Son Mühür- Kemal Kılıçdaroğlu'nun kurultayın olduğu gün Sabah gazetesine verdiği röportaja göndermede bulunan gazeteci Ali Yağız Baltacı, Deniz Baykal'ın koltuğa veda ettiği süreçte yaşananları hatırlattı.
Baykal istifa kararı aldığında...
''Sabah gazetesinde yayımlanan bir röportaj beni 15 yıl öncesine götürdü. Henüz 20 yaşındaydım ama net anımsıyorum.'' diyen Baltacı,
Deniz Baykal, kaset hadisesi sonrası genel başkanlıktan istifa ettiğinde tek arzusu partisinin kendisine sahip çıkıp liderliğe geri döndürmesiydi.
Baykal bunu elbette açıkça dile getirmedi. Bel altından darbe almıştı ve duygusal olarak zor durumdaydı.
Önder Sav'ın il başkanlarına talimat vererek delegelerin Baykal'ı adaylaştırmasını sağlayacağı düşünülüyordu.
Baykal da ifade etmese de bu beklentideydi.
Baykal bu beklentisinde haksız değildi.
Zira istifa ettikten sonra Önder Sav, her gün Baykal'ı evinde ziyaret ediyor, çıkışında da basına konuşup "genel başkanımızın yanındayız bu komployla hesaplaşacağız" şeklinde açıklama yapıyordu.
Kılıçdaroğlu da o günlerde "aday değilim, genel başkanımıza yapılan komployla hesaplaşacağız" diyordu.
Ancak öyle olmadı.
Önder Sav, Kılıçdaroğlu'nu desteklediğini açıkladı.
Sav'dan hareket emri bekleyen il başkanları da aynı gün KK'ya destek açıklaması yaptı.
Angora'daki evinde adaylaşmayı ve omuzlar üstünde tekrar genel başkanlığa taşınmayı bekleyen Baykal bir anda daire dışında kaldı.
Kaset olayından sonra ikinci bel altından darbeyi de en yakınlarından almıştı.'' hatırlatmasında bulundu.
O bedeli ödemeye hazırım...
Deniz Baykal kendi kaleme aldığı ve en yakın kurmaylarından bile gizlediği partiye veda konuşmasında,
“Bu kara kampanyaya teslim olmayacağım. Bu hukuksuz ve ahlaksız komplo nedeniyle kimsenin beni sorgulamasına izin vermeyeceğim. Eğer bunun bir bedeli varsa ve bu bedel CHP Genel Başkanlığı'ndan ayrılmaksa o bedeli de ödemeye hazırım." mesajı vermiş ve sözlerinin ardından istifa etmişti…
''Baykal'ın istifası sonrası Kılıçdaroğlu büyük bir heyecanla genel başkan seçilip partiyi dizayn ederken Baykal evinde kırgın bir döneme girdi.'' diyen Ali Yağız Baltacı,
''Baykal Kendisiyle röportaj yapmak isteyen televizyonların hepsini geri çevirdi.
Uğur Dündar'ı kıramadı ama Dündar'ın "kırgın mısınız" sorusuna şu şekilde yanıt verdi.
"Uğur Bey partimiz büyük bir heyecanla yeni bir döneme adım atıyor, bunları konuşmanın zamanı değil"
Baykal daha sonra da CHP'ye zarar verecek tutumlardan hep uzak durdu.
Kılıçdaroğlu 2011 seçim kampanyasında, Baykal'ı ziyaret edip "sayın genel başkanım mitingde birlikte olalım mı" teklifi getirdiğinde gönülsüz olmasına rağmen "peki" dedi.
Partisine karşı tavır almadı...
Uzun lafın kısası şu:
Baykal'ı sever veya sevmezsiniz; kızının güncel tutumu da ortada ancak şahıs olarak Deniz Baykal, çok "nahoş" şekilde liderlikten kopmuş olsa, üstelik en yakınları tarafından daire dışına itilse de tek bir gün partisine karşı tutum almadı.
Kırgındı, küskündü, hayal kırıklığı yaşıyordu.
Lakin bu duyguları değişim yaşayan partisinin yeni yolculuğunu baltalamaya tevessül ederek yaşamadı.
Onurlu ve vakar kaldı.
Bu yüzden de sonsuza kadar CHP'nin genel başkanları arasında anılmaya devam edecek.'' sözleriyle Kılıçdaroğlu'nun parti içindeki iktidar kavgasını sürdürmesine tepki gösterdi.