Programda, Sevinç Öztürk'ün şu sözleri dikkat çekti:

"Bugün 8 Mart, kadınların direniş ve sendikal hakları, iş yaşam koşullarının düzeltilmesi uğruna verilen mücadeleye adanmış bir gün. Bugün ülkemiz gırtlağına kadar işgal altında, tam bağımsız değiliz. Her şeyimiz İtalyan. İşçilerimiz yok, çünkü artık bizim fabrikamız yok, üretimimiz yok. İşçi artık köydeki tarlasını süremez halde. Altı yaşındaki kız çocukları babaları tarafından evlendirilmeye başlandı. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin sarsılmaya başladığı zamanlarda 8 Mart'ı bir kutlama haline getirmeye hakkımız yok. Bu ülke tekrardan tam bağımsızlığını kazanacağı güne kadar bence bu ülke insanları bunun için mücadele vermeli. Çünkü biz kuşatılmış bir ülkeyiz ve kölelerin bayramı olmaz ancak özgürlüklerine kavuştukları zaman böyle bir bayram olur ve ben o bayramı kutlayacağım zamanı bekliyorum. Tam bağımsızlığımıza kavuştuğumuz zaman o gün benim bayramım olacak diye düşünüyorum ve o bayramı büyük bir özlemle hala bekliyorum."

Programda, Sevinç Öztürk'ün şu sözleri dikkat çekti:

"Kadınların daha güçlü ve cesur olması gerektiğini düşünüyorum"

Çimen Sala, resim sergilerinde kadın konularını işleyerek, kadının dünyada önemli bir varlık olduğunu vurguladı. Kadınların daha güçlü ve cesur olması gerektiğini düşündüğünü belirten Sala, Atatürk döneminden sonra kadın haklarının kazanıldığını ancak erkek egemen bir dünyada eşitliği sürdürmenin zor olduğunu ifade etti. Eşitlikçi bir dünya olması halinde her şeyin daha güzel olacağına inandığını söyledi.

Busenaz Sürmeneli, Avrupa Şampiyonu unvanını kazandı! Busenaz Sürmeneli, Avrupa Şampiyonu unvanını kazandı!

"Ozan'ın Sesi"

Aşık Ali Sala, babası Aşık Kerem Sala'nın şiir geleneğini devralarak, onun adına "Ozan'ın Sesi" adlı bir kitap çıkardı. Aşıklık geleneğinin, muhalif olmanın ve halkın gözü kulağı olmanın önemine vurgu yaptı. Sala, aşıklığın herkese nasip olmadığını, ozanlığın derin köklere sahip olduğunu ve muhalif olmanın, iktidara karşı durmanın aşıklık geleneğinde  önemli olduğunu belirtti.

Sanat ve Sevgiyle...
Ali ve Çimen Sala, evde sanat ve sevgiyle denge yakaladıklarını ifade ettiler. Ali Sala'nın emekli olduğu dönemde, çocuklar büyüdükten sonra şiir ve resimle uğraşmaya başladıklarını söylediler. Sanat ve sevgiyle dünyayı güzelleştirmeye çalıştıklarını dile getirdiler. Çimen Sala, eşi ile olan ilişkilerini birbirlerini anlamak, birbirlerini geliştirmek ve yükseltmek olarak tanımladı. Ali Sala ise babasının aşıklık geleneğini gözlemleyerek büyüdüğünü ve emekli olduktan sonra babasına söz verdiği için aşıklık yolunda yürümeye başladığını paylaştı.

Çimen Sala, kayınpederinin saygıdeğer bir kişi olduğunu belirterek, Ali Sala ile evlendikten sonra resim çalışmalarına aktif olarak başladığını ve eğitmenlik yaptığını açıkladı. Kadınların güçlenmesi, cesur olması ve sesini yükseltmesi gerektiğini vurgulayan Sala, insanın cinsiyetinden bağımsız olarak merhamet ve sevgiyle insanlık değerlerine ulaşılabileceğini ifade etti.

Kaynak: HABER MERKEZİ