Dünü unutma tekrar yaşama. Benzerini milli şairimiz Mehmet Akif de söylememiş mi? “Ders alınsaydı tarihten tekerrür eder miydi?” diye.   15 Mayıs 1919’da   Yunan ordusunu İzmir’e “çıkaranlarla” özellikle 1946 sonrası eğitimden sanayi ve ticareti hatta toplumsal alışkanlıkları hatta inançları alt üst edenler aynı emperyalist odaklarla yerli işbirlikçileri değil miydi 

15 Mayıs ve beraberindeki işgalde, asırlardır bir arada yaşayan aynı toprağın insanları birbirlerine nasıl ve neden düşman oldular? İzmir’de işgalden çok önce İngiliz intelajansı denen istihbarat biriminin neler yaptığı, “içten” kimleri nasıl ve neden satın aldığı, özellikle İzmir’in bazı Türk ve Müslüman zengin ailelerine nasıl sızdığı, İzmir’de bazı Levanten ailelerin, işgalden onca yıl önce ve işgal sürecinde nasıl yaklaşım ve davranışlar sergilediği hiç merak edildi mi? Yahu bizler daha 15 Mayıs 1919 haftası İzmir’de kaç masumun hunharca katledildiği, yağma ve tecavüzlerin ne kadar olduğunu bilmiyoruz. 

2 kilo karpuzu erken bitiren altın kazandı! 2 kilo karpuzu erken bitiren altın kazandı!

14 Mayıs gecesi Maşatlık’ta gerçekten ne oldu ki, 15 Mayıs günü Hukuku Beşer Gazetesi yazarı sahibi Hasan Tahsin Recep tek başına kendini kurban etti emperyalizme? Reddi İlhak cemiyetini kuranların içinde acaba iki taraflı oynayanlar var mıydı? 

Dün neler yaşadığımızı bilmezsek unuturuz. Unuttuğumuzda da aynılarını yaşarız. İşte 1946’dan beri iki yakamızın bir araya gelmemesinin, sağlı sollu yalanlara inanmamızın nedeni “unutkanlık” ve “bilinçsizlik”. Bakın bakalım “komşu da” unutmuş mu? 15 Mayıs 1919 kurbanlarını rahmet ve mahcubiyetle anıyorum. Her nerede yatırıyorlarsa Allah hepsine rahmet etsin. Kahrolsun her türlü emperyalizm. 

Ne Mutlu Türküm diyene…

Kaynak: Haber Merkezi