Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Gün Başlıyor’ programına konuk olan Sürdürülebilir Kalkınma Gençlik Liderleri Eğitim Programı’nın (SÜGEP) Proje Koordinatörü Burcu Yağmur Doğan, Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı.  

Tek kullanımlık plastiğe alternatif ambalaj projesi ile ilgili ödül aldıklarını söyleyen SÜGEP Proje Koordinatörü Burcu Yağmur Doğan, “Biz makale dalında bir birincilik ödülü aldık. Çevrenin Genç Sözcüleri Programı adı. Ulusal ve uluslararası olarak Türkiye’de de temsilcileri var. Danimarka merkezli bir danışmada makale dalında ödül alarak ülkemizi temsil etme hakkı kazanmış olduk” dedi. 

“Tek kullanımlık plastiğe alternatif proje” 

Doğan, “Genç Sürdürülebilirlik olan bir ekip var. Onun haricinde profesyonel ekipten oluşan, üniversite hocalarımız da var. Avrupa Birliği’ne ihracat konusunda belli düzenlemeler geldi 2030 hedefleri doğrultusunda. İhracatta ambalajın çözünür olması yönelik. Bu da aslında ihracatın yüzde elliden fazlasını Avrupa ülkelerine yapan ülkemiz için aşılması gereken önemli bariyer olarak karşımıza çıkıyor. Bu projede deniz marulu olarak bildiğimiz Alg ’ten bir madde elde ederek tek kullanımlık plastiğe alternatif bir ambalaj projesi olarak çıktı. Bu bariyerin aşılmasında ve sıfır atık vizyonuna hizmet etmesinde önemli bir proje” ifadelerini kullandı.  

“Saf bir selüloz elde ediyoruz” 

“Selülozun ayrıştığını gördük ve şu anda sektörde selüloz kullanım oranı yoğun talep olan bir konu. Odun bazlı selülozun üretim aşamasında ayrıştırılmasında bir süreç var. Ulvapac da böyle bir ayrıştırma gerekmiyor. Oldukça saf bir selüloz elde ediyoruz. Yapılan araştırmada da ne kadar dayanıklı bir malzeme olduğu ortaya koyulmuş. Bu sebeple üretimde maliyetten bir düşüş yaşanıyor. Hem de diğer maddeler gibi tarım ilacı kullanmıyoruz. Yetiştirilmesinde tatlı su kullanımı gerekmiyor gibi avantajlar var. Oldukça doğal bir metalden bir biyo çözünür bir ham madde elde etmiş oluyoruz.” 

“AR-GE aşamasına yeni geçtik” 

“Özellikle biz son zamanlarda İzmir Körfezi çevresinde azot, fosfor atıkları gibi atıkların denize karışması sebebiyle yoğun miktarda artış gösterdiğini gördük bu maddenin. Bunun hem bilimsel süreç yönetilerek yönetilmesi hem de sektöre kazandırılması diye düşünebiliriz. Ayrıca deniz bazlı bir ortamda ticari olarak yetiştirilebiliyor. Şu an AR-GE aşamasına yeni geçmiş durumdayız. Belli firmalarla görüşmelerimizde devam ediyor. Biraz rektörün desteğine ihtiyacımız var bu noktada. Biz dediğim gibi SÜGEP’in genç liderleri ile birlikte bir fikir olarak ortaya çıktık, gerekli araştırmaları yaptık, makale yazdık. Makalemizde birincilik ödülü aldık. Bundan sonraki süreçte de bir network kurarak, projenin ayakları yere basarak sağlam bir şekilde ilerlemesi adına AR-GE çalışmalarına başlamak istiyoruz. Bu kazandığımız birincilik ödülü de ülkemizi Danimarka’da temsil ettik ama dünyanın birçok yerinden gençler, farklı kategorilerde başvurular yapıyorlar. Bu bize network ağı da sağlıyor.” 

“Mottomuz gençler” 

“Sürdürülebilir kalkınma noktasında hem yerele hitap edebilecek hem de uluslararası noktalara dokunabilecek projeler ortaya çıkıyor. Bu eğitim süreçlerinde gençler proje üretmeyi öğreniyorlar. Bizim mottomuz gençler bu tip projelerin ortaya çıkmasında yol açabilir. Gençler artık bu işi devralmalı, üretmeli ve sektörde bunu görmeli diye yola çıkıyoruz. “ 

“Tüketim kültürünü de konuşmalıyız” 

“SÜGEP akademinin internet sitesi incelendiğinde ne kadar çeşitli projeler üretildiği görülebilecektir. Çok farklı projelerimiz var mesela temmuz ayında Göbeklitepe’de sürdürülebilir yaşam üzerine güzel bir projemiz olacak. Orada tarihi köklü bir yerleşim var. Proje yeni başlayacak, bir eğitim sürecinden geçip oraya gideceğiz. Uzmanlar eşliğinde çalışmalarımızı yapacağız. Bunun makale olması, yayınlanması konusunda sponsorlar bize yardımcı olacak. Heyecanla bekliyoruz. İş dünyasını konuşuyoruz ama tüketim kültürünü de konuşmak gerekiyor. Mesela geçenlerde bir proje yaptık. ‘Dünya limit aşım gününe karşı sen de sürdürülebilir alışkanlıklar kazan’ yönünde bir video çektik. Bizim bu videomuz aynı zamanda aynı yarışmada medya kategorisinde ödül aldı. Bu Ulvapac çözünebilir bir hammaddeye yönelik bir proje. Burada biz projeye yönelik olarak çözünebilir, geri dönüştürülebilir bir ham madde elde etmek istiyoruz Ulvapac’ta. Bu selülozun ayrıştırılması ile ilgili makaleleri inceledik ve bunların ayrıştırılabileceği ambalaj sektörü için, tek kullanımlık plastiğe alternatif madde olacağını ön gördük. Şu an da çalışmalarımıza devam ediyoruz.  

“İzmir Körfezi’ne açıldık” 

Doğan, “İnci Vakfı’nın düzenlediği programda hibe kazanmıştık. Orada gelişim desteği alarak o destekle birlikte İzmir Körfezi’ne açıldık saha çalışmalarına başladık. Saha çalışmalarında körfez haritalandırma çalışması yaptık, ulva lactucanın yayılım gösterdiği yerleri haritalandırdık. Aynı zamanda uzmanlar eşliğinde üniversiteden hocalarla makale hazırladık. O makalemiz de ödül aldı. Hepimizin elbette bu proje dışında başka meşguliyetleri de var, ben yüksek lisans öğrencisiyim aynı zamanda. Ekibimiz çok genç elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.” 

Bu 5 hataya dikkat edin| Yaz ayında bahçenize yılanları çekmeyin! Bu 5 hataya dikkat edin| Yaz ayında bahçenize yılanları çekmeyin!

“Değişim insan da başlar” 

“Teşvik çok önemli sadece bireysel bir tarafı yok. Sivil toplumlar, devlet politikalarla, bizler de bireysel olarak bilinç seviyemizi arttırarak bu konuda çeşitli eğitimlerle tüketim için bir adım atmalıyız. Dünya alarm veriyor bu işi ciddiyetle ele alıp hep birlikte yol almalıyız. Bireyin sorumluluğu da ortaya çıkıyor. Değişim insan da başlar. Biz değiştiğimiz de çevreye kelebek etkisi ile yayılım gösterir. Gündelik hayatımızda ne tükettiğimize dikkat etmemiz gerekiyor. Biz burada plastikleri konuşuyoruz ama petrol bazlı plastikten, biyo plastiklere geçiş gibi bir şey süreç söz konusu. Plastiğin en kalıcı sebeplerinden biri kalıcı olması. Kana kadar karışan mikro plastiklerden bahsediyoruz. Bu mikro plastik nedir dersek 5mm’den daha ufak plastik partiküllerine deniyor. Bizim özellikle projede vurguladığımız tek kullanımlık plastikler çünkü bir defa kullanıp atıyoruz. Bu gezegenimize ne kadar zarar veriyor öncelikle bunu sorgulayarak başlayabiliriz. Zararları fark edince orada bir bilinç devreye giriyor.” 

“Ne aldığımıza dikkat etmeliyiz” 

“Plastikler üç kategoride konuşuluyor. Birincil plastikler, bilinçli bir şekilde üretilen plastikler oluyor bunlar. Boya, deterjanlar, ilaç gibi... Neyi aldığımıza dikkat etmeliyiz. Bizim kıyafetlerimizden dahi her yıkamada bizim denize karışan, bütün denizleri dolaşan mikro plastik kirliliğinden bahsediyoruz. Ve çok küçük parçalar oldukları için deniz canlıları tarafından kolay yutulabiliyor. Bu hastalıkların yayılmasına kadar giden bir durum. Biraz farkındalığı arttırarak, sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları kazanmaya çalışıp karbon ayak izimizi azaltmalıyız. Karamsar da bakmamak gerekiyor, dünyada bunun için değişim de söz konusu. “ 

“Yatırımlar geleceğe yönelik olmalı” 

Doğan, “Proje üretmek çok önemli, iş dünyasının buna ihtiyacı var. Bunun içinde belirli destekler gerekiyor. Bunun için bütçe ayrılması gerekiyor. Biz şu anı değil geleceği de düşünmek zorundayız. Hem çevre sağlığı, gezegen için hem de iş dünyasında barınabilmek için yatırımların doğru ve geleceğe yönelik olması gerekir. İkincil plastikler zamanla ve iklim koşullarına göre plastiklerden aşınıp çevreye karışıyor. Bir de nano plastikler var bunlar gözle görülemeyecek kadar küçükler ve bununla ilgili yapılan çalışmalar az. Yine bunun da zararlı olduğu ön görülüyor. Değişim içten istenirse bir şeyler için adım atmak daha kolay olur. Biz özellikle bu işleri gençlerle yapmak istiyoruz. Çünkü genç zihinler olmaz demiyor, nasıl oldururuz noktasından bakıyor. Projede en önemli hedef 2030 ihracat doğrultusunda ambalaj konusunu çözmek. Bu bir yana bir de plastik kirliliğini önlemek, hatta bitirmeye yönelik çalışmalar yapmak. AR-GE çalışmaları tamamlandığında yeni bir ürün ortaya çıkmış olacak bu da yeni bir gelir demek aslında. Bu konuda daha ileride olan ülkeler olması dışında daha geride olan ülkeler de var. Biz de aslında yeni yeni konuşmaya başladık diyebiliriz. Hızlanmamız gerekiyor. Kuzey Avrupa ülkeleri bu işi daha pratik olarak çözmüş durumda. Avrupa Birliği belli kararlara alıyor, konferanslar yapıyor özellikle gençlere söz hakkı veriyor ama böyle şeyler olsa da bir noktada engellenemeyen bir tüketim kültürü var. Elbette dünya var olduğu sürece evrilecektir ama bu noktada sağlıklı bir çevre da yaşamak istiyor muyuz, doğayı korumak istiyor muyuz diye düşünmemiz gerekiyor. Projesi olan gençler SÜGEP’e başvurmak için SÜGEP akademinin internet sitesini inceleyip, orada yapılan projeler hakkında bilgi sahibi olabilirler” diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER