İzmir’de “FETÖ Borsası cinayeti” olarak bilinen suikastta eski AK Parti İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’u öldüren tetikçi ile bağlantısı olduğu iddia edilen şüphelilere yönelik soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Kurtuluş ailesinin avukatı Özgür Senger, delillerin örgütlü bir yapıya işaret etmesine rağmen verilen takipsizlik kararına itiraz edeceklerini söyledi.

T24’den Tolga Şardan’ın haberine göre, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz sonrasında FETÖ soruşturmaları devam ederken, İzmir’de bir grup iş insanına yönelik soruşturmalarla ilgili bilgiler, emniyet tarafından dönemin AK Parti İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’a sızdırılmıştı.

Bilgileri sızdırdığı iddia edilen İzmir Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen, olayların ortaya çıkmasının ardından dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcılığı’na terfi ettirilmişti.

İş insanlarıyla ilgili kritik bilgileri edinen Ahmet Kurtuluş’un, bu bilgileri, İzmir ve çevresinde faaliyet gösteren, herhangi bir akrabalığı olmayan suç örgütü lideri Serkan Kurtuluş’a aktardığı ileri sürülmüştü. Serkan Kurtuluş’un da aldığı bilgiler üzerinden iş insanlarına şantaj yaparak paralarına çöktüğü iddia edilmişti.

Yargıya taşınan süreçte eski AK Parti İl Başkan Yardımcısı Kurtuluş, tutuklanarak 5 ay cezaevinde kaldı. Soruşturma kapsamında, sürecin içindeki siyasileri de anlatan Kurtuluş, 30 Mayıs 2019 akşamı polis kılığında evine gelen tetikçi tarafından silahla vurularak öldürüldü.

Cinayeti planlayan kişinin Serkan Kurtuluş ve ekibi olduğu belirtilirken, Erzurum’da esnaflık yapan ve cinayet için İzmir’e getirtilen tetikçi Yener Toğa, yakalanarak “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Özgür Özel ile Kemal Kılıçdaroğlu görüştü Özgür Özel ile Kemal Kılıçdaroğlu görüştü

Altı yeni şüpheliye soruşturma

Kurtuluş’un avukatlarının dosyadan yeni çıkan bilgiler ışığında yeni suç duyurusunda bulunması üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.

Başsavcılık, 14 Kasım’da, tetikçi Toğa ile bağlantıları bulunduğu iddia edilen altı kişi hakkında takipsizlik kararı verdi.

Suç duyurusunda adı geçen Samet Kaya, Ahmet Karadaş, Servet Aktaş, Metin Küpeoğlu, Siyami Uçan ve Umut Asan’ın, cinayetin Erzurum boyutunda yer aldığı iddia edilirken, Toğa ile olan telefon görüşmeleri dosyaya girdi.

Soruşturma kapsamında halen Bolu F Tipi Cezaevi’nde kalan Yener Toğa’nın da ifadesi alındı. Toğa, söz konusu 6 isimle telefon görüşmelerinin “arkadaşça görüşmeler” olduğunu söyleyerek, Kurtuluş cinayetiyle ilgilerinin olmadığını iddia etti.

“Tetikçilik yaptığını söylemişti”

Erzurum’da talimatla ifadeleri alınan şüpheliler de suçlamaları reddetti, olayla ilgilerinin olmadığını belirtti.

Hakkında takipsizlik kararı verilen şüphelilerden Siyami Uçan, “Yener’e bu cinayetin birileri tarafından işletildiğini düşünüyorum” derken, kardeşi Soner Toğa’nın kayınpederi olan Servet Aktaş ise “31 Mayıs 2019 günü benim Yener ile hiçbir görüşmem olmamıştır. Damadım Soner Toğa benim telefonum ile görüşme yapmış olabilir. Olayı bilmiyorum. Damadım Soner de bilmediğini söyledi. Sadece kardeşi Yener’in tetikçilik yaptığını ama kime yaptığını bilmediğini söylemişti” şeklinde ifade verdi.

“Deliller örgütü gösteriyor”

Dosyanın avukatı Özgür Senger ise savcılığın takipsizlik kararına itiraz edeceklerini belirtti.

Senger, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ahmet Kurtuluş cinayeti ile ilgili, cinayet eylemine bizzat katılan ve yardım edenlere yönelik bir dava açılmış ve failler cezalandırılmıştı. Ancak cinayet eyleminin ardında daha ciddi bir örgütlenmenin olduğu yönünde iddialarımız mevcuttu ve yürütülen bir soruşturma daha vardı. Bu soruşturmada, tetikçi Yener Toğa’nın ifadelerinde istihbaratçı olarak bildiğini söylediği Ahmet Can Karadaş aracılığıyla Serkan Kurtuluşlarca tanıştığını ve eylemi bu kişilerce yaptığına dair ifadeleri mevcuttu.

Tetikçinin eşi, ‘07 Mayıs 2018’de Erzurum’da yeğenimi nişanının olduğu gün, sabah 05.00 ile 05.30 sıralarında evimize polis baskını olduğunu ve evde uyuşturucu madde içerikli arama yapıldığını, aramada evde herhangi bir uyuşturucu ele geçirilememiş olsa da gözaltına alınarak emniyete götürüldüğünü, emniyetteki ifadesi sonrasında kendisiyle bir kısım emniyet görevlisinin görüştüğünü, bu görüşmede görevlilerin arasında bulunan ‘Dikmen’ diye hatırladığı kişi ve diğer görevliler ile tanıştığını ifade ederek işlediği cinayete kendisini iten kişilerin bunlar olduğundan bahsetti’ diye ifade vermesine rağmen, bununla beraber, gerek yaptığımız suç duyurularında HTS bağlantılarına yaptığımız işaret, gerek cinayeti işleyen örgüt elemanları ile eski Emniyet İstihbarat mensubu Kudret Dikmen’in telefon görüşmeleri, gerekse de alınan çok sayıda ifade, Ahmet Kurtuluş cinayeti arkasındaki örgütü göstermesine rağmen, dosya hakkında takipsizlik kararı verilmiştir.

Adli emanetinde delillerin silindiği, Ahmet Kurtuluş’un ifadeleriyle başlayan soruşturmaların üstünün örtülmeye çalışıldığı, Ahmet Kurtuluş ifadelerinde adı geçen ve mal varlığı 8 haneli miktarlarda arttığı tespiti yargı tutanaklarına geçmiş eski başsavcı vekilinin, görevden el dahi çektirilmediği bir süreçte, bu takipsizlik kararını iyi niyetle okuyamıyoruz. Yargı, kararlarıyla tarih not düşmese de kamu vicdanına bu hukuk dışı uygulamaları not düşmek için, Ahmet Kurtuluş cinayetini gerçekleştiren çetenin peşini bırakmayacağımızı da duyurmak istiyoruz.”

Editör: Bünyamin Dobrucalı