Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve  Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” isimli ÇEDES projesi kapsamında, İzmir dahil birçok ilde 842 lise ve ortaokula, “manevi danışman” adı altında din hizmetlerinde çalışan kişilerin görevlendirilmesine tepki gelmeye devam ediyor. 

Konuya ilişkin; Eğitim- İş ve Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası İzmir 1 Nolu Şube'si, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği (YKKED), Yenidoğan Eğitim Kültür Sanat ve Dayanışma Derneği (YENİDER), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Konak Konseyi, Geleceğim Ol Derneği, Çağdaş Eğitim ve Köy Enstitüleri Derneği, Alevi Kültür Derneği, Karabağlar Kent Konseyi, Öğrenci Veli Derneği, Buca Emekli SEN, CHP Karabağlar Kadın Kolları, Cumhuriyet Okulları Temsilciliği, Maviyi Yeşile Çeviren Otizm Derneği, CHP İzmir İl Yönetimi, Gündoğdu Halk Konseyi, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu'nun bileşenleri, Atatürkçü Düşünce Derneği,  "ÇEDES Projesi'ne" tepki göstererek İzmir'de bir basın açıklamasında bulundu.

Eğitim iş İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Adem Yıldırım basın açıklamasında:

"Daha kötü ne olabilir ki?" sorusuna her yeni eğitim-öğretim döneminde "bu kadar da olmaz" dedirten iktidar, 2022-2023 eğitim öğretim yılında da bu geleneğini bozmamış, eğitimde geçen yılları dahi mumla aratan bir dönemi ülkeye yaşatmıştır. Sonuna geldiğimiz bu eğitim döneminde gericileştirme ve niteliksizleştirme politikaları dozunu artırmış, bu kuşatmaya bir de ekonomik krizin eğitime yansıması eklenmiştir.

Bugün çocuklarımız okullarda musluklardan temiz olmayan suyu içip, kantinden bir tost dahi alamazken; kalabalık sınıflara mahkum edilmişken, mesleki eğitim adı altında sermayeye çocuk işçi olarak sunulurken, ailesi zengin öğrenci ile yoksul öğrenci arasındaki makas daha da açılmışken, eğitim emekçileri açlık sınırında ücretlere mahkum edilmişken, I milyona yaklaşan atanmayan öğretmen varken, şimdi bir de çocuklarımız eğitim dışı kurumların kucağına itilmeye çalışılmaktadır.

Onca skandala rağmen dernek/vakıf maskesi takmış tarikatlar MEB protokolleri aracılığıyla eğitimde cirit atmaya devam etmektedir. Eğitimdeki bu gericileştirme hamleleri 28 Mayıs seçimleri biter bitmez hızlandırılmış, Izmir ve Eskişehir başta olmak üzere birçok ilimizde devlet okullarına pedagoji eğitimi almamış din görevlisi gönderilmesi bunun en somut örneği olmuştur. Seçimden hemen sonra Istanbul'da Bilal Erdoğan'ın yönettiği bilinen TÜGVA'ya 238 okulun tahsis edilmesi, "Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (CEDES)" kapsamında yapılan protokolle okullara "manevi danışman" adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi atanması eğitimde çok başlılığın artacağının da net sinyallerini vermiştir.

Çocuk Bahçesi ve Bilim Şenliği Başladı Çocuk Bahçesi ve Bilim Şenliği Başladı

Alanında uzman eğitimciler varken konuyla ilgisi olmayan kişileri ve yapıları eğitim sistemimize sokmak kamu kaynaklarını israf etmektir. Eğitim-lş olarak, Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırı; laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıt ÇEDES protokolünü yargıya taşıdık.

Bugün de burada ve tüm Türkiye'de eğitim dışı kurumlarla, gerici dernek ve vakıflarla imzalanan protokollere ve projelere karşı "Çocukları korumak, vatanı korumaktır" anlayışıyla alanlardayız. Tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz, gelin bu protokolü birlikte reddedelim! Eğitime, geleceğimiz

olan çocuklarımıza sahip çıkalım! Çünkü ÇEDES protokolü hukuksuzdur: Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırıdır. Laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıttır.

Çünkü ÇEDES protokolü tehlikelidir. Eğitim biliminden pedagojiden bihaber, çocuklarımıza nasıl yaklaşılacağını bilmeyen yetişkinleri okullara sokmak travmatik etkileri de beraberinde getirecektir. ÇEDES protokolü öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin mesleki itibarına hakarettir. Eğitim-öğretim eğitimcilerin işidir" denildi.

Editör: MELEKŞAH TUFANER