Ak Parti’nin İzmir adayı Hamza Dağ’ın tanıtım toplantısı vardı önceki gün. Yoğun davet aldığım için kendimi gitmek zorunda hissettim. Ne de olsa yıllardır seçmeni olduğum CHP, beni bu kadar ısrarla davet etmemişti bir toplantısına. Nepotizmin dibine düşmüş CHP bana artık hüzün veriyor, ne yalan söyleyim.
Davet edildiğim Hamza Dağ lansmanına gittim, ama kapıdan içeri alınmadım. Götürüldüğüm bankodaki hanım kızlar, ellerindeki adımı bulamadılar. Teşekkür edip ayrıldım, ayrıldım ama bu kadar kırılacağımı tahmin etmemiştim. Toplantı haber olup da yayınlanmaya başladığında, rastladığımı ayrımsız okudum.
Şaşırdım… İnanın şaşırdım… Hayır asla kötü değil, asla olmayacak çalışmalar yok… Ama bende yine aynı duygu uyandı. Hamza Dağ’ın lansman metnini yazanların asla İzmirli olduklarına, İzmir’i hissettiklerine inanmam… Yoğun bir inşaat kokusu var bir kere… Ama “deprem” sadece duygusal cümlelerle es geçilmiş. Deprem adeta ciddiye alınmamış. Oysa Bayraklı’dan Balçova’ya her an 1688 tekrar edebilir diyor bilim. Hamza kardeşim kabul etmese de şehircilik bakanlığı ve hükümeti 30 Ekim’de sınıfta kaldılar İzmir’de. Anlaşılan Hamza Dağ, deprem sonrası depremzedelerin yaşadıkları hala devam eden zulümleri atlamış. AK Parti adayına soracağım çok soru var. Yarın ve Pazartesi hem Cemil Tugay hem Hamza Dağ olacak konuşacaklarım.
Ne Mutlu Türküm diyene ne mutlu İzmir’de omurgalı yaşayana!
