Son Mühür TV’de yayınlanan Gündem Yorum programında Hasan Tahsin Kocabaş ‘Bugün günlerden kiraz ve tarım’ dedi ve siyasetçilerin dünyanın gerçeğini görmesi gerektiğini ifade etti. Programa konuk olan EBSO Meclis Üyesi/KEMTAR (Kemalpaşa Tarım Geliştirme ve Destekleme Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özken Kemalpaşa’nın kiraz anlamında en önemli konum olduğunu belirtirken, özelliklerinden bahsetti. Dr. Ahmet Özken şu ifadeleri kullandı:

Kemalpaşa’da ne oluyor?

Kemalpaşa bizim için çok önemli bir yer. Neden? 120 bin nüfusu var ve içerisinde 4 farklı bileşeni barındırıyor. En önemli özelliği, Kuzey Yarım Kürenin ilk hasadının olduğu yer. Ayrıca, Türkiye’de yetiştirilen kirazının yüzde 12-13 'ünün, dünya pazarının ise yüzde 3’ünün çıkarıldığı yer.

Kemalpaşa’nın ikinci önemli özelliği, bir lojistik merkezde olması. Üçüncü özelliğimiz, 850 fabrikası olan ve 2 farklı organize sanayi bölgesini bulunduran nadir ilçelerden birisi olmamız. Bu 850 fabrikada yaklaşık 35 bin kişi istihdam ediliyor. Yıllık 10 milyar dolarlık ticaret hacmi olan bir yerden bahsediyoruz.

Dördüncü özelliği ise hayvancılık. Ege bölgesinin özellikle İzmir’in büyükbaş hayvancılıktaki et ihtiyacının yüzde 35’inin Kemalpaşa bölgesindeki yetiştiricilerin yetiştirdiği hayvanlar oluşturuyor.

‘Türkiye’nin birinci olduğu sahada ihracatta kazandığımız değer ne kadar?’

‘Türkiye’nin birinci olduğu sahada ihracatta kazandığımız değer ne kadar ?’

Dr. Ahmet Özken, Dünyada kiraz üretiminin yaklaşık 2,5 milyon ton olduğunu belirtirken, bu üretimin 650 bin tonunun Türkiye’de üretildiğini söyledi. Dünya kiraz üretiminde birinci sırada olduğumuzu ifade eden Özken, bizden sonra gelen ülkelerin Şili, Amerika, Yeni Zelanda olduğunu ifade etti. Özken, Türkiye’nin birinci olduğu sahada ihracatta kazandığımız değer ne kadar ? sorusuna verilerle cevap verdi:

‘Geçen yıl Türkiye üretimde birinciyken, ithalatta üçüncü sırada yer aldı. Neden ? Geçen yıl 200 milyon dolarlık bir kiraz ihracatından Türkiye’ye döviz girdi. Şili bizim üretimimizin üçte biri kadar üretim yapıyor ama kasasına 1 milyar 70 milyon dolar kiraz ihracatından gelir kaydediyor, biz 200 milyon dolar. Ama Şili, beş katımızdan fazla kiraz ihracatı ile ülkesine döviz girdisi sağladı.

Şili geriden gelip bizden fazla kazanıyor

Markalaşmanın öneminden bahseder Dr. Ahmet Özken, ‘Markalaşamadığımız için yurtdışındaki alıcılar bizim tepemize biniyor. Ne yapıyorlar? Senin kirazı bozulmuş diyor. Sen kilosunu 4 dolara satmışsın 3 dolar diyor. Ya da belli standartlarda kalibresi vardır, Avrupa '28 üstü kalibre gönder' der. Eğer 25 kalibre gönderirseniz tespit eder ve fiyatı düşürür.

Şili bu kalibreyi 30 ve üzeri olarak gönderiyor. Çünkü Şili’de kooperatifler var ve çiftçi bunun derdine düşmüyor. Orada çiftçi 'Ben en iyi malımı nasıl üretirim?' diye düşünüyor. Çünkü bütün destekleri alıyor. Şili’de kiraz ağaçlarının ortalama ömrü 50 yıl bizde 15 yıl. 50 yıllık ağaç 45 yıl ürün veriyor sana.

Siz 5 yıl sonraya yatırım yapacaksınız 10 yıl sonrasında 2 katına çıkaracaksınız. Bunu bilimsel verileri kullanarak, destek ve teşviklerle yapacaksınız.

‘Kemalpaşa bunun neresinde?’

Kemalpaşa kuzey yarım kürenin ilk hasadının yapıldığı topraklar. Kemalpaşa’nın zenginliğinin farkına varmamız gerekiyor. 650 bin tonun 80 bin tonu Kemalpaşa’da üretiliyor. 20 Nisan’da hasata başlıyoruz. 2 Mayıs’a kadar Kemalpaşa Ovası hariç kiraz hasadı yoktu. Erkenci dediğimiz kirazların tamamı tüm illerde yer alıyor. Ayrıca, yurtdışında tezgahlarda da yer alan kirazlar Kemalpaşa’nın kirazları’

Son 20 yıldır kiraz alanları daraldı mı?

Dr. Ahmet Özken, üretim alanlarının daralması hakkında şu ifadeleri kullandı: ‘Üretim alanlarımız daralsa da maliyetimiz çok yüksek. Yıl boyunca toprağı kullandığımız ilaçtan tutun, suların verilmesine kadar çok ciddi bir maliyetimiz var. Bugün kiraz işçiliğinin günlük maliyeti 800 lira ile 1000 lira arası değişiyor. Çok iyi olduğunu düşünürsek bir işçinin ortalama toplayacağı kiraz 40 kiloyu geçmez.

Ne yapılmalı ?

KEMTAR Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özken yapılması gerekenleri açıklarken şu şekilde konuştu:

‘Karar vericilerin bu işe el atması gerekiyor’

Karar vericilerin aslında biraz daha bu işe el atması gerekiyor. Çiftçinin ikincil dediğimiz kirazlarını kullanabileceğimiz yerler var. Bu kirazın Norveç’te İsveç’te mutlaka kekini, pastasını yapıyorlar. İkincil dediğimiz, kullanmadığımız kirazları dondurmak suretiyle paketleyerek kullanılacak hale getirebiliriz. Kirazın sapı sağlık açısından çay yapılıyor. Çekirdeği, eczacılıkta kullanılıyor. Tıbbi ürünlerin ham maddelerine koyduğunuz zaman A, C ve E,D vitaminini barındırıyor.

‘Birilerinin öncü olması gerekiyor’

‘Birilerinin öncü olması gerekiyor’

Burada birilerinin öncü olması gerekiyor. Birilerinin öncü olduğu noktada ne yapmamız gerekiyor? Bizim bu krizi markalaştırmamız gerekiyor dedik. Biz nasıl yola çıktık? Kirazı toplarız, çarşıda aracılara kirazı döker ve paramızı alırız. Biz aracılarla sıkıntı yaşadığımız için bu yolu kendimiz yapalım dedik. 2019 yılında 12 liraya almışlardı öğleden sonra 8 lira demişlerdi. Gideceğiniz başka bir yer yok çünkü kiraz taze ve hemen tüketilmesi gerekiyor. Üretici zaten bunu yapıyor. Ürünle ilgileniyor. Ben o arkadaşımızın yaptığı gibi kirazı döktüm. Bütün aracılar alıcılar anlaşırlarsa fiyatı düşürürler. Sizin başka yere götürme şansınız yok.

‘Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok’

Kemalpaşa’da birden fazla Kooperatif var ama etkin değil. Kooperatif Başkanımız Ziraat Odası Başkanı. Uzun yıllardır onlar da mücadele ediyorlar. Burada kooperatifçilik modelinin Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi olması gerekiyor. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.

KEMTAR ne yaptı?

KEMTAR Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özken dernek olarak yaptıklarından bahsederken:

‘1,5 yıl boyunca etiketteki coğrafi işareti almak için uğraştık ve markamızı tescil ettirdik. Bu ne demek oluyor? Türkiye’nin en büyük mağazalarından Migros ile masaya oturduk. Bu kirazı bardakta Katar’a Emir Ailesine, İngiltere’ye gönderdik. Normalde 4 bardak bir kilo yapar. Diyelim kilosu 2 dolara veriyorsunuz üretici olarak biz bunun bardağını 1.5 dolara sattık. Biz önce markalaşacağız sonrasında da bu ürünü pazarlayacağız. Sonrasında Migros bizden MacroCenter’larda bu kirazları aldı. Ve günlük tüketildi.

‘Teşvikte önceliklendirilmediğimiz için İzmir’de Kemalpaşa’da soğuk hava depomuz yok’

Biz bunu aldıktan sonra fuara gittik, Çin'e İngiltere’ye Amerika’ya gittik. Bu ciddi bir kaynak gerektiriyor. Sonrasında geldik, Kemalpaşa’daki üretici kirazını topluyor o aracılar da Alaşehir’deki 130 km ötedeki soğuk hava depolara götürüyorlar. Kemalpaşa’da yok neden? Teşvikte öncelik Manisa. Teşvikte önceliklendirilmediğimiz için İzmir’de Kemalpaşa’da soğuk hava depomuz yok. Alaşehir’deki yere Kemalpaşa kirazı gidiyor, oradan Alaşehir’de kiraz yetiştiricileri yok kiraz ihracatı yapılıyor oradan.

Soğuk hava deposu neden önemli?

Ben kirazı topladım size getirdim, dolabınıza koydunuz. Ben size bunu getiremeseydim iki gün sonra bu kiraz solmaya başlayacaktı. Hidracooler diye bir sistem var, kirazlara -2 derece su verip dirileştiriyor. Oradan çıktıktan sonra dinlendirmeye alıyorsunuz. Sonrasında 5-6 saat dinlendikten sonra soğuk hava deposuna alıyorsunuz.

Projelerimiz hazır. Sadece soğuk hava deposu değil kiraz eleme makinesi de olması gerekiyor. Avrupa’da ve Alaşehir’de de var bu makine. Bir makinanın fiyatı 2 milyon euro şu anda. Bu makine kirazı saplarına boylarına göre ayırıyor hatta paketleme bile yapıyor. Önce kiraz alım yerine ihtiyacımız var Kemalpaşa’da. Yıllardır bu konuda niye hiçbir şey yapılmadı anlamış değilim’ ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan'dan 19 Mayıs paylaşımı! Emine Erdoğan'dan 19 Mayıs paylaşımı!

EBSO Meclis Üyesi Dr. Ahmet Özken Kemalpaşa’da her 4 kişiden bir kişinin çiftçi olduğunu anlattı ve ekledi:

‘Kiraz bizim önceliğimiz’

Kiraz bizim önceliğimiz. Bizim çiftçileri örgütlememiz gerekiyor. Çiftçi para kazanamayınca, Ankara ve İstanbul’dan gelmiş birine satıyor, fabrikada asgari ücretle çalışıyorlar. Biz çiftçiliği gençlere sevdiremiyoruz çünkü para kazanamıyorlar.

‘Yol haritası çok belli’

‘Yol haritası çok belli’

Yol haritası çok belli. Var olan bir kooperatif olabilir, yeni bir kooperatif olabilir hiç fark etmez. Eğer siz bu kooperatif modelinde çiftçilerin satın almalarını tek bir noktadan yapmazsanız, her üretici gübreyi teker teker alacağına kooperatif olarak 100 kg olarak almazsanız, traktörü almazsanız olmaz. Kooperatifte satın almayı tek elden yapacaksınız. En önemlisi pazarlamasını yapacaksınız. Pazarlamasını yapmadığınız ürünü satacak müşteriniz yoksa kime satacaksınız? Pazarlamayı nasıl yapacaksınız? Markalaşma çok önemli. Irak'ta, Ortadoğu'da satabileceğin yerler olacak olacak. Bunun lideri Büyükşehir Belediye Başkanı ya da Kooperatif Başkanı olabilir. Bunu örgütleyerek maddi imkanlarla yapacaksınız.

‘Kiraz Festivali sadece konser vermekle olmaz’

Kiraz üreticileri için yapılabilecekleri açıklayan Dr. Ahmet Özken, üreticinin kalkındırılması gerektiğinin altını çizdi. Özken,

‘Kiraz Festivali sadece konser vermekle olmaz. Üreticiye stant açmıyorsanız, üreticiyi kalkındırmıyorsanız olmaz. Güçlü bir kooperatif olsa ben belediyenin kapısından çıkmam. Ben migrosa kooperatif olarak gitsem günlük 50 ton değil 100 ton onlara temin ederdim ve o arkadaşlar kirazlarını dökmek zorunda kalmazdı.

Tire süt kooperatifinde sadece süt mü var ? Her şeyi var. Biz kirazın sadece ikincilini, sapını, çekirdeği ile markalaşarak yola çıksak ve birinci -ki bu zaten kendisi marka- uluslararasında tek oluruz. E fazla 2 yıl içerisinde bunun meyvelerini alırız’ dedi.

Üretici niye gelecek yılı garantiyi alacak parayı kazanamıyor?

Üreticinin gelecek yılı garantiye alacak parayı kazanamaması hakkında konuşan Özken, bunun sebebini fiyatların değişiklikleri olarak değerlendirdi. Dr. Ahmet Özken, ‘Kiraz sabah 80 lira ise öğleden sonra 60’a düşecek belki. O da alıcı ve aracı varsa. Üretici ne yapsın ? Üretici bunu üretme derdinde değil ki öyle bir görevi de yok zaten. Kahroluyor, çünkü malını almıyorlar.

‘Kiraz alım yerine ihtiyaç var’

Acilen Kemalpaşa’ya kiraz alım yeri Bağyurdu Ören, ve Yipitler üçgeninin olduğu-bütün kiraz üreticilerinin yer orasıdır özellikle erkenci kirazların- kamuya ait yerler var. 2 seneye yaparsınız bunu. Önce kiraz alım yeri, ardından soğutucu yeri. Bunu yaparsanız herkes rahatlar. Dünyada bir sürü örneği var bunun.

‘Tarım varsa hayat var’

Artık imar  inşaatı kenara bırakıp topraklarımız zenginliğimizdir diyoruz. Bu zenginliğin kıymetine varalım. Biz elimizden geleni yapıyoruz ama burada karar vericilerin ellerini taşın altına koymaları gerekiyor. Model çok net, kaynağı yerinde bir yatırım yaparsanız ve doğru planlarsanız kaybetme riskiniz yok. Belki 2 sene sonra değil 4 sene sonra çark dönmeye başlayacak. Siz Kemalpaşa’nın bu anlattığım modelde gelecek 50 yılını kurtarmış olacaksınız. Tarım varsa hayat var.

Kaynak: HABER MERKEZİ