Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner  Sevilen Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş'ın Son Mühür TV'de hafta içi Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri, saat 09.15’te, özel konuklarıyla birlikte kentin; yerel yönetimler, siyaset, tarih, kültür ve sanatına dair ne varsa nabzını tutacağı “Gündem Yorum” programı yayın hayatına başladı. 

Yeni programı “Gündem Yorum” da önemli mesajlar veren Kocabaş, “Bugün 20 Temmuz. 2023 yılının, yedinci ayının 20. günü. Bugün önemli. Hatta bu program için bir defter açtım, bazı notlar aldım o notlardan da yararlanacağım. Bugün 30 dakika sizlerle olacağım ama program uzayabilir. Çünkü derdimiz büyük! Derdimiz itina ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu parti, pusulasını bozmuş gemi gibi ortada bırakanlar... Bir avuç kifayetsiz, muhtelis, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli mirasını tarihin raflarına kaldırmak için çaba gösteriyor! Sanmayın sakIn video sızdırılmışta, bilmem ne de. Ben onları konuşmam. Çünkü o videoda konuşanları ciddiye almam. Siz on- yirmi yıldır parti yöneticisi olacaksınız ama kötü her şeyi genel başkana yükleyip, orada biz değişim istiyoruz diyeceksiniz. Neyin değişimi? Geçen gün Sayın Uğur Dündar bir tweet atmış, çok da kızan oldu. Nereye gidiyor bu CHP?” diye sordu.

“2023’ün anlamını biliyor musunuz?” 

Kocabaş, “En acısı da ne biliyor musunuz? Her şeyi bir kenara bırakın size birazdan kronolojik bilgiler vereceğim hatırlamanız için. Her şeyi unutuyoruz çünkü derdimiz büyük. Ekmek 7 lira olmuş, yüreğimi en çok acıtanı söyleyeyim. 2023’teyiz. Ekrem İmamoğlu’ndan tutun, Bülent Tezcan’a kadar, Gökhan Günaydın’dan tutun, Selin Sayek Böke Hanım’a kadar... 2023’ün ne anlama geldiğini biliyor musunuz? 2023 mahvettiğiniz partinin 100. Yaşı. Aynı cumhuriyet gibi, aynı Lozan gibi... Her tarafı muamma olan 15 Temmuz sanki 30 Ağustos’tan, 29 Ekim’den çok daha önemliymiş gibi... Kaldı ki mevcut siyasetçilerin hırsları yüzünden yaşadı Türkiye 15 Temmuz’u. Öyle ya da böyle. 15 Temmuz için bu kadar gürültü kopuyor da, bizim bağımsızlık senedimiz olan Lozan için ne CHP’liler ne AK Partililer ne MHP’liler ne HÜDA-PAR’lılar ses çıkarmıyor? HÜDA-PAR’dan böyle bir şey beklenir mi çok bilmiyorum da açıkçası... Duvarlar boş, billboardlar boş, camlar boş, kafalar boş, yürekler boş... Hiç kusura bakmayın ben içimde bir şey tutmam, söylerim” ifadelerini kullandı.  

“Bayraklı’da iki akşamdır silah sesleri var” 

“Bugün çok konuşacağım. Size önce bazı kronolojik bilgiler vereyim, mesela kimseye söz hakkı vermeyeceğim. Ben konuk ağırlarsam kötü olur. Çünkü önümüz yerel seçim gök kubbeyi tek başıma birilerin başına indireceğim. Biz kimseye yanaşma değiliz, biatçı değiliz. İnadına unutmuyoruz, konuşuyoruz, inadına hafızamıza sahip çıkıyoruz. Hafızamızın kredi kartı, banka hesapları, hediye çekleri ile alakası yoktur. Bugünlerde havalar çok sıcak. Bayraklı’ya da gelmeyin işiniz olmadıkça. Güneşin altında boşuna dolaşmayın. Bayraklı’da bir şey yok çünkü, burası Teksas. Barlar açılacak yakında Red Kit gelecek. Kasabanın şerifi Bayraklı’yı dershaneye çevirmeye çalışıyor. Adamın attığı mesajların hepsi eğitimle alakalı. Eylül'de okul yetersizliğinde göreceğim ben sizi. Bayraklı’da iki akşamdır silah sesleri var. Silah seslerine göre tabanca mı pompalı tüfek mi anlayabiliyoruz. Ama sorunca yok öyle bir şey diyorlar, ilginç bir şey...” 

“Bugün 20 Temmuz”  

Kocabaş, “Bugün belki de en önemli olay 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı. O, 20 Temmuz Harekatının nedenleri ile yıllar sonra ortalarda dolaşan tipler var “yes be” annem diyorlardı. O barış harekâtı “yes be” annemcilere kadar giden bir olay. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgal edildiği gün bazı Yunan askerlerinin hunharca yaptıklarının hepsini EOKA’cı asker kılıklı kişiler gerçekleştirdi silahsız masum insanlara... Tabip subay Nihat’ın evinin fotoğraflarını hatırlar mısınız? Eşi ve çocukları EOKA’cılardan saklanıp banyoya saklanıyorlar, banyo küvetinde kurşuna diziliyorlar. Ben hep merak etmişimdir, EOKA’cıların arkasında kim var? Kıbrıs Türk’ü ile Kıbrıs Rum’larını birbirine düşüren birinci dereceden İngiltere’dir. İngiltere’nin Kıbrıs sevdası 1800’lere dayanır. Ama bunları konuşamıyoruz, Kıbrıs şu anda nasıl yönetiliyor bilmiyoruz. Ama yavru vatan... 20 Temmuz 1402’yi hatırlayan var mı? Ankara Savaşı bugün oldu bugün onun da yıl dönümü. Bugün Montrö Anlaşması’nın da yıl dönümü. Montrö Anlaşması’na bir ara birileri gıcıktı. Montrö Anlaşmasına imza verdiler, hatırlattılar diye bazı emekli amiraller mahkemeye verilmişti... Bugün aya ayak basmanın da yıl dönümü aynı zamanda. Hatırlıyor musunuz o ayak basma hikayesinden ne efsaneler üretilmişti? 1974 yılının Barış Harekatı’ndan sonra da Ege Ordusu Komutanlığı oluşturuluyor. Hadi size bir soru Ege Ordusu’nun ilk orgenerali kimdir? Kimdir, Orgeneral Turgut Sunalp’dır. Turgut Sunalp’i daha sonra nerede görüyoruz? 1980 darbesi, güya çok partili hayat. Özal satacağım diyordu, Turgut Sunalp sattırmayız beyefendi diyordu. Hayatta olsaydı da görseydi” dedi. 

“İki yüzlü, riyakâr olmamak lazım” 

“Gidiyor limanlar... Gördünüz mü Katar Emirine TOGG arabası vermişler. Biz daha sokakta görmüyoruz bir de elin Arap'ı binecek. O Arap biner mi ona, vereceklerdir birine... Bugün bir olay daha var. 20 Temmuz 2009 da ne oldu? Hani yağan yağmurda beraber yürüyenler vardı bir zamanlar? Anladınız. Hani bir Taraf Gazetesi vardı. Taraf Gazetesi’nin yazarlarından biri de şimdi CHP içinde, Yüksel Efendi. O Taraf Gazetesi’nin başlığı ile her şey başlamıştı. Camileri bombalayacaklar... Kim bombalayacak? Buna inandılar. Pek çok Atatürkçü Subay armut toplanır gibi toplandı. FETÖ’cü polisler, savcılar... FETÖ’cü iri kıyım savcının altına arabayı biz mi verdik? Unutma Türkiye UNUTMA. Birileri unuttuğu için yaşıyoruz bunları hep birlikte. Gurur, onur daha önemlidir. İki yüzlü, riyakâr olmamak lazım.Bugün benim çok sevdiğim, görüşmekten onur duyduğum Ege Ordusu’nun gelmiş geçmiş muhteşem orgenerali Hurşit Tolon'un yargılanmaya başladığı gündür bugün. Tolon’a, İstanbul’a gittikten sonra yazdığım bir mektuptan sonra benim başım derde girmişti bir ara” 

“Memnun musunuz ey CHP’liler?” 

Kocabaş, “Bugün konumuz farklı, konumuz Gazi Mustafa Atatürk’ün kurduğu siyasi partinin rotasını yitirmiş olması. Konumuz Cumhuriyet Halk Partisi. Türkiye’de her şey demokratik görünüyor ama değil. Küçük, irili, ufaklı Barbaros Hayrettin’ler var. Memnun musunuz bu gidişattan, ey CHP’liler? CHP Genel Merkezi’nde arşiv var mı? Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu kitaptan haberi var mı? Bu kitaptan sonra broşür kitap konseptinden sonra yayın olmamış. Bu kitabın özelliği şu. İçinde CHP’nin kuruluş nedenleri, İstiklal Harbi nedenleri ve sonuçları, İstiklal Harbi’nden sonra Türkiye’yi devralan kurucu kadronun özellikle Anadolu’da karşılaştığı zorluklar... Biz unuttuk ama en çok unutanlar bugün CHP. Üstelik Cumhuriyetin 100. Yılında, cumhuriyetin en önemli başarılarından olan milli devlet, milli kimlik ciddi yara aldı. Cumhuriyet’in 100. yılında limanlar gitmiş, tersaneler gitmiş... Ekrem İmamoğlu İstanbul Belediye Başkanı, belediye başkanlığından ayrıldı mı? Hayır. O videoda da bir şey yok... Herkes hangi partiden olursa olsun CHP, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşlarına emanettir. Sadece CHP’nin olamayacak kadar değerlidir. Onun anısını kirletmeye kimsenin hakkı yok! Rahmetli Deniz Baykal’a uygulanan o video olayından sonra tamamen değişti işler. İçinde halk olan parti, halktan uzak. Önümüz yerel seçim, yerel seçimde bu halk CHP’ye çok ciddi tokat indirebilir. Çok ciddi sinyaller var ama bunları görecek kimse yok. CHP’de herhangi bir koltuğa nasıl aday olunuyor? CHP’den milletvekili, meclis üyesi, belediye başkanı, parti yöneticisi nasıl olunuyor? Hiç düşündünüz bu bunları? Demokrasi dediğiniz şey nedir? Aslında o kadar çok konu var ki... Ayıptır ya!” dedi. 

“İnsanlar eskiden emeklilik hayali kurardı” 

Kocabaş, “Bir çarşıya, pazara çıksanız, bir milletvekili mesela gitsin sorsun insanların satın almaları nasıl daraldı. Bu sıcakta kırık yumurta peşinden gidilir mi? Kırık yumurta kadar, yumurta zehirlenmesi kadar korkunç bir şey var mı? Günü geçmiş tavukları da halka satıyorlar ama denetim sıfır. Peki emekliye nasıl oyun oynandı... İnsanlar eskiden emeklilik hayali kurardı. Bir ev alayım emekli ikramiyesi ile de çocuklara kalsın diye... 2000 krizinde Bülent Ecevit’e kasa attılar. Şimdi milleti her şeyden korkuttukları için atamazlar, sıkıyorsa at... Yaşlı başlı adam parayı ne yapacak diyorlar, bu kadar zıvanadan çıkılır mı? Yabancının yaşlısı ülke gezmelerine gider, bizim yaşlılar otursun. Biz Bayraklı’da bir deprem yaşadık, cenazeler kaldırıldıktan sonra kulağıma bir şeyler çalındı. Bayraklı, Bornova ve Karşıyaka’daki bazı emlakçılar el sıkışıp, plan program yapmışlar. Ev sayısı az kiralar az kaldı ama kendilerine hedef olarak kiracı emeklileri seçmişler. Şu an da 50 senelik konutlara 10 bin lira kira isteyebilecek insanlar var. Motorine de zam gelecekmiş, daha neler neler gelecek... Lozan diyoruz ya ben açık söyleyeyim İzmir’de Lozan’la ilgili hiçbir etkinliğe katılmayacaktım. Lozan’la ilgili bir tiyatro oyunu olacak, Sevgili Haluk Işık yönetmenliğinde, Ataol Behramoğlu’nun yazdığı oyun. O oyuna gidin, izleyin, izlettirin... diye konuştu.  

Editör: MELEKŞAH TUFANER