DÜNDEN BUGÜNE BİR “İMRALI” HİKAYESİ!

Aslında...

Abone Ol

Yüzyıllardır adından söz edilir ama...
O adaya ne “merak edip” giden vardır ne de...
Gidip “kısa süre”de(!) gelen vardır...
Marmara Denizi’nin ortasında...
Bursa iline bağlı...
İstanbul’a sadece 50 kilometre uzaklıkta...
Fi tarihinde...
Osmanlı Donanması tarafından Bizans’tan fethedilen...
“707 yaşında” bir kara parçası...
Adı; “İmralı”...
Neden “İmralı”?
Osmanlı amirallerinden “Emir Ali”nin fethettiği ilk ada olduğu için!

*

Tümüyle askeri alan...
Uçuşa yasak, sivillerin girişine kapalı...
Tekneyle ya de helikopterle gelenleri şu tabela karşılıyor:

“İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi...”

Hizmete giriş tarihi; “11 Ağustos 1935”...

*

Ada’nın, insanoğluna bahşettiği sadece iki yiyecek vardı bi’zamanlar:

“Soğan ve balık”...

Lozan Antlaşması’ndan sonra...
1.200 kişiden oluşan ada halkı...
“Ver ilini Yunanistan” dedi...
Atatürk hayattaydı...
Takvimler 1935’i gösterirken...
Adadaki kilise, hünerli ustaların elinde kısa sürede cezaevi oluverdi!

*

İmralı Cezaevi'nin ilk konukları...
Cinayet suçundan ceza almış 50 hükümlüydü...
Tamamen serbesttiler ama...
İmralı Cezaevi’nden kaçmak adeta hayaldi!

*

Bilen sayısı giderek azaldı ama...
Biz yine de hatırlatalım...
1960’taki Yassıada Yargılamaları sonunda...
İdam cezasına çarptırılan...
Demokrat Parti döneminin Başbakanı Adnan Menderes...
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve...
Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın cezaları burada infaz edildi...
Naaşları 29 yıl İmralı Adası’nda kaldıktan sonra...
1990’ın 17 Eylül’ünde İstanbul'daki anıtmezara nakledildi...

*

1999'da, ömür boyu hapis cezasına çarptırılan...
İmralı’ndeki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yanına ise...
2009'da benzer suçlardan hüküm giymiş sekiz mahkûm daha gönderildi...

*

İmralı Adası’nın şaşırtan başka misafirleri(!) de oldu!
Bir dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar...
Sinema sanatçısı ve yönetmen Yılmaz Güney...
Ve...
Yine bir dönem okuyanları isyan ettiren ve...
“Geceyarısı Ekspresi / Midnight Express” adıyla kaleme aldığı romanı ve filmiyle dünyayı ayağa kaldıran Amerikalı yazar, oyuncu ve film yönetmeni William Hays esrar kaçakçılığından hüküm giydikten sonra İmralı Cezaevi’nde yaşadıklarını ve nasıl firar ettiğini anlatmış ardından da Türkiye’yi “karalamak için” elinden geleni yapmıştı...

*

Neden İmralı Adası’nın dününü ve bugününü anlattık?

*

Çünkü...
İmralı Adası...
Bi’kez daha “tarihe not düşürmeye”ye hazırlanıyor...
Malum...
TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu...
PKK lideri Abdullah Öcalan'la görüşmesi için...
İmralı'ya bir heyet gönderme kararı aldı...
Üç kişilik Meclis heyeti Ada’ya gitti, döndü ve özetle...
Şu cümle akıllarda kaldı:

“Sayın Öcalan çok güçlüydü, morali yüksekti...
Gülerek, gayet enerjik bir şekilde salona girdi...
Her bir üye ile tek tek merhabalaştı ve (Hoş geldiniz) dedi...
Ardından heyetten bir arkadaş hepimizi tek tek tanıttı...”

Eeee, başka?
Bi’de şunu demiş Öcalan:

“Sayın Turgut Özal’ın ölümünü bir tesadüf olarak değerlendirmiyorum... Buraya şüpheyle bakmak gerekir...”

Ne demek istedi; pek anlaşılamadı!

*

Aslında, üç milletvekilinden oluşan o Meclis heyeti...
İki saat 50 dakikada...

Ne sordular ise...
Ne cevap aldılar ise...
Harfi harfine millete anlatmalıdır; bu tartışılmaz...

Hepimiz...
O soru / cevapları öğrenmeliyiz!

*

Mesela...
Terörist başı, o heyete hiç bi’şi sormamış mı?
Bu “üç kişilik komisyon”un söylemek istemedikleri detaylar var mı?
Kısa sürede yaşananlar için...
Yarınlarda nelerle karşılaşacağız?

“Terörsüz Türkiye”...

Şahane bir başlık ama...
Bugünün pırıl pırıl evlatları öncelikli...
Hep beraber bilelim...
Böyle bir istek...
Bu kadim milletin hakkı değil mi?
Cevap “evet” ise...
O zaman “50 dakika” da ne konuşuldu ise...
Son harfine kadar bilmek...
Bu aziz milletin hakkıdır!
Yanlış mı?

Nokta...

Sonsöz: Abdullah Öcalan'ın avukatı İbrahim Bilmez, terörist başının 2019 yılından beri ilk kez müvekkiliyle görüşme izni aldığını belirtti ve şöyle dedi: “Artık cezaevinde bulunan PKK'lı diğer mahkumlarla etkileşime geçebiliyor ve görüşebiliyor... Kitap okuma hakkı devam ederken, bazı televizyon kanallarını izlemesine de izin veriliyor...”