HAYAT BEBEKLERLE GÜZEL AMA...

Bir düğün sahnesi getirin gözlerinizin önüne…

Abone Ol

Aşk ve mutluluk dolu şahane süslenmiş bir salon…
Davetliler heyecanlı…
Nasıl olmasınlar?
Nikahın şeref konuğu…
O günlerin…
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan…
Asırlar boyu adettendir…
Onur konuğu mutlaka güzel dileklerde bulunur…
O cümleler…
Her iki aile için de unutulmazlar arasına girer…
Ve…
O günlerin Başbakanı…
Bugünlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan…
İlk kez…
Takvimler “10 Ekim 2009”u gösterirken…

(Yani aşağı yukarı 16 yıl önce...)

Onur konuğu olduğu o düğünde…
Gelin ile damada şöyle sesleniyor:

“İş işten geçmeden her ailede en az üç çocuk olmalı… Nüfusumuz ne kadar artarsa o kadar güçlü olacağız, bundan emin olun…”

Gelinle / damadın yanakları hafiften kızarsa da…
Davetliler hiç şaşırmamıştı…
Başbakan daha önce kısacık benzer hatırlatma yapmıştı…
Ancak…
Bu kadar keskin olmamıştı…
Nitekim
Düğünden ayrılırken…
O günlerin Başbakan’ı Erdoğan’n…
Gelinle / damada seslendirdiği niyaz gibi tavsiyesi…
Hiç unutulmadı…
Hala…
Hem kulaklarda hem dillerde:

“Türkiye'nin nitelikli nesillere ihtiyacı var…”

*

Beş yıl sonra bir düğünde de şunları söyledi Erdoğan:

“Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler…”

Ve noktayı da şöyle koydu:

“1, 2, 3, 4 çocuk; gerisi Allah kerim…”

*

O günlerde (2009) yılı…
Türkiye'nin nüfusu…
72 milyondan azıcık fazlaydı…
Bugün…
Resmi rakam; dikkat çekicidir:

“16 Kasım 2025 Pazar itibarıyla 87.765.085”

Yani...
“85 milyon'dan iki parmak yukarıdayız!”

Büyük Devlet’in gururudur bu rakam...
Türkiye'nin 2020'li günlerde…
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “en az dört çocuk” tavsiyesi…
Giderek “azalmaya” başladı…
Neden?
Geliyoruz o önemli ayrıntıya…

*

Geçtiğimiz aylarda…
Prof. Dr. Mehmet Ali Eryurt'un bir makalesi…
Bu konuda çok dikkat çekiciydi…
Mesela…
Şu sıralarda yaşanan...
Cumhuriyet Tarihi'nin “en düşük nüfus artış hızı”…
100 yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti'ne ne anlatıyor?
Yurtdışına göç…
Tahmin ettiğimizden daha fazla olabilir ki?
Şaşırtan üç önemli ayrıntı var:

* Hızla yaşlanıyoruz…
* Kırsaldan gelenler köyüne geri dönüyor!
* Kentte yaşayanlar ise “geçim sıkıntısı” nedeniyle boşanıyor!

*

...Ve, bunları dile getirirken...
Bazı önemli ayrıntılar gözden kaçıyor…

Parasız… Pulsuz… Mutsuz… Baba evinde süren bir evlilik…

Nasıl “tatlı tatlı” yürüyecek?
Böyle bir kırık – dökük bir hayata göz kırpmak mümkün mü?
Şu rakama dikkat!

Koca Türkiye'de bir önceki yıla göre…
Nüfusumuz sadece “92 bin kişi” artmış…

Oysa…
2007 yılından itibaren…
Bu güzel ülkenin nüfusu…
“Pandemi ve deprem gibi” istisna süreçleri dışında…
Bir yılda ortalama “1 milyon kişi” artıyordu.
Şimdi…
Nüfus hızı, “binde bir”e geriledi…

*

Koca Türkiye'nin…
Bu konudaki son durumu ortada…
* Doğumlar giderek azalıyor… Çiftler, gelecek filan düşünmüyor… “Biz karnımızı doyuramıyoruz, bebeği nasıl büyüteceğiz?” diyorlar…

* Yabancı nüfus azalıyor… (Türkiye'de yaşamayı tercih sona ermek üzere… İstanbul, Antalya, Ankara ve İzmir'de yaşayanlar bizim memlekete “Eyvallah” demeye başladı…

* Gençler başka ülkelere göç ediyor; dahası doğduğu topraklara veda ediyor! (Özellikle 20-24 yaş grubunda nüfus azalıyor; çünkü yurt dışına göç ediyorlar…)

* Ve, “Ha'di köyümüze geri dönelim!” meselesi… İl ve ilçe merkezleri nüfusu 214 bin kişi azalırken belde ve köy nüfusu 307 bin kişi artmış…

*

Bu arada…
Baş belası “pandemi”yi unutmayalım…
İki yılda…
100 binin üstünde can kaybımız var…

*

…Ve artık…
Çok yaşlı ülke haline geldik…
Türkiye'de nüfusun yaş yapısı hızlı bir şekilde değişiyor…
65 yaş üzeri yaşlı nüfus artıyor…
Bizdeki yaşlı nüfusun oranı yüzde 10'u geçti…
Dünya bu sonucu…
“Çok yaşlı nüfusunuz var!” diye tanımlıyor…

*

...Ve bitiriyoruz…
Doğum izni “dört aydan bir yıla çıksa” da…
Evlenme ve çocuk sahibi olma konusunda…
Gidişat pek de iç açıcı değil…
İşte, bugünlerin (2025) Türkiye özeti:
Geçen yıl evlenen çiftlerin sayısı 2022'ye kıyasla…
Yüzde 1,82 azalarak 565 bin 435'e geriledi…
Boşanmalar ise…
Bir önceki yıla göre yüzde 171 bin 881 oldu…
Bu da acıtan bir rakam!
“Ah, buna da şükür!” dersek…
Eskisi gibi “mutlu” olur muyuz acaba?

Nokta…

Önemli ayrıntı: Ekim 2025 itibarıyla Türkiye'de "geçici koruma" statüsündeki Suriyeli sayısı resmi rakamlara göre yaklaşık “2.4 milyon kişi”... Rekor kırdık! Çünkü bu rakamla Türkiye, dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ikinci ülke olarak anılıyor... Dahası var: An itibarıyla 238 bin Suriyeli’ye vatandaşlık verdik…

Sonsöz: “Bazen, yolunda gitmeyen işler için neden paniğe kapıldığımızı sorgulayamıyoruz… Ya kadere bırakıyoruz… Ya da bütün sorumluluğu Allah’a havale ediyoruz…”