EMEKLİLER ZOR DURUMDA

Ülkemizde emeklilerin yaşadığı sıkıntılar giderek derinleşirken, bu durum toplumun farklı kesimlerinde ciddi bir tepkiye yol açıyor.

Abone Ol

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Merkez Bankası'nın politikaları ise sorunların çözülmesini kolaylaştırmak yerine daha karmaşık bir hale getiriyor.
Örneğin, Merkez Bankası’nın 2025 yılı için belirlediği %24 enflasyon hedefi, aylık enflasyon oranının %1.40’ı geçmemesi gerektiği anlamına geliyor.

Ancak, bağımsız çalışmalar bu hedefin gerçek hayatla örtüşmediğini ortaya koyuyor. Koç Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, hane halklarının yıl sonu enflasyon beklentisi %60 seviyesinde. Bu durum, resmi hedefler ile toplumun ekonomik algısı arasındaki uçurumu açıkça gözler önüne seriyor.

Cumhurbaşkanının 2024 yılını "Emekliler Yılı" ilan etmesi başlangıçta olumlu bir adım gibi görünse de mevcut ekonomik tablo, emeklilerin sorunlarının çözümünde oldukça yetersiz kalıyor.
Ülke çapında yaklaşık 16,5 milyon emekli, dul ve yetim, açlık sınırının altındaki gelirlerle yaşamaya çalışıyor. Düşük maaşlar, temel ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğu için çoğu emekli ek iş yapmak zorunda kalıyor ve bu durum zaman zaman iş kazaları hatta can kayıplarıyla sonuçlanıyor.

2025 yılı bütçesinde emeklilere yönelik herhangi bir somut iyileştirmenin planlanmamış olması, yaşanan bu olumsuz tabloyu daha da katlanılamaz hale getiriyor. Günlük yaşamda kira ödemekten market alışverişine kadar her şeyde zorluk çeken emekliler için ekonomik buhran adeta trajediye dönüşmüş durumda.

Alım gücünün azalması ve maaşların açlık sınırının çok altında kalması, krizin en çarpıcı göstergeleri arasında yer alıyor.

AKP hükümetinden önce asgari ücretin üzerinde maaş alabilen emekliler bugün asgari ücretin yarısından daha az bir gelirle hayatını sürdürmeye çalışıyor.

Bu tablo, ekonomik yönetimdeki başarısızlıkları net bir şekilde ortaya koyuyor. Geçinemeyen emekliler için "dinlenme yılları" sadece bir hayalden ibaret. Çalışmaya mecbur kalan birçok emekli, yaşlılık dönemlerinde hak ettikleri yaşam standardından mahrum bırakılmış durumda.

Hayat pahalılığı karşısında dayanma gücü azalan milyonlarca emekli, temel ihtiyaçlara erişimlerini mümkün kılacak bir maaş artışı talep ediyor.
Bu tablo karşısında çözüm arayışında olan emekliler ise seçim sandığını kendileri için son umut olarak görüyor.

Ekonomiyi yönetenlerin açıklamaları da duruma dair itiraf niteliği taşıyor. Yetkililer, düşük maaşların yetersiz olduğunu kabul ederken ekonomiyi düzeltmekte yeterince başarılı olamadıklarını açıkça beyan ediyorlar.
Maaş artırımı için değerlendirilen seçenekler arasında para basma gibi kısa vadeli çözümler yer alsa da bu tür adımların halkın yaşam standardını iyileştirmeyeceği ifade ediliyor.

Ekonomik krizin yanı sıra bu durumun psikolojik etkileri de oldukça ağır. Emeklilerin insanca yaşam hakkı talepleri artık görmezden gelinemeyecek bir noktaya ulaşmış durumda.

Herkesin onurlu bir yaşam sürdürme hakkı vardır ve devletin temel görevi bu hakkı güvence altına almaktır. Bu sebeple emekli maaşlarının yaşam standardına uygun şekilde yeniden düzenlenmesi zaruri hale gelmiştir.

Yetkililer için artık bir an önce harekete geçme zamanı gelmiş durumda. Bu doğrultuda, emeklilerin yaşam standartlarını bir nebze yükseltebilmek adına somut ve çözüm odaklı adımların atılması büyük önem taşıyor. Örneğin, bayram ikramiyelerinin mevcut 4.000 TL gibi yetersiz ve sembolik kalan bir tutardan çıkarılarak en az bir maaş seviyesine yükseltilmesi hem emeklilerin maddi açıdan bir nebze rahatlamasına yardımcı olacak hem de daha huzurlu ve mutlu bir bayram dönemi geçirmelerini sağlayabilecektir.

Bunun yanı sıra, ileriye dönük planlamalarda emekli aylıklarının temel düzeyde iyileştirilmesi büyük bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle yılın ikinci yarısında en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine getirilmesi hedeflenmelidir. Bu doğrultuda, tüm emeklilere seyyanen bir iyileştirmenin yapılması, özellikle maddi açıdan mağduriyet yaşayan emeklilerin sıkıntılarını hafifletecek ve onlara daha yaşanabilir bir yaşam standardı sunacaktır.

Bu tür düzenlemeler, emekli vatandaşların yıllarca verdikleri emeklerin karşılığını daha adil şekilde alabilecekleri bir sosyal düzenin yaratılmasına katkı sağlayacaktır.