Son Mühür Haber Merkezi/Melekşah Tufaner Radyo Ege’de İzmir Tabip Odası’nın desteğiyle Doç. Dr. Nilgün Yener ve Ayşegül Koç’un moderatörlüğünde yayınlanan ‘Her İşin Başı Sağlık’ programına diz ağrılarının nedenlerini anlatarak başlayan Prof. Dr. Funda Ataman Çalış, "Her yaş grubunda diz ağrısını görüyoruz, sadece ileri yaşta değil çocukluk yaş grubunda da görülüyor, genç yaş grubunda da görülüyor. Nedenleri farklı mesela genç bir yaş grubunda altta yatan neden travma oluyor. Mesela bir idmandan sonra hasta diz ağrısıyla gelebiliyor. Ve ya biz kaza sonrası da olabilir. Ama daha ileriki yaşlarda kireçlenme dediğimiz kilo gibi genetik faktörler gibi faktçrlerden etkilenen kireçlenme daha ön plana çıkıyor. Her yaş grubunda diz ağrısı görülebilir sadece alttta yatan nedenleri farklı" dedi.

"Fizik tedavi yöntemleri birbirinden ayrı"


Çalış "Bir çocuğa yapacağınız fizik tedavi ile ileri yaşta bir hastaya yapacak olduğunuz fizik tedavi yöntemleri birbirinden ayrı. Öncelikle tanıyı bilmemiz gerekiyor. Romatizmal hastalık olabilir, kireçlenme olabilir hepsinde farklı farklı yöntemler uygulanıyor. Fizik tedavi fiziksel tıp olarak geçmekte, fiziksel ajanların tedavi de kullanılması demektir. Isı gibi, elektrik gibi bu tür ajanların tedavide kullanılmasıdır. Bir ağrımız var diyelim hangi bölge ağrısı olursa olsun o bölgeye ağrıyı almak üzere elektrik akımı ağrıyı almak üzere kullanılıyor. Isı tedavi de sıcak ya da soğuk onlardan faydalanılıyor, akapunkturdan yararlanılıyor, lazerden bunun gibi birçok yöntem var. Kasları gevşetmek ve ağrıyı gidermek amacıyla kullanılan yöntemler var. Günümüzde artık çok fazla enjeksiyonlar, egzersizler var bunlarda fizik tedavi kapsamında ama aslında fiziksel tıp dediğimde biraz önce söylediğim fiziksel ajanları anlamak gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Ağrıyı çekmek kaderimiz değil"

"Ağrıyı çekmemek gerekiyor çünkü ağrı kronikleştikçe onunla başa çıkmak çok daha zor oluyor. Akut bir ağrıyla uğraşmak daha kolay belde de böyledir bu. Kronik bel ağrısında tedavi daha zorlaşıyor. Ağrılar başlamadan fiziksel tedaviye gitmek lazım daha konforlu bir yaşam olsun diye. Biz doktorlar öncelikle hastayı dinliyoruz ağrı ne zaman nasıl başlamış, gece mi oluyor gündüz mü oluyor, otururken mi oluyor, yürürken , merdiven inerken, çıkarken hepsini sorguluyoruz. Ön tanımamız oluyor bunu desteklemek için bunu yapıyoruz.MR ileri yaşlarda başvurulması gereken bir teknik değil, röntgenin çekilmesi çok daha uygun."

"Kortizonu çok kullanmıyoruz"

"Dize birçok enjeksiyon yapılabiliyor, en başta yapılanın başında kortizon geliyor. Kök hücre de çok popüler olan tedavi, PRP, ozon enjeksiyonları yapılabiliyor. Bunlar hastanın durumuna göre değişiyor. Bazen kireçlenmelerde zaman zaman dizde şişlik oluyor çünkü kıkırdakta olan hasar nedeniyle küçük parçalar kopuyor. Vücudun savunma mekanizmaları devreye girerken bunları yok ederek bir yandan diz şişiyor, içeride sıcaklık meydana geliyor ve kişi dizine basamaz hale gelebiliyor. Bu dönemde o sıvıyı almak için kortizon mantıklı bir tedavi oluyor. Hastada sadece ağrı varsa kortizon yapmamak lazım. Sık yapılan kortizon kıkırdak hasarını arttırabildiği gösterilmiş. Bundan dolayı kortizonu çok kullanmıyoruz. Sadece soğuk uygulama, ağız içinde haplar yeterli olmuyorsa kortizon yapılabilir."

"Ozon oksijenin kardeşi gibi bir şeydir"

Sultangazi Belediyesi'nden 65 yaş üzeri ve tek başına yaşayan vatandaşlara sıcak yemek yardımı Sultangazi Belediyesi'nden 65 yaş üzeri ve tek başına yaşayan vatandaşlara sıcak yemek yardımı

"Eklemlere de ozon çok uygulanıyor, bizde uyguluyoruz. Eklem içine ozonu enjekte ediyoruz. Ozan da şu oksijenin belli jeneratörler aracılığı ile ozona dönüşmesi. Aslında oksijenin kardeşi gibi bir şeydir ozon.Aynı kortizon etkilerine sahip ve bir zararlı etkisi yok, ağrıyı ve şişliği ortadan kaldırabiliuor bir miktar. Dedik ki kireçlenme bir kıkırdar hasarı, kıkırdaktan çıkan bozukluklar var onlarla da mücadele edebiliyor. Hafta da bir, iki hafta da bir ozon enjeksiyonları yapılabiliyor. Ozonu tedavi edici olarak kullanabiliriz. "

"PPR ise, kanımızda kan pulcukları dediğimiz trombositler var onlarda vücut için çok faydalı, vücut için büyüme faktörleri. Biz kanı belli cihazlarla  döndürerek sadece kan pulcuklarının olduğu yeri alırsak ve hasarlı yere enjekte edersek çok fazla oldukları için dolayısıyla o iyi olan faktörlerde çok fazla olup tedavi edici etkiler oluşturabiliyorlar. PRP aslında bu. En çok kirişlerin, tendonların yaralanmalarında kullanılıyor. Eklem içine uygulamada bugün çok popüler. Bunun için özel kitler var. Kit aracılığı ile hastanın belli miktarda kanını alıyorsunuz, belli miktarda işlemden geçiriyorsunuz  o kan pulcuklarının olduğu kısmı dizine enjete ediyorsunuz. Genel uygulama üç uygulama dört ya da beşe çıkabilir. PRP'nin etkili olması için dizin kuru olması gerekir. Hyaluronik asitte bizim eklem sıvımızda, kıkırdağımızda olan ileri yaşla beraber azalan bir şey. Ne yapıyor dersek kıkırdağın sağlıklı, esnek olmasını sağlıyor. İleri yaşla beraber eklemde azalınca eklem daha çabuk kırılıyor. Tedavi etkileri var ama çok büyük mucizeler beklememek gerekiyor."

Editör: MELEKŞAH TUFANER