Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş; Eğitimden, sağlığa, kültürden, aileye, siyasete konuşulmaya dair ne varsa Radyo Ege'de "Hasan Tahsin ile 90 Saniye'de" ile gündemi değerlendirmeye devam ediyor.
Yeni program Radyo Ege'de hafta içi her gün 09:45/12:05/17:05 saatlerinde; Eğitimden, sağlığa, kültürden, aileye, siyasete konuşulmaya dair ne varsa "Hasan Tahsin ile 90 Saniye'de" olacak.
Hasan Tahsin Kocabaş 90 saniye ile Radyo Ege'de şu mesajı verdi:
HİZMET Mİ KÜLFET Mİ EZİYET Mİ?
"Çok merak ediyorum, geçmişten bugüne, seçim zamanları aramıza girip “halka hizmet hakka hizmettir” nutukları atanlar hizmet derken külfeti mi eziyeti mi kastediyorlar?
Geçtiğimiz salı günü Bayraklı Manavkuyu’da ilk duyuruya göre 3 gün sürecek ve sabah 9’dan 17.ye kadar devam edecek elektrik kesintisi yapılacaktı. Salı elektrikler gitti ve akşam 20’ye doğru geldi. Yani üç gün değil bir gün 11 saat sürdü. Temmuz sıcağında, dolapların bazılarında stoklanan kurban etleri de riske girdi.
Gediz diye bir şirket dağıtıyor elektriği İzmir’e... Hatları bir yıldır yerin altına almayı başaramayan, dağınık ve saygısız alt şirketlerle çalışıp, halka eziyette çağ atlayan şirket. Kış ya da geceleri yapılabilecek işleri olmadık mevsim ve saatlerde yapan şirket bu elektrik dağıtım şirketi. Plan dışı da kesinti uygulayıp, hedefi ev aletleri olan şirket gerçekten depremden beri Bayraklı’da haklı ün yaptı. Üç günlük kesinti duyurusu sinirlerimi alt üst etti. Valilikten Gediz şirketine, siyasi partilerden baroya birçok mesaj yayınladım sosyal medyada. İzmirli sıradan yurttaşlar dışında tek bir Allah’ın kulu nasıl olur demedi, sorgulamadı, merak etmedi, açıklama yapmadı.
Yahu arkadaş Bayraklı’dan oy alan tek bir İzmir vekili görmedi mi, merak etmedi mi bu 11 saatlik eziyeti? Hoş bizlerin gürültüsü olmasaydı üç günde toplam 24 saat olacaktı kesinti?
Artık ben halka “hizmet” adına uygulanan “eziyetlerde” milletvekillerinin ne işe yaradığını sorguluyorum. Sorguluyorum da bu dönem bizim oylarımızla vekil olup Ankara'ya gidenlerin, vekil olmadan önceki İzmir performansları neydi ki? Ya İstanbul'dan İzmir’e dayatılanlar? Onlar Kadifekale’den yürüyerek Basmane’ye inebilirler mi de dertlerimize medet umalım? Ama ne güzel bir söz değil mi o söz? Her toplum layık oluğu gibi yaşar!"