O acı siren sesi bizi geçmişe götürdü. Bu milletin nasıl küllerinden tekrar doğduğunu hatırladık. Gözlerinizde birkaç damla yaş birikti. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha saygı, özlem ve minnetle andık. Dualarımızı yolladık...
Sıcak Bakış...
Son Mühür Televizyonu'nda da Tunç Ağabeyin konuğu Atatürk Araştırmacısı, yazar ve İzmir Yazarlar Kooperatifi Başkanı Serkan Esen oldu. Bir saat nasıl geçti anlamadık. Atatürk'ün anıları, liderlik dersleri, çocuk sevgisi, kadınlara verdiği hakları konuştular. Esen, Sıcak Bakış programdan Atatürk ile ilgili bilgiler verdi.
Yaşamımızı, her şeyi borçlu olduğumuz Atatürk'ü 87.yılında yapılan anma törenlerinde Atamıza olan sevgimizin sonsuza dek süreceğini gösterdi.
Çocuklara Atatürk sevgisinin aileden geldiğini görüyoruz...
57 yaşında oldukça geç yaşta kaybettik kendisini, eğer bir on sene daha yaşasaydı çok daha iyi bir ülke olabilirdik. Belki de İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasına engel olabilirdi. 1929 yılında yaşanan ekonomik krizden dünya çok etkilendi, bankalar battı. Atatürk politikaları ile bu büyük buhrandan sapa sağlam çıkardı ülkeyi... Tarım ve tarıma dayalı sanayi hamleleri ile ekonomiyi düzeltti. Dönemin diğer liderleri Stalin, Musalini, Hitler... Atatürk ile kıyaslandığında Atamız çok daha iyi bir lider olduğu, bilime, sanata değer veren barışı savunan bir lider görüyoruz. Biz Atatürk felsefesini yaşayarak ülkemizi daha da yükselteceğiz.
En son "Atatürk'ten Liderlik Dersleri" kitabını yazdığını söyleyen Serkan Esen yöneticilik ile liderlik arasındaki farkları ve Atatürk liderliğini anlattı.
Liderlik...
Bir liderde ileri görüşlülük, net hedef belirleme, yaratıcılık, yenilikçilik, risk alabilme becerileri, duygusal zeka ve sosyal zekanın gelişmiş, ilham verebilme, öz eleştiri yapabilme, motivasyon, cesaret, sabır, kararlılık, geneli ve detayı görebilme, takım çalışması, iletişim yetenekleri olması gerekir. Bunların hepsi Atatürk'te fazlasıyla var. Bu kitapta yöneticilik ten çıkıp lider olabilmenin sırları da var.
Programda Atatürk'ün anılarına da yer verildi.
1934 yılında Atatürk yakın arkadaşı Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen ile Ankara'da Kız Lisesini ziyaret ediyor. Kız öğrencilerden biri 'biz neden milletvekili olamıyoruz?" diye soruyor. Atatürk soruyor 'tamam milletvekiliğini verelim ama en büyük görev ve hakkı söyleyin' kızlar cevap veriyor 'En büyük hak milletvekili, en büyük görevde askerliktir.' 'Tamam hakkı aldınız görev ne olacak?' kız cevap veriyor 'Bu soruyu sormakta geç kaldınız. Ulus meydanında sırtında bomba taşıyan heykel benim annemdir' diyor. Kadınlar askerliğini yapmış ve Kurtuluş Savaşı onlarla kazanılmıştır. Bir süre sonra kadınlara seçme ve seçilme hakkını veriyor. Dünyada kadınlara bu hakkı veren ilk lider oluyor. Kadınlara hakkını teslim ediyor.
"Hatay benim şahsi meselemdir"
Hatay'ın ama vatanına katılışını göremeden vefat ediyor. 23 Haziran 1939'da Hatay ülkemize katılıyor. Sağlığında çok uğraşmış ama görememiş.
Atatürk gençlere emanet etti...
Gençliğe Hitabesi ile bu ülkeyi koruması için biz gençlere özel mesajlar verdi. Biz her zaman onun verdiği göreve uyacağız. Dünü, bugünü, yarını anlatan bir lider. Tarih tekerrür ediyor. Sadece oyuncular değişiyor. Bursa Nutku, Nutuk gençlere yok gösteren ne pahasına olursa olsun Cumhuriyeti korumamız gerektiğini vurgulamıştır.
Kendini halka adamış...
Özel hayatında da kendisini ülkeye adayan ve örnek olmaya çalışan bir lider... Uykusuz geceler, ülke için yapılan planlar... Bir kadını Atatürk'e eşlik edebilmesi zor. Sorduklarında 'Sevmeye vaktimiz mi kaldı' diyor. Genç, güzel, köklü bir aileden gelen, üç dil bilen, Fransa'da eğitim alan, vatansever ve Atatürk sevdalısı, güçlü bir kadın Latife Hanım ile karşılaşınca evlilik kararı alıyor. Nikahlarını kıyan Rahmetullah Efendi uyarıyor. Latife Hanımı "bak sen Mustafa Kemal ile değil devletle evleniyorsun" Ancak Latife Hanım kıskançlıkları sonucunda evlilik kısa sürüyor.
Atatürk Sofrası...
Çok önemli kararlar bu sonralarda alınıyor. Bazı kişilerin saçma sapan fikirleri var. İçkiyi çok içtiği konusunda eleştirilir. Ancak öyle sarhoş olduğu görüşü doğru değil. Özel günlerde, savaş zamanlarında, Ramazan ayında içmez. Dini tam ve doğru öğrenilmesi için Kuran'ı Türkçe'ye çevirtmiştir.
Atamızın izinde yürüyoruz...
İsmet İnönü üzerinden Atatürk'e saldırmak isteyen bir kesim var. Son dönemlerinde bir takım fikir ayrılıkları var ama küs değiller. Atatürk mirasının bir kısmını da İnönü'nün çocuklarına bağışlıyor. İnönü kendi adına para bastırdı falan diye yanlış, eksik bir bilgi var. O dönemde para üstünde Cumhurbaşkanının resmi olur diye bir yasa var. Para İnönü fotografı ile hazırlanıp basılıyor. Ama İsmet Paşa fark edince paraları toplatıyor. Kurtuluş Savaşı, Lozan süreci ve İkinci Dünya Savaşı'na ülkeyi sokmaması İsmet İnönü'nün büyük bir başarısıdır.
Çocuklara özel kitaplar...
Serkan Esen'in, çizgilerle Atatürk'ü anlattığı Kitap Sevgisi, Çocuk Sevgisi, Doğa Sevgisi, Hayvan Sevgisi şeklinde dört kitaplık seri ana okulu öğrencilerinin ilgisini çekiyor.
Atatürk'ü iyi anlamak için onu anlatan kitapları okumamız gerekiyor. Çocuklarımıza bu tür kitapları armağan etmeliyiz. 4 bile yakın kitap okuyan lideri iyi tanımalı biz de okumalıyız...
Son sözü Ve Aleykümselam...
Tarihler 8 Kasım 1938’i gösterdiğinde, Büyük Önder son komasına girmeden önce berberi Mehmet, nöbette olan Kılıç Ali’ye Atatürk’ün fenalaştığını haber veriyor, Kılıç Ali yine nöbetçi olan doktorlar Abravaya ve Neşet Ömer Bey ile birlikte müdahalede bulunuyordu. Neşet Ömer Bey, kontrol amaçlı olarak Atatürk’e “dilinizi göreyim efendim” diyor, biraz daha dilini uzatmasını istediğinde ise Atatürk’ün ağzından son kelimeleri dökülüyordu: “Ve Aleykümselam”
Bu son kelimelerin olduğu an Atatürk’ün son komaya giriş anı oluyor, yapılan kontrolde veriler şu şekilde işleniyordu: Ateş: 36,5 / Nabız 100 / Solunum: 22
Bu koma, 10 Kasım tarihi saat 09:05’e kadar sürüyor ve Mustafa Kemal Atatürk hayata gözlerini yumuyor. Atatürk’ün ölüm raporunda ise şu cümleler yer alacaktı:
“Reisicumhur Atatürk’ün umumi hallerindeki dün gece 24:00’te neşredilen tebliğden sonra her an artarak, bugün sabah saat 9’u beş geçe büyük şefimiz derin bir koma içinde terk-i hayat etmiştir.”
10 Kasım'da halk Anıtkabir'e koştu. 1 milyon 219 bin 148 ziyaretçi...
Kayan yıldız...
Yazımı hazırlarken Muazzez Abacı'nın sonsuzluğa yürüdüğünü öğrendim. Mekanı cennet olsun.
Haftaya görüşmek üzere
Sevgiyle kalın!