Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Haber Aktüel” programına konuk olan Türk- İş Ege Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. 

Yeni açıklanan asgari ücretin 11 bin 402 lira olmasını değerlendiren Çakmak, “Asgari ücret on üç gündür gündemde yoğun olarak değerlendiriyordu. Türk İş Genel Başkanımızın büyük çabası ile dün akşam da görüşme trafiği çok hızlı oldu. Genel başkanımız, cumhurbaşkanımız ile de görüştü. Bugün itibari ile rakam açıklandı. Bayram öncesi açıklanması ülkede moral, motivasyon oldu. Rakamsal anlamda tabi ki güzel bir rakam açıklandı. Açlık sınırının üzerinde, enflasyonla ezdirilmedi asgari ücret. Yeni kabineyi de buradan kutluyoruz, teşekkür ediyoruz sayın bakana da çalışmasından dolayı. İlk çalışması oldu, işveren ve işçi ile çalışma fırsatı yakaladılar. Tabi ki bu rakamın burada kalması ve alım gücünün olması için enflasyonun aşağı çekilmesi lazım. Enflasyon durmadığı zaman rakamları biz yine konuşmaya devam edeceğiz. Umarım yeni kabine de ekonomi ele alınarak, bu enflasyon mücadelesi hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulur. Alım ve refah seviyesi artırılır” dedi. 

“En büyük sorunumuz vergi dilimi” 

Ayı saldırıları artıyor| Artvin'de ayıya yazılan not şoke etti! Ayı saldırıları artıyor| Artvin'de ayıya yazılan not şoke etti!

“Şimdi enflasyonu patlattılar, enflasyon patladığından beri WhatsApp grupları kurulmuştu orada fiyat endekslerini habire değiştiriyorlardı. İnşallah bu kabine hızlı bir şekilde bu işin üzerine gider. Sadece asgari ücret değil arkasındaki vergi dilimlerinin de konuşulması lazım. En büyük sorunumuz vergi dilimi. Bu vergi diliminin masada olduğunu, bununla ilgili genel başkanımızın çalışması olduğunu biliyoruz. İnşallah onu da hızlı bir şekilde çözerler. Vergi dilimini de ya sabitlemek istiyoruz ya da makul seviyeye çekilmesini istiyoruz. Çünkü asgari ücret arttı, vergi alınmıyor ama diğer kesimlerden vergi alınıyor. Bu da yüzde 27-40'lara kadar çıkıyor. Biz bunun sabitlenmesini istiyoruz. Asgari ücret ülkedeki taban ücrettir. Bizim bugün kasabın, manavın yanındaki adamı konuşmamız lazım, asgari ücretli olan bunlar. Asgari ücrete zam demek her şeye zam demek. Benim alım gücümü artırmam lazım ki asgari ücreti düşüneyim. Bir de asgari ücret artmadan zam gelmeye başlandı. Bugün açıklandı ki tekrar güncellenecek bunlar. Enflasyonla mücadele etmek zorundayız, aşağı çekmek zorundayız. Tarımı, çiftçiyi desteklemek lazım. Çiftçi kalkınmadan biz kalkınamayız. Bugün sanayi ne yapacak? Bir yandan iyi oldu 400 lirayı 500 yaptılar bir de 6 ay uzatıldı ama bu yeterli değil.” 

“Hizmet sektörü hariç asgari ücret verilmemeli” 

“15 milyon çalışanın, 12 milyonu asgari ücretle çalışıyor. İşçi yol, yemek diyor, asgari ücret diyor başka bir şey değil... İşveren de yol- yemeği verdim ben asgari ücretin üstünde çalıştırıyorum zaten diyor. Bunu zaten vermek zorundasın. Bir işçi çalıştırıyorsan yolu- yemeği zaten vermek zorundasın. Bugün sanayide asgari ücret olmamalı. Hizmet sektörü neresi? Küçük esnaf, kasap, berber, terzi, manav... Bunların asgari ücreti konuşması lazım ama geldiğimiz noktada sanayi de bugün taşeron firmalar küçük firmalar hep asgari ücretle çalıştırıyor. Bunları ne yapacağız? Diğer taraftan devasa marketler bunlar da öyle. Hizmet sektörü dışında asgari ücretle çalışan olmamalı, çalışanlar örgütlenmeli... Ben buradan diyorum, bütün iş verenlere seslenmek istiyorum asgari ücretle çalışan bir işçinin yüzde 65 performansla çalıştırırsın ama sendikalı bir işçiyi çalıştırdığın zaman yüzde 95 üstünde çıkarırsın. Neden? Çünkü işçi biliyor benim sendikam var, hakkım, hukukum, sözleşmem, şubem, genel merkezim, başkanım var diye. Onu savunacak, koruyacak bir mekanizma var. Bir sendika bir işyerinde özgürlüktür, her şeydir. Çünkü biz bir üyemizin her şeyi ile ilgileniyoruz. Ondan dolayı iş veren vekilleri daha çok kar, daha çok para kazanma, az adamla çalışma derdinde. Bizim bunu aşmamız lazım. Biz asgari ücreti arttırarak hiçbir yere taşıyamayız. Bu çalışanlarımıza yazık asgari ücretle bu ülkeyi kalkındıramayız. Asgari ücretle çalışan sayısını 5 milyon altına indirmek zorundayız. İndirmediğimiz taktirde asgari ücretle alım gücü olmaz. “ 

“Buradan çağrımdır, çalışanlar bir an önce örgütlensin!” 

“Devletimizden şunu bekliyorum, istiyoruz ve talep ediyoruz örgütlenmenin önünü açın. Geçtiğimiz dönemdeki sayın bakanımız bir çıkış yapmıştı beyaz bayrak vereceğiz sendikalı olan yerlere demişti. Ve o işletmeye kredi arttıracağız ya da öne çekeceğiz demişti ve çok güzel söylemdi. Bu yeterli değil ama bizim hukuksal anlamda da çok şeye ihtiyacımız var. Bir şirkette örgütlenme olunca orada durmakta çok zor. Bir itiraz ettiğinde işveren vekilimiz bir soya iki yıl sürebiliyor. İki yıl sonunda üye bulamıyoruz. Arkadan yapılan mobbing, işten çıkarma işimizi zorlaştırıyor. 4-5 iş kolunda sıkıntılarımız çok büyük. Mesela özel okullarda, özel hastanelerde, marketlerde, tekstil iş kolunda, basın iş kolunda örgütlenemiyoruz. Bugün özel hastaneler almış başını gidiyor, doktorlarımız iyi maaş alıyor. Ama onun yanında çalışan hemşire de alsın istiyoruz. Buradan çağrımdır bir an önce örgütlenmeliler. Özel okullarda öğretmenlerimiz asgari ücretle çalışıyor ve kontrat altında tutuluyorlar. Çocuklarımız 300 bin civarı para veriyorlar ama öğretmenlerimiz orada ders başına okullarda öğretmenlik yapıyorlar asgari ücretle. Tekstil sektöründe bir takım elbiseyi 110 bin liraya satıyorlar ama işçiyi asgari ücretle çalıştırıyorlar. Nerede fason iş yaptırırız diye sanayilerde, atölyelerde düşünüyorlar. Merdiven altlarında iş yaptırılıyor ama ne güvencesi var ne hukuk var ne adalet var. Çalışma saatleri belli değil. Asgari ücretle çalışıyor ama asgari ücretin geri iadesini yapan yerler de var. Basın iş kolu da öyle. İzmir genelinde tebrik edilecek basın kuruluşlarımız da var. Bunların da hakkını yememek lazım, buradan yürekten kutluyorum. Mesela mağazalar zincirinde, ünlü markalarda örgütlendik. Metal sektörü iyi gidiyor.” 

“Sendika olursa kalite olur” 

“Bir iş yerinde bir sendika oluşuyorsa verimlilik, kalite vardır. O markanın kalite değeri vardır yoksa kendi değerini yakalayamaz. Ben hep sendikalı yerde çalıştım sendika ile refah seviyemizi arttırdık. Ama asgari ücretle çalışmış olsaydık refahımız yükselmeyecekti. Ben buradan sizin aracılığınızla tekrarlıyorum beş iş kolunda çağrım budur. Lütfen anayasal hakkınız olan sendikal hakkınızı kullanın. Yeter ki örgütlenin. Ben her gün sanayilere gidiyorum. Bu kişiye dokunarak başlar. Biz Türkiye’de 20 iş kolunda 34 sendika ile hizmet veriyoruz. Her iş kolunda sendikamız var. Yeter ki bizi arasınlar biz sendikalı olmak istiyoruz, hakkımızı, hukukumuzu korumak istiyoruz desinler. Biz 7/24 hizmetlerindeyiz. Bizim genel merkezlerimizle hiç durmadan çalışıyoruz. Türk- İş olarak hedefimiz 2 milyon ve inşallah buna ulaşır.”  

“Şirketin içerisinde şirketler var” 

Çakmak, “Yeni moda çıktı kobi işletmeler diye. Bir iş yerine kurumsal diyoruz, kurumsallaşmış artık buraya sendikanın girmesi lazım diyoruz. Bir giriyoruz içeriye, çalışan arkadaşlarımıza soruyoruz ben bu firmadayız, şu firmadayım diyorlar. Şirketin içerisinde şirketler var. Bu da bizim örgütlenmemizin önünü kesiyor. Ya anne üzerinde ya eş üzerinde bu da sendikayı engellemek amaçlı. Bunda Çalışma Bakanlığı bir rota belirlemeli. Sicil numarası bir işletme içerisinde en fazla yemekçi ve servisçiye vermeli. Birkaç şirket kobi olarak açılmamalı. Kimin nerede çalıştığı belli değil. Bunların takip edilmesini istiyoruz buralar gizli değil hepsini de biliyoruz. Toplu sözleşmelerimiz devam ediyor, bitenler var bitmeyenler var. Kamuda devam ediyor şimdi yeni rakamları revize ederek çalışmalarımızı ona göre ayarlayacağız. Biz asgari ücrete zam yapılmasın demiyoruz yapılsın ama her şeye zam gelmesin diyoruz. Bir gün şu ekranlarda asgari ücretin yanında sanayi de çalışanların sorunlarını da konuşun. Asgari ücretliler nasıl örgütlenir tartışmasını duyarsam dünyalar benim olacak. Ama hep asgari ücreti konuşuyoruz” ifadelerini kullandı. 

“İşçinin yol parasını da vermeli” 

Çakmak, “İşsizliği kader haline getirmememiz lazım. İşletmeleri de korumalıyız ki bu ülkenin refah seviyesini arttıralım. İşletmelere bakıyorum da bugün sendikalı olan işletmelerde ihracat bir numara. Neden? Çünkü işçinin kafası rahat. Rahat kafa ile verimlilikte artar, kalite de artar. Biz sendikalaşmayı okullardan itibaren anlatmalıyız. Doğal gazın sıfır ücret geleceğini cumhurbaşkanımız demişti ama tüpü unuttular. Herkesin evinde doğal gaz yok. Bir tüp zor gidiyor zaten bugün tüpün maliyeti de belli. Bu ay düzelir diye umut ediyorum. TÜİK bu rakamları nasıl belirliyor bilmiyoruz ama her ay açlık sınırını açıkladığımız için oradan takip ediyoruz rakamları. Enflasyon rakamları da öyle. Ülkemizde fırsatçı çoğaldı. Asgari ücret konuşuluyor market fiyatı, konut artıyor. Bu bizim yaşamımız, yaşam alanımız daraldı. Bir öğrenciyi de düşünmek zorundayız. Bir öğrenci yurtlarda barınamıyorsa, bir evde öğrenciler üç dört kişi kalıyor. Kira fiyatları almış başını gidiyor birinin buna dur demesi lazım. Çok fahiş fiyatlar. Devlet hastanelerinde de sıkıntılarımız had safhada. Şapkası herkesin önünde. Herkes şapkasını önüne alıp nerede hata yapıyoruz diye düşünmeli. Yoksa bu fiyat endekslerini durduramayacağız. İşçinin yol parasını da vermek zorundasın ki bunu da kaldırmışlar. Bunun için örgütlenmeliyiz diyoruz. İşverene destek kaldırılacaktı asgari ücret konusunda. Ama bunu 400 liradan 500’e çıkardılar. Tabi ki küçük esnaf için zor olacak ama bu yaşam şartlarında zam yapılması lazımdı. İşverenin de kira, elektrik konusunda problemleri var. Sadece hükümet değil belediyelerin de bu kira artışlarına el atması lazım” diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER