Gezi İstanbul ile İstanbul'u yeniden keşfedin! Tarihi ve kültürel hazineler gençleri bekliyor! Gezi İstanbul ile İstanbul'u yeniden keşfedin! Tarihi ve kültürel hazineler gençleri bekliyor!

Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner "Gün Başlıyor" programına konuk olan gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş, Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. 

İzmir özelinde gündemi değerlendirerek konuşmasına başlayan Kocabaş, “Gündem çok yoğun, iki gündür, Radyo Ege’de 90 Saniye’de İzmir’de asayiş diyorum, silah sesleri var her akşam diyorum... Dün akşam iki defa dörder el burnumuzun dibinde ateş edildi yine, vali bey de bana kızıyormuş. Bayraklı Emniyet Müdürü'de gelsin tanışalım, akşam da balkonuma konuk olsun. Görsün Bayraklı’nın gecelerini özellikle karanlık mahaller de nasıl magandalar oluyor. Her şeyi bırak ben dün çok mutluydum vali kızar, emniyet üzülür kızar, AK Parti İl Başkanı kızar ama dün bir haber Kordon İş Adamları Derneği AK Parti Milletvekili adayı Ömür Şanlı kardeşim öyle bir bomba patlattı ki... Kruvaziyer gemilerle İzmir Limanı’na gelen turistler... Aslında bunu yazmak istemeyecektim. Başka şeyler var insanları kandırıp nerelerde bıraktıkları falan. Vali bey de Sayın İçişleri Bakanı da emniyet müdürümüz de yükselme hırsıyla bu sığınmacılara özgürlük versinler sonra bize kızsınlar. Kendi adamları da kendilerine kızıyor. Bilemem her şey Çıfıt çarşısına döndü şu anda” dedi. 

“İzmir'de güvenlik uygulamaları neden yok?"

Kocabaş, “Pazartesi yayınımız olursa konumuz sadece İzmir asayişi konumuz olacak. Çünkü bir konuyu sorgulamaya başladım bunu hem Son Mühür ’de hem Radyo Ege’de sürekli vurgulayacağım. Bir şey soruyorum sayın il emniyet müdürüne. Siz emekli olduktan sonra bir magazin gazetesinin başına mı geçeceksiniz? Ne bu Twitter’da yok şu eğlenceye katıldım, yok şu yemeğe katıldım, yok şu konsere katıldım... Sokaklarda neden göremiyoruz? Soruyorum, “İzmir Emniyet Müdürlüğü Personeli neden İzmir sokaklarından” çekildi? “Güvenlik uygulamaları neden yapılmıyor?” “Üst aramaları neden yapılmıyor?” Metroda sayısını hatırlamıyorum gerçek ya da kuru sıkı bilemem, metro vagonuna belinde silahla binen insanlar var. Ortalık yangın yerine döndürülüyor. Buradaki sebebi hikmet nedir? Arabayı da durduruyorlar, üstünü aramıyorlar, bırakıyorlar. Eskiden Arka Sokaklar dizisi vardı ben Rıza Baba ve ekibinin İzmir’e acil olarak tayin edilmesini talep ediyorum. Çok tehlikeli neyin ne olacağı belli değil. Ben 90 saniyede ilk asayiş yayınını yaptığım günün akşamı bana sesli bir mesaj geldi. Abi seni seviyoruz ama gittiğin yol Silivri yolu diye... Ellerinden geleni yapsınlar beni Silivri’ye mi atacaklar, Mağusa Kalesi’ne mi gönderecekler... Ama ben eğer bildiklerimi söylemekten geri durursam cümle alem şahit olsun namert oldu namerdim” ifadelerini kullandı.  

“İzmir’in en sıkıntılı ilçesi Bayraklı"

“Çok özür diliyorum buradan ben Sayın Tunç Soyer’e bu konuyu bildireceğim, onun çalışmalarını yapıyorum. Ama ben Bayraklı Belediyesi’ndeki dostlarıma, CHP’deki dostlarıma benimle dalga geçmelerini salık veririm. Oturdukları mekanları biliyorum. Ne içtiklerini ne yediklerini de biliyorum. O oturdukları mekânların sağına soluna baksalar ne demek istediklerimi görürler. Kızılay Kan Merkezi’nin arka paralelinde geniş bir sokak var, orada hiçbir şekilde budama yapılmadığı için bir dut ağacının evrim geçirdiğini gördüm gelirken. Üstünde uçuşan kurt, sinek gibi şeyler vardı. Ama anlatamıyorum. Her şeyi kendileri biliyor her şeyi Serdar Sandal biliyor. Bir de ismini cismini bilmediğim, kimsenin de görmediği bir CHP İlçe Başkanı var. Çünkü Bayraklı ’da kaymakam, emniyet müdürü, devlet var mı bilmiyoruz. İzmir’in en sıkıntılı ilçesi Bayraklı oldu. Bana çok kızıyorlar, kızmaya da devam etsinler. Eğer biraz daha kızarlarsa onlara Maraş’tan dondurma getirteceğim. Ama yeter balkona çıkamıyoruz. Kendi evimde eşimin alerjik durumu olduğu için bir tane sivrisinek gördüm, avuç içimle patlattım her yerim kan oldu. Kimleri emmişte gelmiş bizim eve. Korkunç boyutta, ben İzmir’de artık bu siyasi şeylerin bir kenarı bırakılmasını, yerel seçime de az kaldı ama halkın huzur ve sağlığı için çalışılmasını rica ediyorum, yalvarıyorum artık. Sokaklar boş, vatandaş sahipsiz kaldı. Sadece Bayraklı değil tüm İzmir’de Gümüldür- Özdere, Karşıyaka, Çiğli, Buca’dan çok şikâyet alıyorum sivrisinek konusunda. Dün Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç bir Tweet atmış ama çok geç kaldılar. Dedim ya geçen hafta Ege Üniversitesi’nde, Dokuz Eylül’de bilim insanları var bir danışın bakalım onlara...” 

“CHP'de kimlik tartışması var” 

Kocabaş, “Önümde özel bir kitap var bu kitap düşünüyorum bana nereden geldi diye benim dedem 1971 ya da 1972’de vefat etti. CHP’liydi. Benim anne tarafım CHP’li, baba tarafım Demokrat Partili. Bu rahmetli dedemin kitaplığından bana geldi. Bunun gibi bir iki tane daha var. Depremden sonra benim çalışma odam yıkıldı, koyduğum yeri unutmuştum sonra ortaya çıktı. 28 Mayıs seçiminden sonra da CHP’de olur olmaz herkes, CHP kimlik tartışması yaptığı için aklıma geldi. Şimdi 40. Yıl. Ben bunu birkaç defa Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na tweette attım. İstiyorsanız bunu partinize bağışlayayım dedi. Çünkü CHP’nin parti arşivi 12 Eylül darbesinden sonra yara aldı hatta yok edildi. CHP yönetiminin bu kitabı okuyabilmesi için vicdanının olması lazım. Ben bu kitabı okurken işaretlemeler yaptım ve inan bana ağladım. Çok açık söyleyeyim AK Partisi ’de CHP’si de el birliği ile Türkiye’nin kadim kimliğini çalıştırmaya çalışıyor. Bu yanlış vazgeçin. Türkiye Cumhuriyeti’nin refah yolu, huzur, güven yolu Mustafa Kemal’in yoludur. Mustafa Kemal Atatürk dünyadaki diğer liderler gibi değildir. Onun için onun kurduğu siyasi parti de dünyadaki diğer siyasi partilerden farklıdır. Tek parti diye eleştirilen CHP, dünyada eşi benzeri görülmemiş şekilde demokrasiyi tesis edip bir başka siyasi partiye olaysız devretti. Bunun unutulduğunu görmek üzücü. CHP’nin kadim temeli 6 oktur. 6 okun her birinin anlamı vardır ama en ortadaki okun adı devrimciliktir. Devrimcilikte sol devrim, sağ devrim, alt devrim değil devrimciliğin özel bir anlatımı vardır. Dünyanın değişen, gelişen ilkelerine ayak uydurmak... Yani devrimcilik ilkesi diğer beş ilkeyi çağın değişen koşullarına yeniden organize eden ilkedir. Bu kitabın kapağını açtığımızda Mustafa Kemal Atatürk’ün 7 Şubat 1923’te, Balıkesir’de yaptığı konuşmadan bir pasaj var. Diyor ki “Efendiler! Ne ben ne siz şahısların üzerinde vaziyetler ihdasına karışmayalım” Sen ben kavgası yapmayalım diyor... 

“CHP’de 6 ok unutuldu” 

Bugün CHP’de Atatürk düşüncesi bir tarafa bırakıldı sen ben o biz siz olayı oldu. Avrupa medeniyetini tartışacaksak onu da tartışırım çünkü Avrupa'daki demokrasi bizdeki gibi kurulmadı. Eğer siz tarihi bir süreçte, tarihin bütün geneline ortalama olarak hâkim değil de tarihi bir süre için çıkarıp bunun üzerinden ahkam kesmeye başladınız mı bu çok korkunç bir şey demektir. Bugünkü tek partinin, CHP’nin tek parti olduğu dönemine göre çağlar boyu eksikliği var. Bu kitabın özelliği şu, CHP’nin kuruluşu ile 1963’e kadar bütün siyasi olaylar var gibi algılansa da öyle değil. Burada o kadar enteresan bir anlatım var ki... 1963’te İsmet Paşa genel başkan, Atatürk vefat etmiş fakat temel ilkeler hala devam ediyor. İnönü’nün bilgisi dışında basılacak bir kitap değil bu. Kitap da partinin siyasi devreleri o kadar güzel anlatılmış ki... 5 devreye ayırmış 1963’e kadar. Ben artık 6 okun unutulduğunu da düşünüyorum. Kitapta devrimlerin anlatımı, neler yapıldığı, kurulan fabrikalar, devletçilik, demir yolu... Bunu neden bu kadar önemsiyorum çünkü her geçen gün 12 Eylül faşist darbesinin ne amaçla yapıldığını fiilen yaşıyoruz. Okullarımızda, ailelerimizde, okullarımızda yaşıyoruz.”

“CHP’de neden parti okulları, eğitimleri yok?” 

Kocabaş, “Kemal Kılıçdaroğlu 'da milletvekili dokunulmazlığı kalktığı için tutuklanmayla karşı karşıya. İktidarın böyle bir hata yapacağına da inanmıyorum. Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş ve bir sözün altını çizmiş. “Beni görmek demek yüzümü görmek değil, düşüncelerimi anlayın” demiş. Neden düşünce yok, CHP’de neden parti okulları, eğitimleri yok? Çünkü kafalar çok karıştı ondan yok. Şimdi CHP’nin üst iradesini sokakta görsem selam vermem. Bir zamanlar bu ülkede Erdal İnönü’nün genel başkanı olduğu Sosyal Demokrat Partisi, bugünkü CHP’den daha kişilikli, hedefli ve net. Geçen gün Kılıçdaroğlu 6 masa değil gerekirse 16 masa dedi. Bu iş mi? Bir siyasi düşünce tarihi referans almazsa nasıl ayakta kalır? Mesela Ekrem İmamoğlu’nun kılığı, kıyafeti, gençliği, sıcak yaklaşımı, nezaketi değil, tefekkürü ne? Birileri bize böyle kabul edin diyecek, biz de edeceğiz... Etmiyorum. Kimse etmesin. O koltuk Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğudur. Ve o parti siyasi amaç için kurulmuş partiler gibi değildir, temeli vardır. CHP’nin son üç il başkanı 9 Eylül haftasında, Atatürk’ün heykeline çiçek koymaktan başka ne yapıyorsunuz? 1999’da Deniz Baykal genel başkanken, Alaattin Yüksel il başkanıyken ve 1999 seçimlerinde CHP parti dışı kaldığında o yapılan çalışmalara ben şahidim. O kadar güzel yayınlar yapıldı ki, o kadar güzel dosyalar, raporlar hazırlandı ki... Bak kayboldular ortadan Yüksel Taşkın’da Gökçe Gökçen’de... Türkiye İşçi Partisi bile kendi öz eleştirisini kendi içinde yapıyor. Helal olsun o Erkan Baş’a. Yaşım 55 ve 35 yılım bu meslekte geçti. Deniz Baykal şu anki CHP’ye dört gömlek fazla. O yaklaşımı ve iletişimi de biliyordu” dedi. 

“Tunç Soyer’den neden hoşlanmıyorlar?” 

Kocabaş, “Ben Tunç Soyer’i yakından tanıyorum ve düşünceleri de biliyorum. Bu metni Tunç Başkan mı yazdı, başkası yazıp o mu onayladı bilemem. Burada üzerinde düşünülmüş belli. Tunç Bey de CHP’nin bugünkü iç durumundan rahatsız. Haklı da. AK Parti lideri 11 büyükşehir talimatı verdi. Ve şu anda CHP, AK Parti’nin çalışmaları ne bilmiyor bile. Tunç Başkan’da bunu gördü. Şu anda kendini geleceğin genel başkanı görenler acaba Tunç Bey’de hoşlanıyor mu? 6’lı masanın İzmir mitinginde Tunç Soyer’e yapılan büyük edepsizliği fark etmediğimizi mi zannediyorlar? Herkesi eşi ile anons ederken, Tunç Bey’in eşini görmezden gelmeleri falan, Tunç Soyer’den neden hoşlanmıyor birileri? Yoksa Tunç Soyer bazı güçlere biat etmediği için mi? Bugün böyle bir açıklama gerekliydi. İçerik olarak katılmadığım yerler var ama tanıdığım için ne demek istediğini anladım” diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER