Kızılay zaten bir şirket olmuş, holdingleşmiş. Yardım kuruluşu hangi mantıkla holdingleşiyor ki. Üst yöneticiler ise hep birilerinin yakınları. Liyakat liyakat diyoruz. Vatandaşlarımız belki de hastanelerde, ameliyatlarda kan bekliyor ama onlar hala o koltuklarında oturuyorlar. Sizin o koltuğunuz bizim bir vatandaşımızdan önemli değil. Üst yönetimi istifaya davet ettik ve ayrıca kan bağışında da bulunduk. Kızılay onların değil herkesin. Vatandaşlarımızın kan vermesi lazım. Kızılay bizim verdiğimiz kanı parayla satıyor sosyal güvenliği olmayanlara 980 TL ye satıyor. Sosyal güvencesi olanları da sosyal güvenlik kurumuna fatura ediyor. Kızılay kanı parayla devlete satıyor 980 TL ile. Kan masrafınızı alıyoruz diyorlar ama en fazla o bu şu derken bir ünite kan 150 liradır. Bizim bir hayır kurumu başkanının binlerce lira almasına gerekte yok. Ülkede binlerce işsiz asgari ücretle geçinen varken. Kangren olan kolu kesip önümüzdeki süreçte yenilenmesini bekliyoruz bu sistemin. Benim bağışladığım kanı Kızılay satamaz. Acilen kan bankalarımızın da açılması lazım.” 

“Sendika olarak şehir hastanelerine karşıyız” 

Birlik Sağlık SEN İzmir Şube Başkanı Berna Boran, “Şehir Hastanesi henüz açılmadı. 2013 ve 2015 yılında iki kez temeli atıldı. 30 ayda yapılıp teslim edilmesi beklenen hastane henüz teslim edilmedi. Sendikamız olarak şehir hastanelerine karşıyız. Ulaşım sıkıntısı, vatandaşımıza daha iyi hizmet açısından şehir hastanelerinin açılmasını istemiyoruz. Sonuç itibari ile şehir hastanesi açılmadı açılacak gibi de değil. 3-4 ay gibi bir süreden bahsediliyor, vatandaşları huzursuz ediyor bu durum. Taşınacak ümidi ile bekleyenler var bugün yarın olacak diye. Şu an her şey bir sürümce de. Vatandaşımız, personelimiz huzursuz. Taşınacağız derken hastanelere tıbbi malzeme alamıyoruz. Çoğu arkadaşımız hastane çevresinde yaşıyor, ulaşımın sağlanmaması da huzursuz ediyor çalışanları. Çevresindeki binalar yapıldı ama şehir hastanesi hala tamamlanmadı bunlar ciddi sıkıntılar yaşattı. Taşınması için henüz bir çalışmada yapılmadı” ifadelerini kullandı. 

Oyuncak kütüphanesiyle Muğla'da miniklerin yüzü gülmeye devam ediyor! Oyuncak kütüphanesiyle Muğla'da miniklerin yüzü gülmeye devam ediyor!

“Devlet hastanelerinin revize edilmeli” 

Doğruyol, “Şehir hastaneleri nasıl planlanıyorsa orada önce bir rant kavgası başlıyor, görüyorsunuz dağın tepesine kadar evler yapıldı. Bugünün parasıyla 6 bin kira veren belki oradaki evlere 12 bin TL verecek. Biz sendika olarak şehir hastanesine karşıyız. Ülkemizde devlet hastanelerinin revize edilmesine ihtiyacımız var. Geçtiğimiz günlerde Etlik Şehir Hastanesi açıldı. 6 tane hastane kapanması söz konusu oldu. Sağlık Bakanı önce biz bu hastaneleri kapatmayacağız dedi. Bir şehir hastanesi yapıyorsanız hastaneleri kapmama imkânınız yok. Çünkü hastaya ihtiyacınız var o şehir hastanelerine vatandaşın gitmesi için kapatmak zorundalar. Otoyol, köprü havalimanı bunlar yap işlet mantığıyla yapılıyor. O hastanelerin yapılma amacı zaten birilerine para aktarmaktır. 12 hastane depreme dayanıksız olarak kapanması beklenen hastaneler. Taşınacak olanlar Tepecik Eğitim Araştırma, Bozyaka Göğüs Hastanesi, Alsancak’ın bir kısmı gibi... Personelin taşınacak mıyız ne yapacağız diye hayatları belirsiz. Bu yap işlet mantığındansa kendi devlet hastanelerimizi güçlendirmek çok daha iyi olacak.” 

“Poliklinik sayısıyla övünemezsiniz” 

Doğruyol, “Hekimlerimizin devlete dönüşüyle biraz rahatlama oldu polikliniklerde. Hekim arkadaşlarımız bizim sağlık hizmetleri sunumumuzun lokomotifidir. Hekim tekniksiz, hemşiresiz iş yapamaz hepsi bir ekiptir. Sağlık hizmetlerinin, koruyucu sağlık hizmetlerine dönmesi lazım. Bunun amacı hastayı tedavi etmektir. Hasta etmek değil. Mesela gıda denetimlerinin çok iyi yapılması lazım. Büyük marketlere gidiyoruz bütün içecekler pet şişede güneşin altında. Kanseri tetikleyen şeyler bunlar. Bunlar hep denetlenmeli. Okullarda o cipsler abur cuburlar satılıyor çocukları kanser ediyorsa bunları yasaklayın meyve satın. Vatandaşı hastalandırıyorsun sonra şehir hastanesi yapıyorsun. Bunlar devlete yük. O cihazların hepsi yurtdışından geliyor yazık günah. Poliklinik sayısıyla övünemezsiniz. Bu vatandaşı şu kadar kişiyi hasta ettim demektir. Sağlık Bakanlığı bizim geçen yıl poliklinik sayımız yüz bindi ama şimdi doksan bine düştü demesi lazım. İddia ediyorum şehir hastanesi 5 ayda da açılamaz. Vali Köşger ile nezaket ziyaretimiz oldu. Kendilerine teşekkür ediyoruz. İzmir'in sağlık sorunlarını aktardık” dedi. 

“Devlet memuru devleti temsil eder” 

Doğruyol, “21 TL’nin altında maaş alan memur yok dendi. 21 binin üstünde alan memur sayısı çok cüzidir. Mevcut iktidarla beraber ortaya çıkmış sendikalar var. Hep görüyoruz basın yayın organlarımızda her seçimde çıkıp diyorlar şu partiyi destekliyoruz falan diyorlar. Bu sendikanın işi değil, senin görevin A partisi B partisi değildir. Sendikacılıktan ne kadar uzak olduğunu gösterir. Son geldiğimiz süreçte de ocak ayında memura yüzde yirmi beş zam açıklandı. Yüzde ellinin üzerinde de asgari ücret zammı açıklandı. Biz diyorduk ki yüzde elli, elli beş zam verilebilir. Ama yüzde yirmi beş zam yapıldı daha sonra yüzde otuza getirildi. O sendika başkanı alkış yaptı. Ülkede enflasyonun yüz ellilerde olduğu ortamda sizin yüzde otuza imza atmanız demek sonuç itibari ile ekonomik değer olarak olarak alım gücünüzün aşağı çekilmesi demektir. Devlet memuru devleti temsil eder, ekonomik olarak ortalama maaş alması lazım. Ülkemizin adalete ihtiyacı var” diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER