Günaydın... Merhaba... Hayırlı Günler... İyi günler... Selamün Aleyküm gibi selamlama ifadeleri ile güne başlarız. Karşımızdaki kişiye duyduğumız sevgi ve saygının göstergesidir. Ve hiçbir zaman neden böyle selam verdin denilmez. Herkesin kendine göre bir tarzı vardır. Görev süresi dolmasına rağmen tekrar atanan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş yıllar önce yazdığı bir makale ile yine gündemin ortasına oturdu. "Günaydın ve Tünaydın gibi ifadeler cahiliye döneminde kullanılırdı." Neyse... Günaydın, öğlen midye tava yemeğe ne dersiniz?
**

Festivaller Kenti...
İzmir'de bugün ne yapsak diye düşünenlerdensen yapacak çok şey var. Kalk temiz güzel havanım tadını çıkar. Festivallerden festival beğen... Urla'da Caz Festivali, Kavacık'ta Üzüm Festivali, Torbalı'da Masal Festivali ve bizi de görebileceğiniz Bayraklı'da Kahvaltı Festivali... Akşam Fuar'da Tuğba Yurt konseri kesmezse Ooez Venue'de Sakiler... Alternatif bol hadi karar ver artık... 
**

Kadına Şiddet... 
Tüm çabalara karşın kadına şiddet sürüyor. Tıpkı parkta açan çiçekleri kopartır gibi kadınlarımıza kıymaya devam ediliyor. Bazen bu cinayete kadar gidiyor. Acaba Cumhuriyet Tarihimizin en sevilen Diyanet İşleri Başkanı amca selamlaşma, yeme içme, şanlı tarihimiz yerine bu konu da bir kaç fetva mı verse? Gerçi artık onu da... Hani cennet analarımızın ayakları altındaydı... Öyle sandalye falan fırlatmalar yakışmaz delikanlı adama... Sevmek bu değil. "Aslında aşk da yok.", "Kadının adı yok" Kadınlar okumalı, ekonomik özgürlüğü olmalı hiçbir zaman "Kocamdır, kaderimse çekerim." dememeli... 
**

Kiralar... 
İzmir, okumak için seçilebilecek en güzel şehir... Kızınızı, oğlunuzu gönül rahatlığıyla gönderebileceğiniz güvenli kent... Tabii ki ev bulma sorunu ve kiraların yüksekliğini saymazsak O konuda da ev sahipleri biraz daha insaflı... Ben de İstanbul'dan gelip burada okuyup çok güzel anılar biriktirmiştim. Anıları taşıyamayınca İzmirli olduk. Bazı şehirlerde evi oda oda kiralayan kişiler varmış ne kötü... Geleceğimizin teminatı gençlere yol açmak lazım. Kalacak yer sorunu nedeniyle okuyamayan bir kişi hepimizin kalbinde bir yaradır. 
**

Evlilik Sandalı...
Yaz aşkları farklıdır. Kalbinizin pır pır ettiği, kuş olup uçtuğunuz, güzel günler geçirirsiniz. İkna edebilirseniz Eylül'de evlenilir. Olmazsa Kasım'da aşk başkadır. Düğün telaşı anlatılmaz yaşanır. Siz iki kişi çok güzel anlaşırken araya aileler karışır. Nerede oturacağız? Düğün nasıl olacak? Ev döşendi mi? Salon tutulur. Davetiye dağıtılır ancak mutlaka biri unutulur. Misafirler gelir bazısı oturduğu yeri beğenmez. Düğün başlar gelinlik eleştirilir. Musibet görümce, geline bakar. "Abimi elimden aldın." diye iç geçirir. Kayınbirader ablaya bakar. "Oh odan bana kaldı." der. Dayılar, amcalar halay çeker. Sevinç ve hüzün bir arada yaşanır. Mutluluklar dilerim.
**

Bizden...
Pazar günü bizim de düğünümüz var. Güzel bir gün olacak. Hatalarımız olursa affedin. Cansu & Hakan kalpleriniz birlikte atsın... 

Radyo Ege ve Son Mühür Kahvaltı Festivali'nde bekliyoruz. En güzel şarkılar bugün de sizin için... 
Seferihisar'dan Hale, Jale, Lale ve tüm mahalle, Kavacık'tan üzüm festivali komitesi Ferhat Göçer'den Üzüm şarkısını istemiş. 

Herkesin var bir hikayesi
Gidenleri var, kalanları var
Hiç bitmeyen şikayetleri
Sönenleri var, yananları var
Seni ilk gördüğüm o günden beri
Adına aşk deyip bağlandım
Hem mutluluğu paylaşmaya
Hem acılarına ortağım
Sana ait bütünüm senindir özüm
Kimseyi görmüyor inan ki gözüm
Asla vazgeçmedim yemin ederim
Arkasındayım hala verdiğim sözün
Aklıma gelince o güzel yüzün
Her yanımı kaplıyor tatlı bir hüzün
Aynı rüzgara vurgun iki yelken
Aynı salkımda, ayrı iki üzüm

Haftaya görüşmek üzere... Daima gülümse...